Asırlardır Yaşatılan Nevruz Geleneği: "Semeni"
"Baharın müjdecisi" olarak kabul edilen kutlanan Nevruz Bayramı'nın asırlık geleneklerinin başında gelen ve rengarenk küçük kaplarda buğday, mısır ve nohut gibi tahıl yetiştirilme geleneği olan semeni, Anadolu'da halen yaşatılıyor.
HÜSEYİN YILDIZ - "Baharın müjdecisi" olarak kabul edilen kutlanan Nevruz Bayramı'nın asırlık geleneklerinin başında gelen ve rengarenk küçük kaplarda buğday, mısır ve nohut gibi tahıl yetiştirilme geleneği olan semeni, Anadolu'da halen yaşatılıyor.
Her yıl 21 Mart'ta kutlanan, "yeni yılın başlangıcı", "baharın müjdecisi" ve "doğa bayramı" olarak kabul gören Nevruz Bayramı denince akla ilk gelen geleneklerden olan ve Türk halk kültüründe "yaşam otu" olarak adlandırılan semeni geleneği, Türk kültürünün önemli sembollerinden birini oluşturuyor.
Bir miktar toprak konulan kaplara ekilen ve "semeni" adı verilen buğday, mısır ve nohut gibi çeşitli tahıllar, vatandaşlarca mart ayının başında birbirinden farklı ve rengarenk kaplarda yetiştiriliyor.
Özenle bakılan ve bu süreçte yeşerip boy veren semenilerin boyu, Nevruz Bayramı'na kadar yaklaşık 15 santimetreye ulaşıyor.
Yeni yılda umudun sembolü olan semenilerin bulunduğu ve kurdelelerle süslenen kaplar, 21 Mart günü sabahın ilk ışıklarıyla başlayan bayram kutlamalarında evlerini ziyaret ettikleri eş, dost, komşu, hısım ve hasımlara armağan ediliyor.
Rengarenk kaplarda yeşertilen semeniler, baharı arzulayanların yanı sıra yeni yılda kıtlıktan, yokluktan çıkmak isteyenler için de adeta umudun sembolü oluyor.
Türk kültüründe ayrı bir yere sahip olan ve şu sıralar yöredeki evlerde yerini almaya başlayan semeni geleneği, Doğu Anadolu'da başta Kars, Iğdır ve Ağrı olmak üzere halen varlığını sürdürüyor.
"Bolluk ve bereketi temsil ediyor"
Semeni geleneğinin yaşatıldığı Iğdır'ın Melekli beldesinde yaşayan Filiz Akın, semeninin nevruzun geleneksel öğelerinden biri olduğunu söyledi.
Nevruzun gelişiyle semeni hazırlıklarının başladığını belirten Akın, şunları anlattı:
"Semeni, hanede kaç kişi varsa o sayıya göre yapılır. Hanede 5 kişi yaşıyorsa 5 tane semeni dikilir. Eğer yakın zamanda vefat eden biri varsa, onun adına da yapılır ve ölü bayramında onun mezarına götürülüp bırakılır. Semeni, toprağın uyanışını ve baharın gelişini simgeler. Bolluğu, bereketi temsil eder. Herkes semenisini kendisi yetiştirir ve yeni yılla ilgili tüm dileklerini semeni ekerken diler ve o dileği karşısında semenisini büyütmeye çalışır, büyümesi de dileklerinin gerçekleşeceği anlamına gelir."
Filiz Akın, semenin farklı tahıllar kullanılarak yapıldığını ifade ederek, "Semeni, buğday, mısır veya nohut kullanılarak yapılır. Kullanacağımız tahılı kabın içine koyulan toprağa ekeriz, çok az can suyu döker ve gün aşırı sularız. Güneş alan bir yerde bekleterek filizlenmesini ve yeşermesini bekleriz." diye konuştu.
Semeninin özenle hazırlanması gerektiğine işaret eden Akın, şöyle devam etti:
"Nevruzdan 2 veya 3 hafta önce suya ve toprağa düşen cemrelerin ortasında başlayan bayram hazırlıklarında ilk olarak semeniler hazırlanır. Birbirinden farklı renk ve şekillerde oluşturulan kapların içine doldurulan toprağa çeşitli tahıllar ekilir. Bir süre bekletilen bu kaplar, bahar güneşinin gördüğü alanda muhafaza edilir. Her semeni yetiştiren kendi semenisine özenle bakım yapıp süsler. Bazı semenilerin boyu yaklaşık 30 santimetreye kadar yaklaşır. Bu tür semeniler ise gelin gibi süslenerek dostlara götürülür."
Semeninin "umutların simgesi" olduğunu vurgulayan Filiz Akın, "Nevruz 'yeni yıl', yeni yıl da 'yeni bir hayat' demektir. Semeni de tüm bunların simgesidir. Bir semeni ne kadar çabuk yeşerip büyürse, dilediğimiz dileklerin kabul olacağına inanırız. Semeninin yeşermesi bizi mutlu ediyor." ifadesini kullandı.
"Küskünleri ve kırgınları barıştırıyor"
Semeni hazırlayan vatandaşlardan Coşkun Oluz da "Türk halk kültüründe 'yaşam otu' olarak bilinen semeni, kırgınların, küskünlerin yumuşayıp barışmasını sağlar. Komşular arasında geçmişte kırgınlık yaşanmışsa, diğer nevruz hediyeleriyle taraflar birbirlerine semeni gönderir. Semeni, değer verilen insanlara gönderilir. Komşularından semeni hediyesi alan insanlar, bundan büyük mutluluk duyarlar. Vatandaşlar Nevruz Bayramı öncesi büyük bir coşkuyla semeni yetiştirirler. Yeniden, topraktan doğuşu simgeleyen semeni, Nevruz Bayramı geleneklerinin olmazsa olmazlarındandır." dedi.
Iğdırlı vatandaşlardan Yakup Akpolat ise geçmişte nevruzun daha canlı kutlandığını belirterek, bunun asırlık geleneklerden olduğunu vurguladı.
Bu gelenekte semenini yeşertilip hediye edilmesinin yanı sıra helvasının da yapılıp dostlara dağıtıldığını anlatan Akpolat, "Çile çıktığı zaman herkes kendi nüfusuna göre torbalara ıslanmış buğday koyup ıslatarak iyice sıkıştırılır. Buğday burada biraz filiz verince torbalar açılıp yere serilerek kurutulur. Elde edilen filizli buğdaylar el değirmenlerinde öğütülür, daha sonra yağda kavrulur. İçine şeker veya yağ katılmaz, o haliyle çok tatlı olur. Pişirildikten sonra semeni helvası elde edilir. Bu helva, dağıtılacak hane sayısına göre paylanır, bayramda da dağıtılır." şeklinde konuştu.