Antalya- Prof. Dr. Anacak Türkiye'de Acilen Bir Proton Tedavi Merkezi Kurulmalıdır
Prof. Dr. Anacak: Türkiye'de acilen bir proton tedavi merkezi kurulmalıdırAlparslan ÇINAR / ANTALYA, (DHA) - ÇOCUKLARDAKİ kanser hastalıklarının tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyasyonun ilerleyen yaşlarda yan etkilere bağlı olarak ikincil kanserlere sebep olduğunu belirten Ege...
Prof. Dr. Anacak: Türkiye'de acilen bir proton tedavi merkezi kurulmalıdır
Alparslan ÇINAR / ANTALYA, (DHA) - ÇOCUKLARDAKİ kanser hastalıklarının tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyasyonun ilerleyen yaşlarda yan etkilere bağlı olarak ikincil kanserlere sebep olduğunu belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Yavuz Anacak, "Türkiye'de acilen bir proton tedavi merkezi kurulmalıdır. Proton tedavisi radyoterapi yönteminden daha iyi. Sağlam dokulara daha az zarar veriyor. Çocukluk çağı kanserlerinde daha etkili kullanılabiliyor" dedi.
Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği (TPOG), Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) ve Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) iş birliğinde 17-21 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 23. Ulusal Kanser Kongresi,(UKK) Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki Regnum Carya Otel'de yapıldı.
Kongreye, TPOG ve 23. UKK Başkanı Prof. Dr. Emel Ünal, Prof. Dr. Mahmut Gümüş, Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, TROD Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak, TTOD Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, Doç. Dr. Neriman Sarı, Prof. Dr. Ahmet Bilici, Prof. Dr. Uğur Selek ve Prof. Dr. Cengiz Canpolat'ın yanı sıra çok sayıda uzman katıldı.
TPOG ve 23. UKK Başkanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Ünal, kongrede, bilimsel program çerçevesinde onkolojinin tüm disiplinlerinin ele alındığını, toplam 641 bildirinin görüşüldüğünü ifade etti.
ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİ
Çocukluk çağı kanserleri ve kanser oluşumuyla ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ünal, Türkiye'de çocukluk kanserleri görülme sıklığının yüksek gelir düzeyindeki ülkelerle benzer oranlarda olduğunu söyledi. Çocuklarda görülen kanserlerin tip, tedaviye yanıt ve sağ kalım açısından erişkin kanserlerinden farklılık gösterdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Emel Ünal, çocukluk çağı lösemilerinin çocukluk çağında en sık görülen kanser türü olduğunu vurguladı. Kan kanseri olarak bilinen löseminin ilk sırada yer aldığını da kaydeden Prof. Dr. Ünal, Türkiye'de yılda yaklaşık bin çocuğun bu kanserden etkilendiğini ve vakalar içinde yüzde 35,5 ile löseminin ilk sırada yer aldığını ifade etti. Lösemileri yüzde 18.5 ile merkezi sinir sistemi tümörleri, yüzde 13.5 ile lenfomanın izlediğini de ifade eden Prof. Dr. Ünal, nöroblastoma, wilms tümörü, yumuşak doku sarkomları, kemik tümörleri ve cilt kanseri melanom olmak üzere diğer tümörlerin de görüldüğünü belirtti.
PROTON TEDAVİSİ HAYAT KURTARIYOR
Kanserde yeni geliştirilen bir tedavi yöntemi olan 'proton' yönteminden söz eden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak ise radyo terapi yönteminin yüz yıldır kullanıldığını ancak kullanılan radyoterapilerin 'foton' ya da 'elektron' olarak atom altı parçacıklar olduğunu vurguladı. Yeni gelişen proton yönteminin çok güçlü olduğunu anlatan Prof. Dr. Anacak, "Atomun bir parçası olan protonlar uzun yıllardır üzerinde araştırmalar yapılmasına rağmen son 10 yıldır kullanıma başlandı. Proton yöntemi doz dağılımı açısından bugün kullanılan radyoterapi yönteminden daha iyi. Sağlam dokulara daha az zarar veriyor. Çocukluk çağı kanserlerinde daha etkili kullanılabiliyor. Her yıl dünyada 200 bin çocuk kansere yakalanıyor. Türkiye'de her yıl 4 bin 700 çocuk kanser tanısı alıyor ve bin 400'ünü kaybediyoruz. Biz bu çocukların yüzde 80'ini bugünkü yöntemlerle kurtarabiliyoruz. Ancak bu çocuklar 60 sene yaşıyorlar ve bu kanser tedavilerine bağlı ortaya çıkan yan etkilerle savaşmak zorunda kalıyorlar" dedi.
'TÜRKİYE'DE MERKEZ YOK'
Radyoterapi ve kemoterapi tedavilerinin ikincil kanser vakalarını ortaya çıkarabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yavuz Anacak, proton tedavisinin daha iyi bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Ne yazık ki Türkiye'de bir proton tedavi merkezimiz yok. Her yıl yüzlerce hasta kendi olanaklarıyla yurt dışına gidiyor. Bunun ciddi maliyeti var. Avrupa'da 80-90 bin euro civarında, ABD'de ise 100-150 bin dolarları buluyor. Bizler Türkiye'de en acilinden bir proton tedavi merkezinin kurulmasını talep ediyoruz. Yurt dışına gönderdiğimiz hastalarımız vize ve benzeri işlemler nedeniyle tedavilerine gecikiyorlar. Bir merkezin kurulması en az 5 yıl sürüyor".
Prof. Dr. Yavuz Anacak, proton merkezinin kurulum maliyetinin 150-200 milyon dolarları bulabileceğini de ifade etti.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR
Kanserde erken teşhisin hayat kurtardığını belirten Prof. Dr. Mahmut Gümüş de halkın bilinçlenmesiyle bir hayli yol alındığını söyledi. Hedefe yönelik kılıç kılıca savaşla kanseri yenmek için çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Gümüş, kanserde kişiye özel tedavilerinde uygulandığını ifade etti.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam ise radyasyon onkolojisindeki teknolojik ilerlemeler sayesinde radyoterapi daha güvenle uygulanabilen ve bu nedenle de daha etkin bir tedavi metodu haline geldiğini ifade etti. Özellikle IMRT ve 3BKRT uygulanan hastalarda mümkün olduğunca görüntüleme kılavuzluğundan faydalanmak hem yan etki hem de tedavi başarısı açısından çok önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Sağlam, "Yüksek dozlara çıkılan, stereotaktik radyoterapi uygulamaları ile kanser tedavilerinde hastalığın kontrolü daha da artmaktadır. Fakat esas olan teknolojinin doğru ve eğitimli ellerde kullanılması ve kanser tedavisinin iyi bir ekip tedavisi olarak yapılmasının şart olduğudur" diye konuştu.
(Tür: Yurt)