Aort kapak yetmezliği olan hasta, "anahtar deliği" yöntemiyle yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu
Göğüs ağrısı şikayeti ile gittiği hastanede aort kapak yetmezliği teşhisi konan 39 yaşındaki hasta, Bezmialem Üniversitesi'nde göğüs kafesi açılmadan "anahtar deliği" büyüklüğündeki kesiden yapılan ameliyat sayesinde sağlığına kavuştu.
Göğüs ağrısı şikayeti ile gittiği hastanede aort kapak yetmezliği teşhisi konan 39 yaşındaki hasta, Bezmialem Üniversitesi'nde göğüs kafesi açılmadan "anahtar deliği" büyüklüğündeki kesiden yapılan ameliyat sayesinde sağlığına kavuştu.
İstanbul'da servis şoförlüğü yapan 39 yaşındaki Murat Çakmak'ın, yaklaşık 4 yıldır tedavi gördüğü aort kapak yetmezliğinin ilerlemesi nedeniyle ameliyat edilmesine karar verildi. Koronavirüs salgını sürecinde ameliyat olmaktan çekinerek bir süre erteleyen Çakmak, son zamanlarda şikayetleri artınca yeniden hastaneye başvurdu.
Hemen ameliyat olması gerektiği söylenen Çakmak, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal tarafından "anahtar deliği" büyüklüğünde açılan kesiden aort kapağı değiştirilerek, sağlığına kavuştu.
Ameliyatının ardından 3 gün hastanede kalan Çakmak, sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.
Hastanın ameliyatı göğüs kafesi açılmadan yapıldı
Murat Çakmak'a uygulanan "anahtar deliği" yöntemine ilişkin AA muhabirine bilgi veren Prof. Dr. Cengiz Köksal, hastanın yaklaşık 2 yıldır ameliyat olması gerektiğini ancak pandemi nedeniyle bunu ertelediğini söyledi.
Son dönemde hareket ettiği zamanlarda nefes darlığı şikayeti olduğu için ameliyatın bir an önce yapılması kararı aldıklarını kaydeden Köksal, " Murat Çakmak'ın iki tane isteği vardı. 'Hocam ben kan sulandırıcı kullanmayayım' dedi. Bir de henüz evlenmedi. Göğüs kafesinin açılmasını istemedi. Murat Çakmak geldiği zaman artık son aşamadaydı. Nefes darlığı artmıştı. 2 isteğini de gerçekleştirdik." dedi.
Çakmak'ın ameliyatını, göğsüne "anahtar deliği" büyüklüğündeki kesi açarak yaptıklarını belirten Prof. Dr. Köksal, bu küçük kesiden aort kapağını yerleştirdiklerini, kapaktaki dikişlerin tek tek düğümlendiğini, sonrada ameliyat kesisinin kapatıldığını, sağlığına kavuşan hastanın 3 gün de hastaneden taburcu edildiğini kaydetti.
Bu yöntemle yapılan ameliyatların çok büyük tıbbi avantajları olduğunu vurgulayan Cengiz Köksal, "Anahtar deliği' yöntemiyle ameliyat edilen hastanın yoğun bakım ve hastanede kalış süresi çok az. Kan ihtiyacı çok az. Ağrısı çok az. Yaşam kalitesi çok iyi. Bu şekilde ameliyat edilen hastalar hızla normal hayata dönebiliyorlar. En önemli avantajı, enfeksiyon riski eski yöntemle göğüs kafesi açılan hastalara göre çok çok düşük. Eğer enfeksiyon riskiniz ve kan ihtiyacınız düşükse bu aslında bu ölüm oranlarının daha az olduğu anlamına geliyor. Bunlar büyük avantajlar. Hastayı 7 gün değil, üçüncü gün taburcu ettiren, bir ay değil 15 gün de normal hayata döndüren en önemli avantajlar." diye konuştu.
"Türkiye'de de çok yeni uygulanmaya başlandı"
Klasik yöntemde hastanın göğüs kafesinin boydan boya kesilerek ameliyat yapıldığını anlatan Cengiz Köksal, "İman tahtası dediğimiz kemik açıldığı zaman enfeksiyon riski var. Yaşlı hastalarda kemiğin iyileşmeme riski var. Şeker hastalarında yine iyileşme çok az ve enfeksiyon riski var. Dolayısıyla bu kemiğin tek başına kesilmesi hastaları enfeksiyon riskiyle kemiğin iyileşmeme riskiyle ve dayanılmaz ağrılarla baş başa bırakıyordu ve hastalar 2 gün yoğun bakım, 5 gün serviste kaldıktan sonra taburcu oluyordu. Ancak şimdi bir gün yoğun bakım, 2 gün servis toplam 3 gün de hastaları taburcu ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Cengiz Köksal, bu ameliyatın yapılabilmesi için kilo kısıtlaması olmadığını belirterek, her kilodan hastaya uygulanabildiğini kaydetti.
"Anahtar deliği" cerrahisini bütün kapak hastalıklarında kullandıklarını anlatan Köksal, "Mitral kapak, aort kapak hastalıklarında bu cerrahiyi kullanıyoruz. Bütün dünyada, Avrupa'da ve Amerika'da da çoğunlukla bu şekilde yapılmaya başladı ameliyatlar. Küçük kesiyle sadece kapak ameliyatı yapılıyor. Türkiye'de de çok yeni uygulanmaya başlandı." şeklinde konuştu.
"Yazın güneşlenirken ameliyat olduğunu kimseye söylemek zorunda kalmayacak"
Bu yöntemin hasta için konforlu olduğunun altını çizen Cengiz Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Murat Çakmak gibi yakışıklı ama bekar birisi için küçük kesinin olması sosyal olarak çok önemli. Estetik bir işlem. Biz de hastalarımızın mitral olsun, aort olsun kapaklarına 'anahtar deliğinden' bakıyoruz ve küçük kesi ile ameliyat yapıyoruz. Bu hastalar için çok önemli, çok konforlu ama bizim için biraz zor. Murat Çakmak yazın güneşlenirken ameliyat olduğunu kimseye söylemek zorunda kalmayacak. Kimse de kalp ameliyatı olduğunu anlamayacak. Bu bence büyük bir konfor. Zaten yaptığımız küçük kesi kapağın girebileceği kadar bir kesi. Bu kesi ve bununla sağladığımız konforun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ama ameliyat sonrası tıbbi avantajları asla kıyaslanmaz. Murat çok genç ve kemik erimesi yok. Ama eğer 70 yaş ve üstü bir hastaysanız ve kemik erimeniz varsa bir de üstüne şeker hastasıysanız bu açtığınız boydan boya göğüs kafesi kemiğinde yara zor iyileşiyor."
"Kalp hastaları şikayetleri olduğu zaman doktora gelmeyi ertelemesinler"
Murat Çakmak'ın rahatsızlıklarına rağmen pandemi döneminde ameliyatını ertelediğini kaydeden Köksal, "Biz ısrarla söylüyorduk. Rahatsızlığı son noktaya gelince geldi. Özellikle vermek istediğimiz mesaj, kalp hastaları, şikayetleri olduğu zaman doktora gelmeyi ertelemesinler. Kovid-19 enfeksiyonu ile kalp hastalığını ayırt eden en önemli özellik, bu enfeksiyonda öksürük, balgam, ateş var. Kapak hastalıklarında ise sadece hareketle gelen nefes darlığı ile çarpıntınız varsa kapak hastası olma ihtimaliniz çok yüksek. Beklemeden doktora başvurun. İkisi için de doktora gidin ama hareketle nefes darlığınız varsa kapak hastası olabilirsiniz. Lütfen doktora gitmeyi ertelemeyin. Çok geç olabilir. Sıkıntılar yaşadıktan sonra bazen geri dönüşü olmuyor. "değerlendirmesini yaptı.
Ameliyatının ardından sağlığına kavuşan Murat Çakmak ise aort kapak yetmezliğinden dolayı son zamanlarda da nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrılarının kendisini rahatsız etmeye başladığını söyledi.
Prof. Dr. Cengiz Köksal'ın 3-4 yıldır hastası olduğunu anlatan Çakmak, "Ara ara takiplerine geliyordum. En son ağrılarım çoğalınca Cengiz hocamın yanına geldim tekrar. Acilen ameliyat olmamı söyledi. Hocamdan 2 şey rica ettim. Göğüs kafesimi tam açmadan bu ameliyatı yapabilir miyiz diye. Hocam da yapabileceğini söyledi. Böylelikle oldu." dedi.
Ameliyatının üçüncü gününde taburcu olmasına karar verildiğini kaydeden Çakmak, kendisini gayet iyi ve sağlıklı hissettiğini söyledi.