Atıl Alabalık Tesisini Otele Dönüştürdüler
Bartın'ın Ulus ilçesinde atıl durumdaki alabalık tesisindeki binayı Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın hibe desteğiyle otele dönüştüren Erhan ve Gülbahar Akbalık çifti, "Küre Dağ Evi" adını verdikleri otelde hem para kazanıyor hem de kızları "Masal" ile doğayla iç içe bir yaşam sürüyor.
Bartın'ın Ulus ilçesinde atıl durumdaki alabalık tesisindeki binayı Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın hibe desteğiyle otele dönüştüren Erhan ve Gülbahar Akbalık çifti, "Küre Dağ Evi" adını verdikleri otelde hem para kazanıyor hem de kızları "Masal" ile doğayla iç içe bir yaşam sürüyor.
İstanbul'da yaşayan ve hayatını 2010 yılında birleştiren Erhan ve Gülbahar Akbalık çifti, bebeklerinin doğumuna kısa bir süre kala, Bartın'da Küre Dağları Milli Parkı sınırları içerisindeki Aşağıçerçi köyünde bulunan atıl durumdaki alabalık tesisindeki binayı Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın yüzde 50 hibe desteğiyle otele çevirerek, buraya yerleşti.Yaklaşık 10 dönüm arazi üzerinde 900 metrekare kapalı alana sahip 13 odalı "Küre Dağ Evi" isimli otellerinin açılışını geçen yıl nisan ayında yapan çiftin, açılıştan 2 hafta sonra da "Masal" adını verdikleri kız çocukları dünyaya geldi. Akbalık çifti, kızı "Masal" ile "Küre Dağ Evi"nde hem doğayla iç içe yaşam sürüyor hem de geçimini sağlıyor.Erhan Akbalık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul ve Antalya'da bazı otellerde çalıştığını, bir dönem Nişantaşı'nda elektronik malzeme satışı üzerine dükkan işlettiğini, eşinin de uluslararası bir dil okulunun yurt içi eğitim danışmanlığını üstlendiğini söyledi.Kendisi gibi üniversite mezunu olan ve 3 yıl İngiltere'de yaşayan eşiyle iyi derece yabancı dil bildiklerini, büyük şehirde iyi bir kariyer yapma imkanları olmasına rağmen çocukları için hayatlarının seyrini değiştirdiklerini anlatan Akbalık, doğayla iç içe bir yaşam için eşinin köyüne döndüklerini belirtti.Akbalık, 4 yıl yaşadıkları İstanbul'dan gelip "dağ evi"ne yerleşmelerinin tek amacının, şu an 1,5 yaşında olan kızları Masal'ın daha temiz, sakin ve huzurlu bir ortamda yetişmesini sağlamak olduğunu belirterek, "Çocuğumuz egzoz kokusu ve araç gürültüsüyle büyüyeceğine toprak içinde kuş sesleriyle düşe kalka büyüsün istedik ve buraya yerleştik" dedi.Kayınpederine ait atıl durumdaki alabalık tesisini otele dönüştürdüklerini anlatan Akbalık, yılın 12 ayı hiç kapatmadıkları "dağ evi"ne dünyanın dört bir yanından misafir geldiğini söyledi.- "Hikayemizi dinleyenler 'siz bizim emeklilik hayalimizsiniz' diyor"Köylerinde bahçede yetişen tüm sebze ve meyvelerin organik olduğunu, çocuğunun da sabah kalktığında mevsimine göre bahçeden çilek, kiraz, dut, erik, elma, ayva, armut, salatalık, domates gibi her türlü meyve-sebzeyi yediğini vurgulayan Akbalık, "Kar kış demeden mutlaka her sabah 6'da kalkarak, dağ yoluna yürüyüşe gideriz. Masal doğalı 1,5 yıl oldu ve şu ana kadar en ufak bir pişmanlığımız olmadı. İyi ki de böyle bir yola girmişiz. Buraya gelenler ve hikayemizi dinleyenler 'siz bizim emeklilik hayalimizsiniz' diyor. Tabii biz bunu bu yaşta gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" ifadesini kullandı.Gülbahar Akbalık da köyde yaşamaktan ve eşiyle hayatlarını adadıkları kızlarını doğal ve temiz havanın yanı sıra tavuk, kedi, köpek, koyun gibi hayvanlarla iç içe büyütmekten büyük keyif aldıklarını kaydetti.