Asırlık değirmenin çarkları "lezzet" için dönmeye devam ediyor
Samsun'un İlkadım ilçesinde 55 yaşındaki Refik Akdağ, geçmişten gelen lezzeti yaşatmak için dedesinden kalan değirmeni işletmeyi sürdürüyor.
Samsun'un İlkadım ilçesinde 55 yaşındaki Refik Akdağ, geçmişten gelen lezzeti yaşatmak için dedesinden kalan değirmeni işletmeyi sürdürüyor.
Çelikalan Mahallesi'nde asırlık su değirmeni Akdağ'ın özverisi sayesinde günümüzde de dönmeye devam ediyor.
Akdağ, AA muhabirine, su değirmenini dedesinin ardından babasının işlettiğini, üçüncü kuşak olarak da değirmeni kendisinin çalıştırdığını söyledi.
Vatandaşların talebi olduğu için değirmeni aktif tutmaya çalıştıklarını anlatan Akdağ, "Benim bildiğim bu değirmenlerinden 25 tane vardı fakat şu an hiç biri aktif değil. Elimizden geldiği kadar bunu yaşatmaya çalışıyoruz." dedi.
Su değirmenlerinde öğütülen unun elektrikli değirmenlere göre daha lezzetli olduğunu dile getiren Akdağ, "Su değirmeni, elektrikli değirmenler gibi mısır ununu, buğday ununu veya yulaf ununu hızlı dönerek yakmıyor. Değirmen taşı rahat döndüğü için bu unlar daha kaliteli çıkıyor. Müşterilerimiz lezzet için burayı tercih ediyor. Eskiler o lezzeti iyi bildiği için buraya geliyor." ifadesinde bulundu.
Karadeniz insanı için mısır ekmeğinin yerinin ayrı olduğuna işaret eden Akdağ, şöyle devam etti:
"En iyi mısır ekmeği de su değirmeninde öğütülmüş undan yapılandır. Karadeniz insanını su değirmeninden yoksun bırakmadığım için mutluyum. Ayrıca anılarımız var, burada çocukluğumuz geçti. Babamın burada oluşunu hatırlıyorum. Babamla yaşadığım anıları hatırlıyorum. Bunları hatırladığımda ben de mutlu oluyorum."
"Değirmene yılın belli aylarında geliyor müşteriler"
Günümüzde kırsaldaki vatandaşların eskisi kadar bol miktarda mısır ya da buğday ekimi yapmadıklarına da işaret eden Akdağ, "Değirmene yılın belli aylarında geliyor müşteriler. Onun haricinde ise bakımlarını yapıp sezon geldiği zaman değirmeni çalıştırıyoruz." diye konuştu.
Değirmen taşının doğadan çıkan kaliteli bir taş olduğunu anlatan Akdağ, şunları kaydetti:
"Her taştan değirmen taşı olmaz. İşlemesi rahat, gözenekli, mısırı, buğdayı güzel parçalayabilecek bir taş olması gerekiyor. Bunu da ustalar çok iyi tanıdığı için kesiliyor, yontularak işlenerek değirmene uygun hale getiriliyor. Bölgemize bu taşların geldiği dönemde araba yolu yoktu. Araç uzak bir noktaya gelirdi taşlar Ladik ilçesinden araca yüklenerek bir kilometre uzağımıza kadar getirilebilirdi. Eskiden imece usulü ile herkes birbirine yardım ederdi özellikle böyle işlerde çünkü halkın ihtiyacı da çok su değirmenine."