Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Asker, Alevileri de Ayrıntılı Olarak Fişlemiş

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Türkiye'ye Yönelik İç Tehdit" isimli rapor, Alevilerin de fişlendiğini ortaya çıkardı!

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan 12 Eylül darbe davası için Genelkurmay Başkanlığı tarafından gönderilen "Türkiye 'ye Yönelik İç Tehdit" isimli rapor, Alevilerin de fişlendiğini ortaya koydu. Raporda, Aleviliğin "Türk töreleriyle Sünni prensiplerinin karışımı" olduğu savunuluyor. Ayrıca Alevilerin dış güçlerin kışkırtmalarıyla siyasal etkinlik sağlamak için devlet organlarına sızmaya çalıştıkları ileri sürülüyor.

ALEVİLER VE SOL GRUPLAR İÇ TEHDİT

12 Eylül darbesinden 3 ay önce hazırlanan ve Kenan Evren imzasıyla Haziran 1980 tarihinde tugay ve alay komutanlıklarına gönderilen raporda, Aleviler ve sol gruplar iç tehdit olarak değerlendiriliyor. Raporun eklerinde Lahika–H isimli tabloda, vatandaşların "Türk–Alevi", "Türk-Sünni", "Kürt–Sünni", "Kürt–Alevi" şeklinde kategorilere ayrılarak, hangi ilde ne kadar Alevi ve Sünni yaşadığına dair sayılar veriliyor.

MEZHEP HARİTASI

Raporun Lahika–G isimli bölümünde ise ise Doğu ve Güneydoğu 'da yaşayan vatandaşların mezheplerine göre ayrıldığı görülüyor. Raporda, Alevilerin ağırlıklı olarak Tunceli, Bingöl, Erzincan ve Malatya'da yaşadıklarına dikkat çekiliyor. Raporda, 'Mezhep Ayrımcılığı' başlığı altında ise sorunun temelinin Osmanlı İmparatorluğu'na dayandığı belirtilerek şöyle deniliyor: "Sünni–Alevi çatışması olarak özellikle son yıllarda ortaya çıkan sorun bir yönüyle teokratik devlet kurma çabalarının bir sonucu, diğer yönüyle siyasal çıkar sağlamanın bir aracı olarak oluşmuştur."

MEZHEP AYRIMCILIĞI

Mezhep ayrımcılığının son günlerde hortladığına dikkat çekilen raporda, "Belirli bölgelerde tahrik edilerek ülke çapında olaylara sebep olunan Alevi Bektaşilerin Türk töreleriyle Sünni prensiplerinin karışımından ibaret bir vicdani inanç içinde bulundukları birçok araştırma ile ortaya çıkmıştır. Mezhep ayrımcılığının halihazırda Yozgat, Tokat Amasya üçgeni ile Hatay'da hassas durumdadır. Bugünkü görünümü ile mezhep ayrımcılığı Aleviler ve Sünniler arasında çatışmadan ziyade solun Aleviler içinde, sağın Sünniler içinde güçlü olmasından ileri geldiği bildirilmektedir" deniliyor.

"DEVLETE SIZMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Raporda, Hatay'a ilişkin ayrı bir başlık da açılmış. Hatay'da yaşayan vatandaşların Kürt, Türk, Arap gibi etnik bir ayrıma tabi tutulup buna dair istatistiklere yer verilen raporda şu değerlendirme yapılıyor: "Kapalı bir topluluk arz eden Aleviler toplu bulundukları bölgelerde dış güçlerin kışkırtmalarıyla siyasal etkinlik sağlamak üzere devlet organlarına sızma veya bu mümkün olmadığı takdirde mahalli, resmi organları çıkarları doğrultusunda kullanılmak üzere faaliyette bulunmakta, kendilerinde olmayan memur, görevli ve vatandaşları bölge dışına itmeye gayret göstermekte, Kürtçülük faaliyeti içinde olanlarla işbirliği yapmaktadırlar."

NÜFUS DENGESİNİ SAĞLAMAK İÇİN KARADENİZLİLER YERLEŞTİRİLDİ

Raporda, Hatay'la ilgili bir diğer ilginç değerlendirme de, bölgede nüfus dengesini sağlamak için yapılan çalışmalar. Raporda, "Geçmiş yıllarda bölgede dengenin Arap asıllılar aleyhine bozulması için yapılan planlı iskânda Kırıkhan ilçesine Doğulu ve Karadenizli aileler getirilip iskân edilmiştir ve bölge de kurtarılmıştır. Bugün ilçe nüfusunun yüzde 96.34'ü Türklüğünü kabul edenlerden müteşekkildir" ifadesi yer alıyor. İç tehdit sıralamasında o dönemde faaliyet gösteren sol örgütler de raporda detaylı bir şekilde ele alınıyor.

"SOL, BİRLEŞMEMELİ!"

Raporda sol örgütleri ile Kürtçü örgütlerinin ittifakının tehlike oluşturacağı da savunularak şöyle deniliyor: "Silahlı aşırı sol örgütler sağlanacak eylem ve güç birliğini kendi yararlarını sağlamak üzere önümüzdeki dönemde sol eğilimli bölücü örgütlere belirli ödün vermek suretiyle anlaşma yollarını arayabilirler. Geçtiğimiz dönem içinde bölücü unsurların ayrı örgütlenme konusunda istekleri olmuştur. Bu hususta bir anlaşma sağlanabildiği takdirde aşırı sol silahlı örgütlerin eylem etkinleri artabileceği gibi silah sağlama konusunda da belirli avantajları sağlamaları beklenebilir."

Raporun Lahika–B bölümünde tüm sol örgütler için detaylı değerlendirmeler ve şemalar bulunuyor:

Devrimci Yol: Diğer silahlı terörist gruplardan olan MLSPB (Marksist Leninist Propaganda Birliği), EB (Eylem Birliği), HDÖ (Halkın Devrimci öncüleri) teorik alanda çatışma halindedir. Hareketlerinin Mahir Çayan'ın Sünni denge tabir edilen düşünce sistemi vardır. Görüldüğü gibi bu gruplar devletimizi yıkmayı amaçlayan aşırı sol teröristlerin en azılılarını teşkil etmektedir.

Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist: Sıkıyönetim ilan edildiği tarihte Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) adı altında faaliyet gösteren iki önemli örgütlenme mevcuttur. Bunlardan Partizan adıyla da tanınan (TKP/ML) başlangıçta İstanbul 'u terk etmeyi ve yurt çapında sıkıyönetim aleyhtarı bir propaganda gerçekleştirmeyi tasarlamıştı.

Aydınlık: Kendi hareketlerinin gerçek proleter devrimci hareket olduğunu söylüyorlar. Aceleci hareketlerin devrimi başarısızlığı götürdüğü, bu tip eylemlerin sol sözlerle gizlenmiş sağ hareketler olduğu görüşünü savunuyorlar. Aydınlıkçılar THKO'nun Şefik Hüsnü'nün proletorya öncülüğündeki milli demokratik devrim stratejisinin Mihri Belli tarafından saptırıldığını ifade ederek devrimi geciktirmekle suçluyorlar.

Halkın Kurtuluşu: Enver Hocacı ihtilalci bir yapıya sahip. Halkın Birliği'ni parçalamaya çalışıyor. TİKKO ve TKPML'yi kendi yanına çekmeye çalışıyorlar. Kendi hareketleri devrimci proletarya siyaseti olarak adlandırılıyor. Bu grup içinde bulunduğumuz dönemde genel grev için tahriklerde bulunmaktadır. Ayrıca bunların bölücü UKO (Ulusal Kurtuluş Ordusu) ile işbirliği yaptığına dair emareler bulunmaktadır.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi– İnşa Örgüt (TKP-İÖ): 24 Ekim 1978 tarihine kadar Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu Geçici Merkez Komitesi (THKO/GM) adı altında faaliyet gösteren örgütlenme bu tarihte yapılan gizli kongreden sonra parti kurma çalışmalarına başlamıştır. TDKP–İÖ taraftarlarının vuku bulan çeşitli olaylarda Dev-Genç, TİKP, TSİP ve Emeğin Birliği DDKD, UKO Özgürlük Yolu ve Ülkücülerle çatışmaya girdikleri öğrenilmiştir.

Kaynak: Haberler.Com / Güncel
title