Arınç Açıkça Bir Soykırım Olarak İsimlendirilebilir
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail'in Kızılhaç'ın 2 saatlik ateşkes önerisini kabul etmemesi ve Gazze'deki son bombalamada 40 kişinin ölümüyle ilgili olarak yaptığı açıklamada; Bu terörizme karşı bir müdahale olmaktan çıktı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail'in Kızılhaç'ın 2 saatlik ateşkes önerisini kabul etmemesi ve Gazze'deki son bombalamada 40 kişinin ölümüyle ilgili olarak yaptığı açıklamada; Bu terörizme karşı bir müdahale olmaktan çıktı. Mahalleye giriyorlar ne varsa bombalıyorlar. Kimin öldüğüne de bakmıyorlar. Bu Birleşmiş Milletler'in hukuk tarihi içerisinde zannediyorum ki açıkça bir soykırım olarak isimlendirilebilir diye konuştu.
Hafta sonunu Manisa'da geçiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, merhum babası İbrahim, annesi Sevdiye ve oğlu Fatih Arınç için tarihi Sultan Camisi'nde mevlit okuttu. Mevlide Başbakan Yardımcısı Arınç yanı sıra ağabeyleri Yıldıray Arınç, Kutluay Arınç ve Ümit Doğay Arınç, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Kütahya Valisi Şerif Yılmaz, Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, daire müdürleri, oda başkanları, sanayiciler ve akrabaları katıldı. Yaklaşık 3 saat süren mevlitte katılanlara Arınç Ailesi adına küçük dua kitabı dağıtıldı.
Başbakan Yardımcısı Arınç, cami çıkışında, Kızılhaç örgütünün ölü ve yaralıların hastaneye taşınması için önerdiği 2 saatlik ateşkesi kabul etmeyen İsrail ve Gazze'de yaşanan son bombalamada 40 Filistinli'nin hayatını kaybetmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Mevlitte Gazze'de ölenler için de dua edildiğine dikkati çeken Arınç, İsrail'in yaptıklarını soykırım olarak niteledi. Arınç, Filistin ve Gazze'deki arkadaşlarımız için de dua ettik. Ölenlerine rahmet diledik, bir an evvel bu saldırıdan kurtulmalarını tüm gönlümüzle arzu ettik. Şu an aldığımız haber İsrail'in bir soykırım uyguladığını gösteriyor. Ne ahlaki ne hukuki hiçbir kayıt tanımadan maalesef insanları öldürmek amacıyla ilerliyor. Ben de biraz önce haber aldım. Bir mahalleye girdiler, 50 den fazla ölü var. Maalesef bir gazeteci ve sağlık görevlisinin de öldürüldüğünü duydum. Maalesef hiçbir sınır tanımadan dünyanın gözü önünde bu vahşet devam ediyor. Şu ana kadar bildiğim kadarıyla Gazze'de 410 civarında insanımız öldü. Müslümanlar'ın Kadir Gecesi'ni kutlayacağı, bayram edeceği, ramazanlarını büyük bir özlemle hatırlayacağı günlerde maalesef İsrail bir devlet terörü uyguluyor ve insanları sadece öldürmek amacıyla bombalıyor, katlediyor. Türkiye'den başka da sesini yükselten, bu vahşete 'dur' diyen bir ülke maalesef çıkmadı. Güvenlik Konseyi'nde de bir netice alınamadı. Şu da çok enteresandır; İsrail başta ateşkesi kabul edeceğini ifade etmişken birkaç saatliğine bile olsa buna 'evet' demedi. Demek ki maksatları Gazze'de yaşayan insanları tamamen yok etmek ve canlı namına bir şey bırakmamaktır. Allah bu zalimlere fırsat vermesin. Türkiye dış politikasıyla, başbakanıyla tüm dünyaya bu vahşeti ilan ediyor. Umarım ki çağrılarımız karşılıksız kalmaz. Dünya İsrail'in bu zulmünü durdurmak için saniyeler içersinde harekete geçmesi lazım. Yoksa Gazze'de hayatta insan kalmayacak. Çok üzüntülüyüz diye konuştu. AÇIKÇA BİR SOYKIRIM
Başbakan Yardımcısı Arınç, İsrail'in yaptığının Birleşmiş Milletler (BM) hukuku içerisinde bir soykırım olarak nitelendirilebileceğinin altını çizerek, Bu çok açık. Kadın, çoluk çocuk fark etmeden. Çünkü bu terörizme karşı bir müdahale olmaktan çıktı. Mahalleye giriyorlar ne varsa bombalıyorlar. Kimin öldüğüne de bakmıyorlar. Bu Birleşmiş Milletler'in hukuk tarihi içerisinde zannediyorum ki açıkça bir soykırım olarak isimlendirilebilir. Bunu İsrail devleti çin söylüyorum. Yoksa, inanç, etnik köken itibariyle Yahudiler'le Museviler'le bir işimiz yok ama bu devlet terörü bilerek ve isteyerek yapılıyor. İnanıyorum ki uluslararası ceza mahkemesinde bu işi yapanların her birini hesap verirken göreceğiz diye konuştu.