Haberler
Putin, açık açık tehdit etti: Sabrımız bir gün mutlaka tükenecek

Putin, ilk kez bu kadar açık tehdit etti! Sözleri yaklaşan savaşın habercisi

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma! Muhalifler adım adım ilerliyor

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma

Kırıkkale'de yere çöp atanlar güvenlik kameralarından tespit ediliyor

Bir ilde daha başladı! Caddede, sokakta kamera ile takip ediliyorlar

İstanbul'da sahte içkiden 2 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da kabus yeniden hortladı: 2 kişi öldü, sayının artmasından korkuluyor

Antalya Festivaline Sahip Çıkıyor

Antalya Festivaline Sahip Çıkıyor
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Antalya'da yaşanan yoğun yağmur ve fırtınaya rağmen halk festivaline sahip çıktı.

Binlerce kişi olumsuz hava şartlarına aldırmadan filmleri izledi, etkinlikleri takip etti.

Yarına ait bir film; Güzel Günler Göreceğiz...

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film galaları sinema severlerin yoğun katılımıyla devam etti. Günün ilk galasında yönetmenliğini Hasan Tolga Pulat'ın yaptığı "Güzel Günler Göreceğiz" filmi yer aldı. Birbirinden farklı beş hayatın iç içe geçmiş hayatlarının anlatıldığı film izleyenlerden yoğun alkış aldı. Film gösteriminin ardından, film söyleşisi yapıldı.

Moderatörlüğünü Ayla Kanbur'un yaptığı söyleşiye yönetmen Hasan Tolga Pulat, oyuncular Uğur Polat, Barış Atay, Feride Çetin, Nesrin Cevadzade, görüntü yönetmeni Önder Şengül, senarist Önder Kavuk ve filmin müziklerini yapan Toygar Işıklı katıldı. Yönetmen Hasan Tolga Pulat, galayı ve söyleşiyi "Hayatımız boyunca unutmayacağımız bir gün" olarak değerlendirdi. Pulat filmi şöyle özetledi; " Kesişen hayatları anlattığımız bir film. Derdimiz insanların bu filmde kendilerini bulmasıydı. Karışık kurguyu o nedenle planladık. Biz 365 günde sadece bir günü anlattık. " Güzel Günler Göreceğiz" derken bugünü değil aslında yarını anlatmaya çalıştık. Film aslında yarına ait bir film. Mutsuz olsak da umutsuz olmaya hakkımız yok." diye konuştu.

Filmin başrol oyuncularından Feride Çetin gelen bir soru üzerine; "Filme çok uzun bir hazırlık süremiz olamadı. Tv dizilerinde de çalıştığımız için yeterince hazırlık yaptığımız söylenemez. Ama kısa sürede iyi iş çıkardığımızı düşünüyorum!" dedi.

Nesrin Cevadzade ise; 11 yaşında Bakü'den Türkiye'ye geldiğini söyleyerek şöyle devam etti; "O yıllarda basının kullandığı dil çok sertti. Ailem ve ben çok zorlandık. O dönem gelenlere bir isim kullanıyorlardı. Hak etmediğimiz tutuma karşı ortak his, öfkeydi. Filmde yaşadığım duyguları gerçek hayatta da yaşadım."

Uğur Polat canlandırdığı polis karakterine yönelik bir soruyu şöyle cevapladı: " Travmalarla yüklenmiş çok polis var. Ben de polisleri iyi tanıyorum. Öğrencilik yıllarımdan itibaren polislerle haşır neşirim. Dolayısıyla rolümü canlandırırken çok zorlanmadım."

Sosyal ve içsel engellerle "Hicaz"

Günün ikinci galası Hicaz filmi ile yapıldı. Yönetmenliğini Erdal Rahmi Atay'ın yaptığı "Hicaz", "Saba" ve "Nihavend" filmleri ile devam edecek üçlemenin ilk filmi. Film, ruhu ya da bedenleri bazı hastalıklara yakalanmış birçok karakter üzerine kurulu. Yalnızlık, çaresizlik, tüketim, moda, hoşnutsuzluk ve iletişimsizlik gibi… Engel, bariyer anlamına gelen "Hicaz", karakterlerin aile ve toplum içinde yaşadığı sosyolojik ya da içsel engelleri işliyor.

Film gösteriminden sonra geleneksel film söyleşisi yapıldı. Moderatörlüğünü Aylin Sayın'ın yaptığı söyleşiye yönetmen Erdal Rahmi Atay, oyuncular Nilüfer Saltık, Memet Işık, Hakan Bozkan, Erol Özdek ve Clarisse Gorokhoff katıldı.

Bizden biri: Behzat Ç.

Günün son galası izlenme rekorları kıran "Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm" filmi ile yapıldı. İzlenme rekorları kıran ve adeta fenomen haline gelen "Behzat Ç." dizisinden sonra, sinema filmi de izleyicilerden tam not aldı. Hınca hınç dolan salonda, izleyiciler film ekibini ayakta alkışladı.

Film gösteriminin ardından, söyleşiye geçildi. Gösterimde olduğu gibi söyleşi kısmında da, film ekibi sinemaseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Özge Özgüden'in moderatörlüğünde yapılan söyleşiye; yönetmen Serdar Akar, senarist Emrah Serbes, oyuncular Erdal Beşikçioğlu, Cansu Dere, İnanç Koyuncu, Seda Bakan, Eray Eserol, Hakan Hatipoğlu, Tardu Flordun, Hakan Boyav, Canan Ergüder, Fatih Artman, Berkan Şal, Berke Üzerek ve Tolga Tekin katıldı.

Söyleşide söz alan yönetmen Serdar Akar, Antalya'da misafir değil artık ev sahibi olduğunu söyledi. Akar, "İlk uzun metraj filmimde Antalya'dan ödül almıştım. Antalya bu ülke için olduğu kadar benim için de son derece önemli ve değerli. Burada jüri üyeliği de yaptım, bu yıl olduğu gibi yarıştım da. Hepsi çok güzel; burada olmak, bu havayı solumak çok güzel. İnsanlar sinema yapmayı istesin. Bakın 9 tane ilk film yarışıyor. Çok güzel şeyler bunlar. Yaşasın sinema..." diye konuştu.

Diziden sinemaya geçişin avantaj ve dezavantajlarının sorulması üzerine Serdar Akar; "Bence avantajlı. Zira elimde bir senedir hazır karakterler var. Bu büyük bir şans…"cevabını verdi.

Behzat karakterinin neden bu kadar tutulduğu sorusu üzerine oyuncu Tolga Tekin; "Behzat Ç. anti kahraman bir karakter. O nedenle filmdeki ve dizideki bütün karakterler Behzat'ı desteklemek zorunda. Behzat da o nedenle samimi gelerek çok tutuldu. Çünkü içimizden biri Behzat."dedi.

Altın Portakal'da 1980 modası...

Günün son etkinliğinde modacı Erol Albayrak 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında, 1980'lerin ruhunun estiği bir defile düzenledi. Rixos Sungate otelde düzenlenen "Erol Albayrak by Discoteque" adlı defilenin koreografisini Uğurkan Erez hazırladı. Erol Albayrak'ın birbirinden özel kıyafetlerini Hande Subaşı, Tuğçe Kazaz, Ebru Ürün, Merve Büyüksaraç gibi ünlü mankenler sergiledi.

Defileye Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, eşi Dr. Günseli Akaydın ve Yeşilçam'ın ünlü oyuncularından Selda Alkor, Ahu Tuğba, Suna Selen, Salih Güney, Nuri Alço, Sevtap Parman ve çok sayıda seçkin misafir katıldı. İzleyenleri 1980'lere götüren defile, Başkan Akaydın'ın açılış konuşmasıyla başladı. Akaydın, bu tür etkinliklerin Antalya'nın modern ve çağdaş yüzüne çok yakıştığını söyledi.

Vatkayı sevdiren koleksiyon…

Askeri kıyafetli dansçıların koreografisiyle başlayan defilede 30 manken, 1980'lerin moda anlayışını 2012 İlkbahar – Yaz trendlerine uyumlu "haute couture" tasarımlarla podyuma taşıdı. Tuğçe Kazaz'ın açılışta giydiği, tamamı kristallerle süslü miğfer ve kamuflaj desenli tasarım, 1980 ihtilaline gönderme yaptı. Vatkayı sevdiren koleksiyonda transparanlar ve dönemin uzunçalar plaklarından yapılan şapkalar izleyenleri büyüledi.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title