Antalya'da Sezgi Kırıt'ın Öldürülmesi Davası

Antalya'da, 2009'da evinden ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan ve bir süre sonra cesedi Isparta'da bulunan 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın öldürülmesine ilişkin haklarında dava açılan 3 tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi.

Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklar Mehmet Mutlu K, Osman K. ve Emine K. ile maktulün annesi Hanife, babası Sinan ve kız kardeşi Sevgi Kırıt hazır bulundu.

Duruşmaya, müşteki avukatı Sibel Önder ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatlarının da arasında bulunduğu bazı sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri de katıldı.

Tanık Latif Biçer duruşmada, 2009 yılında Isparta'nın Gönen ilçesinde görev yaptığını ve muhtar tarafından bir kadın cesedinin bulunduğunun söylenmesi üzerine olay yerine intikal ettiklerini söyleyerek, cesedin yüz kısmının kötü bir halde olduğu, yapılan incelemelerde cesedin 16-17 yaşlarında olduğunun saptandığını belirtti.

KADEM avukatı Pınar Kandemir Hacıbektaşoğlu ise sanıklar kadar soruşturmada ihmali olan görevlilerin de yargılanması gerektiğini söyledi. Hacıbektaşoğlu, "Türkiye'nin sosyokültürel yapısı düşünüldüğünde maktul Sezgi Kırıt hakkında verilecek olan kovuşturma hükmü bu konuda Türkiye'de yeni bir anlayışı beraberinde getirecektir. Sanık Emine K'nın oluşa dair anlatımı dikkate alındığında sanıkların bu eylemi fikir birliği içerisinde ve soğukkanlılıkla işlediklerine dair ciddi bir emareyi ortaya çıkarmıştır." dedi.

Sanık Osman K'nin avukatı Gündeniz Kalağan, müvekkillinin 20 aydır bu dava nedeniyle tutuklu olduğunu, maktule yönelik ise Türkiye'nin çeşitli Adli Tıp Kurumlarında ölümüne ilişkin rapor düzenlendiğini belirterek, bu raporlarda cinayete ilişkin hiçbir bulgu ya da emare bulunmadığını ileri sürdü.

"Buradaki olay doğal bir ölümdür"

Ulusal Kriminal Büro'da maktulün inhibisyon nedeniyle öldüğünü ve bu inhibisyonun vücudun çeşitli bölgelerine darbe vurmak suretiyle iz bırakmaksızın gerçekleşebileceğinin ihtimali üzerine rapor düzenlendiğini belirten Kalağan, "Kişilerin günlük yaşamlarında dahi inhibisyon nedeniyle ölümler meydana gelmektedir. Bizce bu olayda inhibisyon yoktur. Buradaki olay doğal bir ölümdür, bu sebeple atılı suçlamaları kabul etmiyoruz." diye konuştu.

Duruşma eksik evrakların giderilmesi için ertelendi.

Duruşma sonunda aralarında avukatların da bulunduğu kadın derneklerinin temsilcileri, kadın cinayetlerine tepki olarak üzerinde "Sezgi için adalet" yazan pankart açtı.

Avukat Sibel Önder, gazetecilere yaptığı açıklamada, Sezgi Kırıt'ın 2009 yılında haksızlığı uğrayarak yaşam hakkının elinden alındığını söyleyerek, bundan sonra artık 2016 ve 2017 yılından itibaren haksızlıklara karşı adaletin tecelli edeceğini belirtti.

KADEM avukatı Hacıbektaşoğlu ise Sezgi Kırıt'ın sosyal paylaşım sitesinde tanıştığı bir kişi tarafında uyuşturucu verilerek tecavüze uğradığını ve yakınları tarafından da tecavüze uğrayarak öldürüldüğünü kaydederek, KADEM olarak adalet yerini bulana kadar davanın takipçisi olacaklarını vurguladı.

Sezgi Kırıt'ın ailesinin gözlerinde hala acıyı taşıdıklarını belirten Hacıbektaşoğlu, "Biz biliyoruz ki bizler yüreklerdeki ve gözlerdeki acıyı söndüremeyiz ama bugün tecelli edecek adalet biraz olsun bu acıya su serpecektir. Kadın cinayetlerinde sadece kadın katilleri değil olayın aydınlatılmasında eksiği ve ihmali bulunanların da cezalandırılması gerekir." dedi.

Olay

Antalya'da, Ağustos 2009'da evden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın cesedi, Isparta'nın Gönen ilçesine bağlı Koçtepe köyünde tanınamaz halde bulunmuş, olayla ilgili biri kadın 3 kişi gözaltına alınmıştı.