"Artık Türkmeneli Bölgelerinde Can Güvenliği Kalmamıştır"

AYŞE SARIOĞLU - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ortadoğu Başdanışmanı, Irak Türkmeni Erşat Hürmüzlü, Türkmenlerin silahlı birlik kurma ve silahlandırılmasıyla ilgili olarak, "Eğer Irak'taki merkezi hükümet, Irak Türkmenlerini korumaktan acizse Irak ordusu, kolluk kuvvetleri, Türkmenleri himaye edemiyorsa gayet tabii Türkmenlerin de kendilerini koruyacak bir yola gitmeleri gerekir" dedi.

AA muhabirine, Irak'ın Tuzhurmatu ilçesinde önceki gün düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybeden, Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu'nun öldürülmesiyle ilgili konuşan Hürmüzlü, "Irak'ta, tüm vatandaşlara sağlanması gereken güvenlik umulur ki devlet eliyle olsun. Ancak bunun olmadığı da ortada. Irak, içinde muhtelif milis kuvvetlerinin kol gezdiği bir yer artık. Bu durumda, Türkmenlerin de kendilerini korumak için birtakım çareler bulmaları gerekmektedir" diye konuştu.

Irak Türkmenlerinin "silahlı birlik kurma" konusundaki talep ve beklentilerini, Türkiye'deki resmi makamlarla paylaştığını, Türk makamlarının da bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Hürmüzlü, "Biz, Irak Türkmenlerine bu meselelere hukuki yollardan devam etmeleri telkininde bulunuyoruz. Ama maalesef iş çığırından çıkmıştır. Artık Türkmeneli bölgelerinde can güvenliği kalmamıştır" ifadesini kullandı.

Hürmüzlü, Türkmeneli bölgesinde bir aydır yoğun şekilde devam eden terör olaylarıyla ilgili olarak, "Gördüğümüz kadarıyla Türkmeneli bölgesinde, Türkmen kimliğini, Türk varlığını silmek için planlı bir çalışma yapılıyor. Bunu, insanları korkutmak, hem içeride hem de dışarıda göçe zorlamak, mezhep çatışmalarını körüklemek gibi çeşitli yollarla yapıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce de benzer olayların yaşandığını söyleyen Hürmüzlü, şöyle devam etti:

"Türkmenlerin yoğun yaşadığı Tuzhurmatu civarında, Amirli bölgesinde, Süleyman Beg bölgesinde de buna benzer oyunlar devreye sokuldu. O zaman da amaç aynıydı. Oradaki Sünni ve Şii Türkmenleri yaşadıkları bölgelerden uzaklaştırmak, onları güneye göç etmeye zorlamak için olduğu ayan beyan ortadaydı."

"Türkmenler üzerinde oynanan oyunların" deşifre edilmesi gerektiğini vurgulayan Hürmüzlü, dünya ve özellikle Türk kamuoyunun bu konuda dikkatinin çekilmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Muhtaroğlu 'bayrak şehidi' oldu"

Ali Haşim Muhtaroğlu'nun, bombalı saldırının gerçekleştiği toplantıya, Türkmen bayrağının indirileceği bilgisini aldığı için gittiğini anlatan Hürmüzlü, "Muhtaroğlu, geçenlerde Bağdat'taydı. Ordayken, kulağına bu toplantıda Türkmen bayrağının indirileceği bilgisi gelmiş. O da 'Ben ne olursa olsun, canım pahasına gelip Türkmen bayrağını korurum' diyerek o toplantıya katılıyor ve orada bu menfur saldırıya uğruyor" dedi. Hürmüzlü bu olayın oldukça anlamlı olduğunu belirterek, bundan, Muhtaroğlu'nun her adımının takip edildiğinin anlaşıldığını söyledi.

Hürmüzlü, Muhtaroğlu'nu "bayrak şehidi" olarak kabul ettiğini kaydederek, "onun gibi değerli olan Selahattin vilayeti eski Vali Yardımcısı Ahmet Koca ve oğlunun da bu olayda hayatını kaybettiğine" işaret etti.

Türkmen liderlerin, Muhtaroğlu'nun cenazesinde "Irak'ın birliği ve bütünlüğünden yana olan Türkmenleri sindirmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceklerini" söylediklerini ifade eden Hürmüzlü, "Bu mesele, oradaki Türkmenlerin tek başına üstesinden gelebilecekleri bir konu değil. O yüzden uluslararası camiayı bu konuda duyarlı davranmaya ve somut çözümler bulmaya çağırıyorlar" diye konuştu. Hürmüzlü kendisinin de TBMM'nin bu konuya el atmasını, konuyu gündemine almasını çok temenni ettiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları moral oldu

Hürmüzlü, saldırının hemen ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı açıklamaların, Türkmenlere "çok ciddi moral olduğunu" belirterek, "Özellikle Dışişleri Bakanımızın, merhumlar için 'Necdet Koçak'ın izinden gittiler' açıklaması çok anlamlıydı. Sayın Cumhurbaşkanımızın mesajı da yüreklendirdi Türkmenleri" dedi.

Hürmüzlü, ayrıca saldırının Mili Güvenlik Kurulu'nda gündeme geldiği söyleyerek, şunları kaydetti:

"Belki Türkiye tarihinde bir ilk olarak Milli Güvenlik Kurulu'nun bildirisinde bu konuya bir bölüm ayrıldı. Oradaki Türkmenlerin yanında olduğumuzu ve onların acılarını paylaştığımızı gösteren ifadeler kullanıldı. Bu oradaki Türkmenleri çok memnun etti. Oradaki liderler, 'Türkiye'nin nefesini arkamızda hissettiğimiz müddetçe biz varız ve bu mücadeleyi devam ettireceğiz' dedi."

Türkmeneli bölgesinde bir süredir devam eden saldırılarla ilgili olarak Irak Merkezi Yönetimi'nin "sessiz" kalmasının Türkmenlerce eleştirildiğini ifade eden Hürmüzlü, "Türkmen liderlerinin yaptıkları açıklamalarda, Maliki hükümetinin konuyla ilgili sessiz kalması çok anlamlı bulundu. Türkmenleri korumak için ciddi önlemlerin alınması gerektiği söylendi. Hatta Bakanlar Kurulu'nun ve Başbakan Maliki'nin bizzat Tuzhurmatu'ya, Kerkük'e gitmesinin artık zaruret hali aldığı ifade edildi" diye konuştu.

Hümüzlü, Türkmenlerin Türkiye'den öncelikli taleplerini ise şöyle sıraladı:

"Türkmenlerin Türkiye'den en önemli talepleri güvenliğin sağlanmasıdır. Hakiki vatandaşlık haklarının korunmasıdır. Kullanamadıkları anayasal haklarının bir an önce devreye sokulmasıdır. Üniter, birleşik bir Irak içinde, Irak'ın üçüncü asli unsuru olarak yaşamlarını devam ettirmek istiyorlar. Bunlar desteklenmesi gereken talepler." - Ankara