Haberler
Van'ın Bahçesaray Belediye Başkanı Ayvaz Hazır, İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldı

Terörden ceza alan Bahçesaray Belediye Başkanı Ayvaz Hazir, görevden uzaklaştırıldı

Van'da kayyum protestosu: Belediye binası önünde toplandılar

Van'da kayyum protestosu

Suriye'de 'rejim askerlerinin kullandığı iletişim cihazları patlatılıyor' iddiası

'Rejim askerlerinin iletişim cihazları patlatılıyor' iddiası

Beşiktaş'ın yeni başkanı belli oldu

İşte Beşiktaş'ın yeni başkanı

Antalya- Savarona Operasyonu Davasında Tahliye Edilenler Cezaevinden Çıktı

Antalya- Savarona Operasyonu Davasında Tahliye Edilenler Cezaevinden Çıktı
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Savarona Yatına Düzenlenen Fuhuş Operasyonuyla İlgili Açılan Davanın Bugünkü İlk Duruşmasında, Tutuklu 6 Sanıktan, 4'ünün Tahliyesine Karar Verildi.

Savarona yatına düzenlenen fuhuş operasyonuyla ilgili açılan davanın bugünkü ilk duruşmasında, tutuklu 6 sanıktan, aralarında Kazak işadamı Tevfik Arif'in de bulunduğu 4'ünün tahliyesine karar verildi. T. A'nın yakınları, tahliye kararı üzerine sevinç çığlığı atıp birbirini kutladı.

Antalya İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, geçen 28 Eylül'de Savarona yatına yönelik insan ticareti ve fuhuş operasyonu düzenlemiş, gözaltına alınanlardan Kazak işadamı T. A., G. A., M. Ç., E. A., H. E. ve Rus uyruklu E. B.tutuklanmış; E. M., K. T., E. S. T. ve V. A.'nın tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti. Soruşturmayı yürüten Antalya Cumhuriyet Savcısı Yusuf Hakkı Doğan'ın hazırladığı ve mahkemeye sunduğu 50 sayfalık iddianame, kabul edilerek dava açılmıştı.

Haklarında 'insan ticareti', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'küçük yaşta çocuğa fuhuş yaptırmak' suçlamalarından her bir suçlama için türüne göre 3 ile 27 yıl arasında değişen hapis cezaları istenen 6'sı tutuklu 10 sanık, ilk kez bugün hakim karşısına çıktı.

Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'nden getirilen tutuklu sanıklar, Antalya Adliyesi'nin zemin katındaki tutuklu ve hükümlü girişinden jandarmanın geniş güvenlik önlemleriyle binaya alındı. Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 10.30'da başlayan duruşmada önce sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. Mahkeme Başkanı Mustafa Zeki Söğüt, iddianameden satır başlarını okudu. Kazak işadamı T. A., kimlik tespiti ve iddianame okunurken hazırladığı 4 sayfalık yazılı savunmaya gözattı. Bu arada duruşmayı izleyen T. A.'nın ağabeyi Vakıf A'nın gergin olduğu görüldü.

'SUÇLAMALAR HAYAL ÜRÜNÜ'

"Türküm. Savunmamı Türkçe yaparım ama kullandığım dil eski Türkçe" diyen işadamı T. A, Rusça bilen bir tercümanın da bulunmasını istedi. Savunmasına ailesinin Kazakistan'a nasıl göç ettiğini anlatmasıyla başlayan T. A, 1890'lı yıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya'da baskı altındaki Türkler'i almadığını, babasının 1939'da Rusya'da askere alınan ilk Türkler'den olduğunu anlattı. 9 kardeş olduklarını söyleyen Kazak işadamı T. A, uluslararası ekonomi okuduğunu, Ekonomi Bakanlığı'nda ekonomist olarak çalıştığını, 1987 yılında da kurduğu kendi şirketinin hızla büyüdüğünü anlattı. Maden, enerji, kimyasal sektöründe iş yaptığını ve başarılı bir işadamı olduğunu vurgulayan T. A, ailesiyle Türkiye'ye geldiğini ve 1994 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu belirtti.

Ailesiyle 1994- 1995 yılında Amerika'ya gidip New York'ta önemli binalar yaptığını, önemli ortaklıklar kurduğunu kaydetti. Oğlunun Amerikan Askeri Akademisi, kızının da Colombia Üniversitesi'ni bitirdiğini belirten T. A'yı, Mahkeme Başkanı Söğüt, "Bu iddianamedeki suçlamalara gelelim, ne diyorsunuz?" diye sordu. İşadamı T. A, "Bu suçlamaları kabul etmiyorum, hepsi hayal ürünüdür" dedi.

Söz alan Tevfik T. A'nın avukatı Süleyman Çalıkuşu da savcılık iddianamesinin son sayfasında kalın harflerle yazılan, 'İşadamlarını çağırıp partiler düzenliyor, yarar sağlıyor' vurgusuna dikkat çekti ve mahkeme heyetinden bu sorunun müvekkili T. A'ya sorulmasını istedi.

Savarona'da yaşanan olayın tam olarak anlaşılmadığını, kimlerin orada olduğunun açık olduğunu söyleyen T. A, zaman zaman Rus tercümandan yardım alarak yaptığı savunmada, kendisinin Rus okullarında okuduğunu, Rusça'yı iyi bildiğini, eski arkadaşları ile iletişimde olmasının normal olduğunu söyledi. T. A, "Bir arkadaşım eşiyle geldi. Burada 8 kişi 3 gün sorgulamaya tabi tutuldu, şüpheli olsalardı serbest kalırlar mıydı? Bunu anlamak gerek. Ben dinlemeyle yapılan iddiaları kabul etmiyorum. Ben özellikle kurgulamak isteseydim bu şekilde kurgulayamazdım. Allah yardımcımız oldu ki orada kişiler 'Bir an önce serbest kalalım' diye yanlış ifade vermek zorunda kalmadı. Kültür farklılığı ve bakış açılarını anlayamıyorum" dedi.

Kendisiyle birlikte yargılananlardan Gündüz Akdeniz'i tanıdığını söyleyen işadamı T. A, "O temiz bir insandır, sokaktaki kedi, köpeklere bile bakar. Buradaki insanlar temiz ve saygılı insanlar" diye konuştu.

T. A'nın avukatı Çalıkuşu, mahkeme heyetine müvekkilinin sosyal hayatını ve ailesini anlatan bazı fotoğrafları sundu. Mahkeme heyeti daha sonra Musa Çelik'e savunma için söz verdi.

DİĞER SANIKLAR DA İFADE VERDİ

Savarona davasının sanıklarından tutuklu Musa Çelik, organizasyon işleri yaptığını ve kendisine gelen talepleri değerlendirdiğini söyledi. "Manken, piyanist, şarkıcı istek ve taleplerini karşılarız" diyen Çelik, "Bana resim gönderilir, 50 ajanstan kadın fotoğrafı gelir, ben de bunları müşteriye gösteririm. Çünkü manken bunlar" dedi. Çelik'in avukatı Mustafa Gökçe ise savunmaya müdahale ederek, "Sayın mahkeme heyeti, sayın başkan, olayı soruşturan ve iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet savcısı, T. A'yı tanımadığını söylemesine rağmen ısrarla T. A ismini söyletmeye çalışmıştır. Sorgu sırasında ben müdahalede bulundum 'Müvekkilim Tevfik T. A'yı değil, Gündüz Akdeniz'i tanıdığını söylemiştir, tutanağa böyle geçirilsin' diye. Cumhuriyet savcısı hukuka aykırı davranmıştır" diye konuştu.

Tutuklu sanıklardan Erkan Akdeniz ise tutuklu sanık Gündüz Akdeniz'in öz amcası olduğunu belirterek, "Amcamdır o benim. Beraber olmamız normaldir" dedi ve suçlamaları kabul etmedi.

Tutuklu sanık Rus uyruklu E. B. ise T. A ile uzun süreden bu yana birlikte çalıştığını belirterek, "Ben onunla birlikte her gittiği yere giderim. Rehberliğini yaparım. Rusça, Türkçe ve İngilizce konuşuyorum" dedi.

HER TÜRLÜ ORGANİZASYON

Yine tutuklu sanıklardan Hülya Erdoğan ise Antalya'da 25 yıldır eğlence sektöründe organizatörlük yaptığını söyledi. "25 yıldır aynı mahallede 17 yaşındaki kızımla birlikte yaşıyorum. Tek başıma organize ve eğlence sektöründe çalışıyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Her türlü organizasyon işi yaparım. T. A'yı tanımıyorum. Bir defa Antalya'daki lüks bir otelde program yaptık. Savarona yatında 4 erkek müzisyen, 3 kişilik Mezdeke grubumuz ile birlikte toplam 10 kişilik organize grubumuz vardı. T. A orada karşımızdaydı ama konuşmadık bile."

Bir süre sonra Erdoğan, yeniden söz alarak, "Her türlü organizasyon derken bu organizasyonun içinde fuhuş yoktur" dedi. Bunun üzerine salonda gülüşmeler yaşandı.

Tutuklu sanık Gündüz Akdeniz, "17 yıldır T. A'yı yanında çalışıyorum. Ben T. A'nın bakkaldan ekmeğini de alırım, arabasını da. Fransa'daki evinin işlerini de ben organize ederim. Ama fuhuş olayını yapmadık" dedi.

Tutuksuz sanık Kazakistan uyruklu E. M. ise savaşın zorluklarından kaçıp Türkiye'ye geldiğini belirterek, "Burada evlendim. Düğünümüz oldu. Buraya yerleşeceğim. Ben kesinlikle fuhuş için kadın temini yapmadım" diye savunma yaptı.

Belek'teki beş yıldızlı bir otelde kuyumculuk yapan tutuksuz sanık E. S. T. ise suçlamaları reddetti. E.S. T., ifadesinde "Bazen telefonla beni arıyorlardı. Ben onlara yardımcı oluyordum. Bazen bayan istediğimiz oluyordu" dedi.

'TAŞIMA İŞLERİ YAPARIM'

Fuhuş için Türkiye'ye getirilen kızları aracıyla taşıdığı ileri sürülen tutuksuz sanık K. T. ise şöyle konuştu:

"Kalp hastasıyım. Mercedes Vito araç aldım ve turizmde taşıma işine başladım. Her türlü adam taşıdım ben. Milletvekili, ünlü şarkıcı, bakan, cumhurbaşkanı bile taşıdım. Bana telefon gelmiştir. 'Transfer var' diye, ben de gitmiş o insanları alıp istenilen yere bırakmışımdır. Otel olursa, resepsiyona kadar götürür, işimin bittiği söylendiği zaman ayrılırım."

K. T'nin avukatı Mustafa Gökçe ise "Müvekkilim 2 çocuk babasıdır. Utancından sokağa çıkamaz hale geldi. Peki bu savcının müvekkilimin ruh halini düzeltme şansı var mı?" diye sordu.

Tutuksuz sanıklardan V. A. ise M.Ç'den 2- 3 defa 1500 dolar vererek kadın aldıklarını söyleyince, M. Ç'nin avukatı Mustafa Gökçe araya girerek, "Allah'tan kork. Müvekkilime iftira atıyorsun" dedi. Bu sözlere Mahkeme Başkanı Mustafa Zeki Söğüt müdahale etti. Ardından suçlanan sanık Musa Çelik, kendisinden zaman zaman manken istendiğini, bunları seks için değil, fotomodel olarak gönderdiğini söyledi. Bu ifadelerin ardından duruşmaya ara verildi.

'GİZLİ TANIK YALAN SÖYLÜYOR'

Duruşma, aranın ardından saat 13.55'te tekrar başladı. Mahkeme Başkanı Mustafa Zeki Söğüt, Tanık Koruma Programı kapsamında ifade veren 'Orta Asya' kodlu gizli tanığın ifadesini okudu. Gizli tanık ifadesinde, Kazak işadamı T. A'yı Labada Oteli'nin sahibi olarak tanıdığını, sapkınlık derecede eğlenceye düşkün ve küçük yaşlı kızlarla beraber olduğu iddiasında bulundu, Türk ortağından bu yüzden ayrıldığını ileri sürdü.

Aynı gizli tanığın M. Ç., E. A. ve H.E.'nın tanıdığı da ifadelerde yeraldı. Savarona operasyonunda gözaltına alınan Rus kızların fuhuşu kabul etmedikleri ve ifade vermedikleri de okunarak kayıtlara geçti. Kazak işadamı T. A, "Diyeceğim pek birşey yok. Savunmamda belirttim" dedi. T. A ayrıca 'Orta Asya' kodlu tanığın ifadesine itiraz etti, "Bu gizli tanık ayın 15'nde beni küçük kızlarla gördüğünü söylüyor ancak ben o tarihte yoktum" dedi.

AVUKATLARDAN SIKI SAVUNMA

T. A'nın avukatı Süleyman Çalıkuşu, birçok konuda bilgi sahibi olan 'Orta Asya' kodlu tanığın beyanları ve şahit olduğu olaylar yüzünden aslında sanık olması gerektiğini söyledi. Çalıkuşu ayrıca mahkemeye müvekkili T. A'nın 16 Mart'ta Almaata'da annesinin ölüm yıldönümü ile ilgili törende olduğunu belirtip, buna ilişkin annesinin ölüm raporunu da mahkemeye sundu.

T. A'nın avukatlarından Köksal Bayraktar da gizli tanığın söylentilere dayalı ifadelerinin yeralmasına rağmen müvekkilinin yurtdışından getirilen kadınları satan kişi olmadığını belirttiğine vurgu yaptı. Telefon görüşmelerinin delil sayılmadığını söyleyen Bayraktar, müvekkilinin ünlü bir işadamı olduğunu, 1993 yılında merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ricası ve talimatıyla Türkiye'ye geldiğini söyledi, "Turizm alanında yatırımlarının yanısıra 250 müteşebbis yetiştiren biridir" dedi.

Bu yılın Eylül ayında Savarona'yı başkasının kiraladığını söyleyen Bayraktar, iddianamede T. A'nın örgüt lideri gibi gösterildiğini belirterek, "Örgüt için belli bir düzen olması lazım. Müvekkilim işleri nedeniyle sürekli yurtdışındadır. Fuhuş için insan ticareti deniyor. T. A'nın yılda 3- 5 milyon dolar kazanan biri ve iyi bir aile babası. Kendi ailesinden 200 kişinin maaşını veren biri. Kazakistan ve Rus vatandaşlığından çıkmış Türk vatandaşı olmuştur. Kazakistan Cumhurbaşkanı bile T. A'nın tekrar dönmesini istemektedir. Müvekkilimin tahliyesi ya da CMUK gereği adli kolluk gözetiminde tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum" diye konuştu.

Bayraktar'ın ses tonu ve vurgulamaları ve tahliye istemindeki kurduğu cümleler, salondaki yakınları ve izleyenleri etkiledi, hatta bir izleyici konuşmanın sonunda kendini tutamayıp, el çırptı.

Tutuklu sanıklardan M. Ç.'nin avukatı Mustafa Gökçe ise davada esas amacın kara para trafiğini çözmek olduğunu, ipucuna ulaşılamayınca olaya çete boyutu getirildiğini iddia etti.

Tanıkların dinlenmesinden sonra mahkeme saat 15.15'te ikinci kez ara verdi.

30 DAKİKA ARA SONRASI TAHLİYE

Mahkeme heyeti saat 16.45'te kararını açıkladı. 30 dakikalık aranın ardından Mahkeme Başkanı Söğüt, kararların oy birliği ile alındığını belirterek, T. A, E. B., E. A. ve H. E'nin tutuklu kaldıkları süre ve işledikleri suçu lehlerine çevirme imkanları olmadığı gerekçesiyle, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrollü olarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.

Mahkeme heyeti, Musa Çelik ve Gündüz Akdeniz'in tutukluluk halinin devam etmesine hükmederken, yabancı uyruklu mankenlerin ifadelerinin alınması için Rusya adli makamlarına yazı yazılmasına ve kızların kemik yaşlarının tespit edilmesine, gizli tanık 'Orta Asya' ile tanıklar F. T., G. T., S. K., S. U., M. A. ve P. Ö.'nün dinlenmesine karar verdi.

Mahkeme heyeti, Kahraman Sadıkoğlu'nun da talimatla ifadesinin alınmasını istedi. Duruşma 18 Şubat 2011 tarihine ertelendi.

ÖZEL UÇAĞI HAVALİMANINDA

Duruşma sonrası Tevfik Arif'in avukatı Köksal Bayraktar gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bayraktar, "Mahkemeden bizim beklentimiz yönünde karar çıktı. Mahkeme heyeti de bizimle aynı kanıda olduğunu ortaya koymuş oldu. T. A, Türkiye'yi çok seviyor, inşallah küsmez. Küsmemesi için de elimizden geleni yapacağız" diye konuştu.

Duruşmayı izleyen T. A'nın ağabeyi Vakıf A. ile yakınları salon çıkışında birbirlerine sarılarak kutladı.

T. A için Antalya Havalimanı'nda özel bir uçağın beklediği, T. A'nın uçakla Londra'ya gideceğini, ancak mahkemenin yurtdışı yasağı koyması nedeniyle İstanbul'a uçağı belirtildi.

GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ

Haber-Kamera: Ahmet İSTEK- Teslime TOSUN- Soner KOCAER/ANTALYA, (DHA)

(Tür: Yurt)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title