"Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı" sona eriyor
Türkiye İş Bankasının, Cumhuriyetin 100. yaşı vesilesiyle düzenlediği "Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış" temalı uluslararası konferans bugün sona erecek.
Türkiye İş Bankasının, Cumhuriyetin 100. yaşı vesilesiyle düzenlediği "Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış" temalı uluslararası konferans bugün sona erecek.
Konferansın ilk gününde eski UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, araştırmacı yazar Bilsay Kuruç, Doç. Dr. Doğan Çetinkaya konuşma yaparken, Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir, Prof. Dr. Havva İşkan Işık ve Prof. Dr. Burcu Özsoy'un katılımıyla "Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir" ve genç milli sporculardan tenisçi Çağla Büyükakçay, satranç sporcusu Batuhan Daştan, pentatlet İlke Özyüksel ve güreşçi Evin Demirhan Yavuz'un katılımıyla "Yükselen Yeni Nesil İstikbal Sizsiniz" panelleri gerçekleştirildi.
Irina Bokova, Cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarının bir parçası olmaktan onur duyduğunu belirterek, şunları aktardı:
"Mustafa Kemal Atatürk, çok büyük bir dönüşümü gerçekleştirmiş, modern, demokratik ve laik bir ülke kurmuş, uluslararası platformlarda hayranlık ve saygınlık kazanmış, kendi döneminin en ilerici liderlerinden biriydi. Eğitimi, kadın haklarını, bilimsel araştırmaları, kültürel mirasın korunmasını destekledi. Bunlar hala çok önemli değerler. Diğer bir önemli nokta da bu fikirleri daha pek çok ülke tarafından henüz benimsenmemiş olan bir dönemde çok büyük bir sebatla gerçekleştirmiş olması."
Konuşmasında Atatürk'ün kadın hakları konusundaki yaklaşımına değinen Bokova, "Şunu çok iyi biliyordu ki, kadın hakları eğitimden ve politik katılımdan başlar. Bu yüzden Türk kadınları seçme ve seçilme hakkını pek çok gelişmiş ülkeden önce, 1934 yılında elde etti. Bugün de Büyük Önder Atatürk'ün söylediği gibi kadın hakları için her anlamda ve her alanda savaşmaya devam edeceğiz. Sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde." ifadelerini kullandı.
Araştırmacı-yazar Bilsay Kuruç, Türkiye'nin yoksul bir tarım ülkesi olarak doğduğunu, Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir." sözüyle basit tarımla uğraşan köylüleri çiftçiliğe teşvik ettiğini söyledi.
Türkiye'nin kuruluş yıllarındaki üretim yapısını anlatan Kuruç, "Türkiye birinci sanayi devrimi ürünlerini daha yapmamıştı, insanların ayağında ayakkabı bile yoktu. 1930'larda ilk sanayi programını yaptı. Türkler tarihinde ilk kez yatırım yapmayı öğrendi. Örneğin 1934'te Kayseri Fabrikası kuruldu, Karabük'te demir çelik üretildi. Demek ki yaparak öğrendiler ve öğrenerek yaptılar." diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Doğan Çetinkaya konuşmasında, çağdaşlık fikriyatının önemine işaret ederek, Cumhuriyetin ve İş Bankasının kuruluşunun bu çağdaşlık fikriyatından doğduğunu vurguladı.
"Geleceğin bankası olup bitilen, ulaşılan bir şey değil"
Konferansın ikinci gününde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı ve MIT Dijital Ekonomi Girişimi'nin Kurucu Ortağı Andrew McAfee birer konuşma yaptı.
Hakan Aran, "Geleceğin Bankası Olmak" konulu konuşmasında, İş Bankasının hikayesinin, Atatürk'ün "Vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında olarak halkın doğrudan itibar ve itimadından doğup meydana gelen, tam manasıyla modern ve milli bir banka kurulması." yönlendirmesiyle başladığını aktardı.
Bankanın "Kapsayıcı ve katılımcı bir yaklaşımla sürdürülebilir değer yaratan geleceğin bankası olmak" vizyonuna işaret eden Aran, "Çok sade, basit bir ifade gibi duruyor olabilir ama her kelimenin büyük bir ağırlığı olduğunu, her birinin altının ayrı ayrı çizilmesi, vurgulanması ve doldurulması gerektiğini düşünüyorum. 'Geleceğin bankası' olup bitilen, ulaşılan bir şey değil. Her gün yeniden kazanmanız, hak etmeniz gereken bir unvandır." diye konuştu:
Aran, doğaya, insana, toplumun refahına dair yapılan her şeyin aslında geleceğe bir yatırım olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet bizlerden 'Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller' ister. Kurucumuzun böyle bir ülküsü varken nasıl olur da bir banka olarak kalabilirsiniz? İş Bankası bu milli ülküyü düstur edinmiş, ülkemizin medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğması için çalışmış ve çalışmaktadır. Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zeka Uygulama ve Araştırma Merkezi, Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi, Yenicami'deki Türkiye İş Bankası Müzesi, Patara, Nysa, Teos, Stratonikeia, Zeugma arkeolojik kazılarına verdiğimiz destek, çocuklarımızın daha iyi eğitim alması için Darüşşafaka ile el ele vermemiz, TEMA ile 81 İlde 81 Orman projemiz, satranca, olimpiyatlarla çocuklarımıza verdiğimiz desteğimiz… Tüm bunlar sürdürülebilir değer yaratmaktan, geleceği inşa etmekten, geleceğin bankası olma vizyonumuzdan ne anladığımızın, ne anlamamız gerektiğinin karşılığıdır."
"Eğitimin iyileştirilmesi, yetişmiş elemanı tutmak önemli"
Prof. Dr. İlber Ortaylı ise "Cumhuriyetin İlk Yüzyılı" başlıklı konuşmasında, Cumhuriyetin kurucularının askeri alanda çok yetkin olmakla birlikte 1. Dünya Savaşı öncesinde savaşa girmeye karşı olan ve Anadolu'ya geçen kadrolardan oluştuğunu, Türklerin batılılaşmasının savaş odaklı gerçekleştiğini ve bu yüzden savaşlarda başarı için ihtiyaç duyulan mühendislik, tıp, finans gibi alanlarda geliştiğini söyledi.
Cumhuriyet öncesinde de eğitim alanında önemli adımlar atıldığını, kadınların sosyal hayatta ve eğitimde yer almaya başladığını aktaran Ortaylı, "Türkiye kanuni olmaya çalışıyor. İttihatçılar gibi değil. Bir demokratik itilim var. Türkiye meşruiyet esaslarına uymak zorundadır, herkesin kendine göre iş yaptığı bir memleket olamaz. Bu kanuni yapı esastır. Darbeler olsa da darbeciler gelip 1,5 sene sonra gider." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyetin tıp, mühendislik, askeriye alanlarında başarılı olduğunu ancak yetişmiş insan kaynağını koruma, entelektüel sınıflara hürmet etme konusunda ve kültürel alanda eksik kaldığını ifade eden Ortaylı, ilerleyen dönemde yapılması gerekenlere ilişkin olarak şu görüşlerini paylaştı:
"İlk olarak sağlıklı bir doğum politikası sürdürülmesi gerekir. İkincisi, eğitimin kesin surette iyileştirilmesi, eğitime ayrılan bütçe ve imkanların artırılması ve bunun fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde gerçekleştirilmesine ihtiyaç var. Üçüncüsü, bazılarının demilitarizasyon kafası yanlıştır. Askeri eğitimi budayamazsınız. Maalesef bulunduğumuz yer buna müsait değildir. Son olarak sanayileşmede eleman yetiştirilmesi ve yetişmiş elemanı tutmamız mühimdir."
"Artık 21. yüzyıldayız ve önünüzde inanılmaz fırsatlar var"
MIT Dijital Ekonomi Girişimi'nin Kurucu Ortağı Andrew McAfee ise bugün artık finanstan otomotive, perakendeden gıdaya tüm sektörlerde şirketlerin kendilerini teknoloji şirketi olarak tanımladığını belirterek, dijital çağda teknoloji şirketi olarak başarılı olmanın yalnızca bu alanda çok para harcamakla bağlantılı olmadığını ifade etti.
Tüm ülke ve tüm sektörlerin geeklerin (teknoloji inekleri) oluşturduğu enerji dalgasına maruz kalacağını, başarılı olup olmamalarının bu dalgaya uyum sağlama yeteneklerine bağlı olacağını ifade eden McAfee, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye konusunda çok iyimserim. Buraya gelmeden önce modern Türkiye tarihi hakkında araştırma yaptım. Gördüm ki çağdaş Türkiye de bir geek tarafından kurulmuş. İnanılmaz bir itki, inanılmaz bir azim görüyorum. Atatürk, girmek üzere olduğu yüzyıl için Türkiye'yi güncellemiş ve inanılmaz şeyler yapmış. Öyle bir mirasın üzerinde oturuyorsunuz ki ülkenizin daha çağdaş versiyonlarını kurmak için yeterli enerjiye sahipsiniz. Artık 21. yüzyıldayız ve önünüzde inanılmaz fırsatlar var."