Askeri Casusluğa Beraat Kararının Çok Çarpıcı Gerekçesinden (1)
İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda tüm sanıklar hakkında, "Üzerine atılı suçları işlemediği anlaşıldığı" gerekçesiyle verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı.
İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda tüm sanıklar hakkında, "Üzerine atılı suçları işlemediği anlaşıldığı" gerekçesiyle verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı.
559 SAYFALIK GEREKÇELİ KARAR
Yargılamayı yapan Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 559 sayfalık gerekçeli kararında sanıkların kimlik bilgileri, sanıklara yöneltilen suçlamalar, sanık savunmaları ve dava sürecine yer verildi. Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararına, dava süresince alınan bilirkişi raporuna da yer verilen gerekçeli kararda 'Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe' kısmında beraatın gerekçeleri anlatıldı.
E-MAİL İHBARIYLA BAŞLAYAN DAVA...
Davanın kamuoyunda "İstanbul Askeri Casusluk" davası olarak bilindiği ve dava sürecinin 28 Nisan 2010 tarihli yurt dışından gönderilen e-mail ihbarıyla başladığının belirtildiği gerekçeli kararda, "Yapılan ihbarda vika, dilara ve gül isimli şahıslar liderliğinde bir fuhuş çetesinin yurt dışından bayan getirterek zorla fuhuş yaptırdığı ihbar edilmiştir. Sanıklardan İbrahim Sezer'in fuhuş çetesi olarak gösterilen vika, dilara ve gül isimli şahıslarla irtibatlı olduğu, sık sık Kadıköy'de bulunan ikametini fuhuş amaçlı olarak kullandırdığı, yine asker olduğu tespit edilen sanık Zeki Mesten'in de fuhuş örgütü ile irtibatlı olduğu iddia edilmiştir" denildi.
"EŞMEYE UĞRAYACAĞIM" SÖZÜ, "VİKAYA UĞRAYACAĞIM" OLARAK GEÇTİ
Sanıklar hakkında yapılan aramada bulunan dijital materyallerdeki verilere göre fuhuş, şantaj ve tehdit amaçlı suç örgütü kurdukları, kiminin örgütün üyesi oldukları, Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin ederek örgüt arşivine ulaştırdıkları iddiasıyla dava açıldığı belirtilen gerekçeli kararda, "Sanıklardan İbrahim Sezer'in Saffet Kaplan adlı arkadaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde 'eşmeye uğrayacağım' sözünün 'vika ya uğrayacağım' şeklinde tutanaklara geçirilmiş olmasını ve bu durumun düzeltilmesine rağmen, iddianamede sanık İbrahim Sezer'in vika isimli fuhuş çetesi üyesi ile ilişkili olduğunun iddia edilmesi anlaşılabilir bir durum olarak görülmemiştir" cümleleri kullanıldı.
"DİJİTAL MATERYALİ YANLIŞ KİŞİNİN EVİNE YERLEŞTİRDİKLERİ..."
Emniyete yapılan e-ihbarda Emrah Karaca'nın adı geçmesine rağmen Emrah Küçükakça'nın evinde yapılan arama sonucunda suça konu dijitallerin ele geçirildiği belirtilen gerekçeli kararda, "Sanık Mehmet Emrah Küçükakça'nın aramanın yapıldığı tarihte Gölcük'te olmayıp görev nedeniyle başka yerde olduğunun anlaşılmış oluşu dikkate alındığında, yanlış şahsın evinde yapılan aramada ihbar ve arama kararında adı geçen Emrah Karaca'nın da adının geçtiği, dijital materyallerin bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum olarak görülmüş, önceden görevlilerin planlama yaptıkları dijital materyali yanlış kişinin evine önceden yerleştirdikleri, yanlış kişinin evinde planladıkları doğru kişiye ait delilleri bulduklarına dair mahkememizce ciddi kuşkuların oluşmasına neden olmuştur" denildi.
"BELLİ BİR YAPI ADINA HAREKET EDİLDİĞİNE DAİR KUŞKU..."
Öncelikli olarak üzerinde durulması gereken konunun yurt dışından kim yada kimler tarafından gönderildiği belli olmayan e-mail ihbarı olduğu belirtilen gerekçeli kararda, "Ülkemizin emniyet istihbaratının, jandarma istihbaratının, milli istihbarat teşkilatı ve diğer yetkili kurumların haberdar olmadıkları, suç isnatlarının yurt dışından sahte e-mail ile sahte hesaplardan tespit edilemeyen şahıslar tarafından yapılması bu suçların onlar tarafından bilinmesinin hayatın olağan akışı ile uyumlu bulunmadığı, belli bir yapı adına hareket edildiğine dair mahkememizdeki kuşkuları artırmıştır" ifadeleri kullanıldı.