Arak, İran'ın Batıyla Anlaşmasını Zora Sokabilir
UAEA, Arak nükleer kompleksinde ağır su üretim tesisini denetleyecek. Kompleksinin kalbi ve endişelerin kaynağı olan ağır su reaktörü için henüz denetim izni yok Arak ağır su reaktörü, tamamla...
Sinan Polat/Haber Analiz - İran, "kırmızı çizgimiz" dediği ve yapımı süren Arak ağır su reaktörünü bitirmekte ısrarcı ancak tamamlanması halinde reaktörün yıllık iki nükleer bomba malzemesine denk plütonyum üretebilecek kapasitede olması batı ülkelerini endişelenndiriyor. İran'ın p5+1 ile imzalanan geçici anlaşmaya rağmen inşaata devam edeceğini açıklamasının, nihai müzakerelere nasıl yansıyacağı merak konusu.
İran ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında geçen ay imzalanan çerçeve anlaşması gereği İran'ı ziyaret edecek uzmanlar, Arak nükleer kompleksinin bir parçası olan ağır su üretim tesisinde İranlı yetkililerin kontrolünde denetim yapacak. Kompleksinin kalbi ve endişelerin kaynağı olan ağır su reaktörü içinse henüz denetim izni yok. UAEA, İran'la BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya'dan oluşan 5+1 ülkeleriyle yaptığı görüşmelere paralel fakat farklı müzakere yürütüyor.
Arak nükleer kompleksi, İran'ın hem P5+1 hem de AUEA yürüttüğü müzakerelerin en önemli başlıklarından biriydi. İran, daha önce de aralıklarla UAEA'nın Arak'ta denetim yapmasına izin vermişti.
-Arak neden önemli?-
Arak, kurulma kararının alındığı 1980'lerden beri İran'ın nükleer programındaki en ihtilaflı konulardan birini oluşturuyor. Bunda da atom bombasına giden yollardan biri olmasının etkisi oldukça büyük.
Nükleer bomba yapımında temel olarak ya zenginleştirilmiş uranyum veya plütonyum kullanılıyor. Zenginleştirilmiş uranyum elde etmek için doğal uranyumun arka arkaya santrifüjden geçirilmesi ve her seferinde gereksiz izotopların ayıklanarak nükleer bombanın çekirdeğini oluşturacak uranyum-235 izotopu oranının yüzde 90'lara çıkarılması gerekiyor ancak bu yöntem oldukça uzun, pahalı ve gizlemesi zor.
Diğer yöntemde doğal uranyumu ağır su reaktöründe yakıt olarak kullanarak plütonyum elde edilir. Bu yöntemde uranyum zenginleştirme işlemine ihtiyaç duyulmadığı gibi doğal uranyumun dolaşımı UAEA tarafından kontrol edilmediği için gizlilik içinde yürütülmesi çok daha kolay. Bu yüzden Kuzey Kore, Hindistan ve İsrail, nükleer silah elde etmekte bu yöntemi tercih etmişlerdi.
-Reaktör yapım aşamasında-
İran'ın Arak nükleer kompleksi temel olarak ağır su üretim tesisi ve ağır su reaktörü olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Ağır su üretim tesisinin 2006'dan beri faaliyette olduğu biliniyor. Reaktör ise hala yapım aşamasında ve tamamıyla faaliyete geçmesi konusunda henüz net bir tarih yok. P5+1 ile anlaşma imzalamadan önce İranlı yetkililer? reaktörün 2104'te tamamlanabileceğini dile getiriyordu. IR-40 adıyla da bilinen reaktör faaliyete geçtiğinde yıllık 9-10 kilogram plütonyum üretim kapasitesine sahip olacak. ABD'nin 2. Dünya Savaşı sırasında Nagasaki'ye attığı bomba 6,2 kilogram plütonyum taşıyordu. Bu da bomba üretmekte kullanmaları durumunda İran'ın yıllık yaklaşık iki atom bombası üretecek nükleer malzemeye sahip olacağı anlamına geliyor.
Bu yüzden Batılı nükleer reaktörün tamamen parçalanmasını ya da dünya genelindeki nükleer reaktörlerin çoğunluğunu oluşturan hafif su reaktörüne çevrilmesini istiyor. UAEA'nın denetçilerinin ziyaret edeceği ağır su üretim tesisinin varlığı uluslararası kamuoyu tarafından ilk defa 2002'de İran Ulusal Direniş Koalisyonu adlı muhalif grubun ihbarı üzerine öğrenilmişti. Tesis o günden bu yana da batılı nükleer gözlem kuruluşlarının odağında.
İran, nükleer bomba peşinde olduğu iddialarını reddederek, reaktörü tarım, tıp ve endüstri alanında kullanılmak üzere izotop üretmek için kurduğunu belirtiyor ancak Batılı uzmanlar hem 40 megawatt enerji kapasitesine sahip reaktörün bu iş için gereksizce büyük olduğunu hem de bu izotopların hafif su reaktörü ile de elde edilebileceğini dile getiriyor.
-"Kırmızı çizgimiz. Arak"-
Geçen hafta İran Meclisine hitap eden İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Arak nükleer reaktörünün inşa çalışmalarının süreceğini söyledi. Zarif "Arak'taki kapasite artırılmayacak. Yani nükleer yakıt üretilmeyecek ve yeni eklemeler yapılmayacak fakat inşaat devam edecek" dedi.
İran Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Ali Ekber Salihi de ağır su reaktörünün İran'ın kırmızı çizgisi olduğunu dile getirdi. Salihi, uranyum zenginleştirmeye eş tuttuğu ağır su reaktörünün İran'ın hakkı olduğunu savundu.
P5+1 ile imzalanan anlaşmada Arak'ta daha fazla ilerleme olmaması yönünde açık bir madde mevcut. Maddenin dip notunda reaktörün faaliyete geçmeyeceği, yakıt veya ağır su eklenmeyeceği, bunlarla ilgili testlerin yapılmayacağı ve eksik parçaların tamamlanmayacağı yönünde ek açıklama var fakat inşaatın durdurulması yönünde herhangi bir ifade yer almıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Zarif'in tam olarak ne demek istediğini anlamadığını ancak kastedilen yol ve bina inşaatı ise bunun mümkün olabileceğini dile getirdi.
İsrail tarafı ise daha anlaşmanın imzası kurumadan İran'dan "provokatör adımlar geldiğini" dile getiriyor.
Zarif'in açıklamalarını İran'daki Batı karşıtı grupları yatıştırma çabası olarak gören uzmanlar olduğu gibi İran'ın anlaşmadaki açıktan yararlandığı görüşünde olanlar da var.
Geçici anlaşma sonrasında tarafların karşılıklı iyi niyeti test ettiği bir dönemde İran'dan böyle bir adımın gelmesi, nihai anlaşmaya yönelik müzakerelerin uzun bir süre devam edeceğine de işaret ettiği belirtiliyor. - Ankara