Anti-Siyonist Yahudi Sanatçı Atzmon: Hepimiz Filistinliyiz
Anti-siyonist Yahudi caz sanatçısı Gilad Atzmon, "Bana kalırsa İsrail Nazi Almanya'sından hiç farklı değil. Biz bunları diyemiyoruz." dedi.
Anti-siyonist Yahudi caz sanatçısı Gilad Atzmon, "Bana kalırsa İsrail Nazi Almanya'sından hiç farklı değil. Biz bunları diyemiyoruz. Yahudileri bu konuda rahatsız ederiz diye düşünüyoruz. Bu yüzden son yüzyılda Filistin'de hiç iyi bir şey gerçekleşmiyor" dedi.
Anti-siyonist Yahudi caz sanatçısı Gilad Atzmon, Filistin'de yaşananları değerlendirmek üzere basın toplantısı düzenledi. MAZLUMDER İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısına MAZLUMDER İstanbul İl Başkanı Cüneyt Sarıyaşar da katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Atzmon, sözlerine kaleme aldığı "Göçebe Kimlik" kitabını tanıtarak başladı. Atzmon, "Benim çatışmaya olan yaklaşımım politik bir tutum değil, teorik bir içeriğe sahip. Bildiğiniz gibi İsrail kendini bir Yahudi devleti olarak nitelendiriyor ve örneğin savaş uçaklarını Davut yıldızı ile sembolize ediyor. İlk olarak Yahudi olmanın ne olduğu önemlidir. Bu kitapta bunu anlatmaya çalıştık. Bildiğiniz gibi Yahudilik tarih boyunca insanlık suçuna karışmamıştır. Bunu yapanlar seküler Yahudiler olup Bolşevikler, Marksistler sol cenahta yer alan Yahudiler olmaktadır. Benim en çok ilgilendiğim Yahudiler ve Yahudi dini değil, Yahudi olmaktır. Ben bunu şöyle tanımlıyorum; bu seçilmişliğin ya da farklı olmuşluğun veya üstün oluşluluğun başka suretidir. Bu Yahudi olma durumu fevkalade kötü bir durumdur" dedi.
Yahudi lobisinin Türkiye üzerinde baskı kurmaya çalıştığını ifade eden Atzmon, "Bildiğiniz gibi bu durum sadece Filistin ile ilgili değil bu aynı zamanda Türkiye'de tırmanışta olan yükselen hükümet üzerinde baskı kurmaya çalışan Yahudi lobisi var ve bildiğiniz gibi Irak savaşının arkasında Yahudi lobisi tarafından motive edilmiş bir güç vardır. Biz şu an İsrail'den bahsederken sömürgecilikten bahsediyoruz. Bence Filistin'deki durumun sömürgecilikle çok az bir ilgisi var. Sömürgecilik ana devlet ve uydu devlet arasında ilişkiden ibarettir. Fakat İsrail bildiğiniz gibi bir uydu devlet, peki ana devlet nerededir? Buna cevap verememekteyiz. Biz niçin İsrail'e sömürgeci devlet statüsünü veriyoruz, çünkü bu onlar için uygun bir terim oluyor. Yahudiler diyorlar ki 'bizler İngilizler gibi Fransızlar gibiyiz.' Fakat gerçek şu ki siyonizm diğer insanlar gibi bir şey değildir. Şöyle bir şey düşünebiliyor musunuz; iki bin yıl sonra birileri gelip buradan çıkın buralar bizim arazimiz diyebilecek. Sonra bizler siyonizm rahatsız etmemek için bu duruma sömürgecilik diyeceğiz. Bana kalırsa İsrail Nazi Almanya'sından hiç farklı değil. Biz bunları diyemiyoruz. Yahudileri bu konuda rahatsız ederiz diye düşünüyoruz. Bu yüzden son yüzyılda Filistin'de hiç iyi bir şey gerçekleşmiyor" diye konuştu.
'Hepimiz Filistinliyiz' diyerek sözlerini sürdüren Atzmon, "Ben şunu anlamaya başladım ki sadece Yahudi olan Yahudi devletinin siyonist karşıtı olan Yahudi örgütleriyle aynı olduğunu anlamaya başladım. Niçin Almanlar, Türkler veya Almanlar bu sorunla ilgilenmeliler? Bu sorunun yanıtı çok basit çünkü biz hepimiz Filistinliyiz" dedi.
Aynı lobinin Türkiye'yi de tehdit ettiğini belirten Atzmon, "Benim çalışmam beni şu inanışa itti; Filistin'i parçalayan zarar veren bu güçler ve lobiler aynısını Amerika'da, İngiltere'de yaptılar ve şuan da aynısını sizin güzel ülkeniz için yapıyorlar ve Türkiye'yi de mahvetmek istiyorlar ve her zaman aynı taktiği kullanıyorlar. Bildiğiniz gibi Yahudiler tarih boyunca işçi sınıfıyla çatışma içindeydiler birçok yerde. Dolayısıyla işçi sınıfını sevmiyorlar. Kendilerini devrimin lideri gibi nitelendiriyorlar fakat çok az sayıda Yahudi işçi var. Sol sınıfın içinde de büyük bir çatışma var ve nedense batıdaki sol gruplar hiçbir zaman işçi sınıfıyla birleşemedi. İşçi sınıfı soldan ne alabilecek ki, tabi ki de hiçbir şey. Son 30 yılda gördüğümüz ilginç şey sol görüşle Yahudi lobisinin ittifak yapması çok kısa zamanda sizin ülkenizi nasıl etkilediğini göreceksiniz. Sol grup eğitime, sağlığa bakacağına yepyeni bir projeye kalkıştı. Toplumu kimlik gruplarına ayrıştırmaya başladılar. Tek bir ülke olmak yerine örneğin Türkiye şöyle bölünmeler gerçekleştirdiler. Feministler gibi, lezbiyenler, homoseksüeller, siyahlar, beyazlar, Kürt, Müslüman vs… Bizi bir bütün olarak düşünmekten ziyade bizleri daha küçük ayrılmış sinagoglar haline dönüştürdüler" ifadelerini kaydetti.
Türkiye'deki 'Gezi' olaylarına da atıfta bulunan Atzmon, "Filistin üzerine düşünmek yerine, evrensel bir sorun olmak yerine ABD'li 12 Yahudi'nin sorunu halletmesine bıraktık. Bu siyaset sizin ülkenizi mahvetmek üzerine kurulmuştur. Sizin ülkenizdeki protestolara bakarsanız şunu göreceksiniz; protestocuların ayrışmalara ve bu küçük grupların İsrailli bir vatandaştan parasal destek aldıklarını. Aynısını İran'da yaptılar ve çok da başarılı oldular. Fakat Mısır'daki çok daha başarılı bir örneği idi. Arap baharında da aynı durum geçerliydi ve bunu tamamen kışa döndürmeye yönelik. Şuan da aynısını Ukrayna'da gerçekleştirmektedirler. Hepsi aynı tefrikanın ürünleri. Bizi ayrıştırdıkları için asıl önemli olaylarla uğraşmak yerine kendi aramızda çekişmelere zaman ayırıyoruz. Eğitim, üretim ve sağlığı kastediyorum. Bunlarla uğraşmak yerine mezhep savaşları görüyoruz ve bunlar ulusal menfaatlere hizmet etmiyor. Bizim bu uğraşlarımız sahte çıkarlardır. Hepimizin Filistinli olduğunu söylemek, düşmanımızın kim olduğunu anlamaktır. Bu kitapta bunu anlatmaya çalışıyorum. Bununla beraber bizi baskı altına almaya çalışan yönetimleri tanımlamaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin ekonomik ve siyasi başarılarının Yahudi lobisini endişelendirdiğine dikkat çeken Atzmon, "Sizin ülkeniz Yahudi gücü için çok büyük engel teşkil ediyor. Siz bölgesel bir süper güç haline gelmektesiniz ve üretim yapıyorsunuz ve sizin başbakanınız ney doğru ise onu söylüyor. Bildiğiniz gibi Amerikan dış siyaseti Amerikan lobisinden yönetilmektedir. İngiltere meclisinin yüzde seksen oranı SFA üyesidir. İsrail'in dostları statüsündedir. Bu durum Yahudi gücü değil bu sadece Yahudi gücünün semptomu. Yahudi gücü sizi bu konu hakkında konuşmaktan alıkoyan kapasitedir bu yüzden Filistin'deki sorun hakkında konuşamıyoruz" dedi.
Ardından sorularını yanıtlayan Gilad Atzmon, bir gazetecinin 'İslam dünyasına bakış açınız nedir, ayrıca hiç Müslüman olmayı düşündünüz mü?' sorusunu ise, "Bu çok güzel bir soru. Şunu söylemeliyim ki ben bir Yahudi değilim ve bu evrensel idrake Yahudi olarak yetiştirilmeme rağmen eriştim. Ben İslam'ın ve İslam direnişinin çok büyük bir hayranıyım. Fakat dinim ile ilgili açıklama yapmak istemiyorum" diye yanıtladı.
Atzmon, burada yaptığı basın toplantısının ardından "Göçebe Kimlik" isimli kitabını imzalayarak ayrıldı. - İSTANBUL