Fırtına sonrası deniz dibinde oluşan kirlilik görüntülendi
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrenciler, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili açıklarında yaptıkları eğitim ve araştırma dalışında kaydettikleri görüntülerle fırtına sonrası deniz dibinde oluşan plastik ve metal kirliliğini ortaya koydu.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrenciler, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili açıklarında yaptıkları eğitim ve araştırma dalışında kaydettikleri görüntülerle fırtına sonrası deniz dibinde oluşan plastik ve metal kirliliğini ortaya koydu.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, AA muhabirine, kentte 1 aydır zaman zaman yaşanan fırtınalar nedeniyle çay ve derelerden yoğun şekilde plastik ve metal atıkların denize ulaştığını söyledi.
Gökoğlu, yaptıkları dalışta Konyaaltı'nda, kıyıdan yaklaşık 50-60 metrelik uzaklıktan sonra denizin bir anda derinleşerek oluşturduğu platoda çöp yığınları oluştuğunu gördüklerini ve bunu kayda aldıklarını dile getirdi.
"Metal atıklar, ağır metal birikimine neden oluyor"
Fırtınanın getirdiği birçok eşyanın burada biriktiğini anlatan Gökoğlu, "Deniz dibinde plastik ve cam şişelerin yanı sıra inşaat demirleri, şemsiyeler, brandalar, halılar, sandalyeleri gördük. Çamaşır makinesi, bisiklet bile gördük. Manzarayı görünce üzüntü yaşadık. Elimizden geldiği kadar temizleme çalışması yapıyoruz." dedi.
Bu atıkların zamanla denizde çürüdüğü bilgisini veren Gökoğlu, şunları kaydetti:
"Atıkların üzeri zamanla çamurla kaplanıyor. Deniz içinde çürümeye başlayınca gaz çıkışlarına neden oluyor. Bu da canlıların ölümüne sebep oluyor. Metal atıklar ağır metal birikimine neden oluyor. Bu metal aksamlara yapışan istiridye, midyeler suyu filtre ederek besleniyor. Filtre ederken deniz ekosistemine karışan metileni de filtre ettikleri için bünyelerinde ağır metal birikimi oluyor. İstiridye ve midyeyi yiyen balıklar da bunu kendi üzerine alıyor. Tabii bu balıkları da biz yediğimiz için metaller insana aktarılıyor. Fırtına nedeniyle gelen, denizde olmaması gereken malzemeleri yaptığımız dalışlarda topluyoruz ve kıyıya çıkartıyoruz."
"Hayalet ağlar ölümcül bir tuzak gibi"
Gökoğlu, dalış sırasında kayalıklara takılması nedeniyle balıkçılar tarafından geri çekilemeyen ve "hayalet ağ" olarak tabir edilen ağlara da rastladıklarını ifade etti.
Son yıllarda Antalya'da hayalet ağlarını sıklıkla gördüklerine dikkati çeken Gökoğlu, "Kızıldeniz'den gelen istiridyeler kayaların üzerinde çok kalmaya başladı. Bu istiridyeler dişli olduğu için kayaların üzerinde çıkıntılar oluşturdu. Balıkçı da ağını alırken bu çıkıntılara takılması sonucu ağlar parçalanarak deniz dibinde kalmaya başladı. Hayalet ağlar ölümcül bir tuzak gibi. Bu ağlar sürekli canlıları öldürmeye devam ediyor." diye konuştu.
Yüksek lisans öğrencisi Aygün Şenmert ise 10 yıldır dalış yaptığını ve fırtınadan sonra oluşan bu kirliliği ilk kez gördüğünü vurguladı.
Fırtına nedeniyle savrulan şemsiye ve brandaların denize ulaştığını dile getiren Şenmert, kirliliğin canlı ekosistemine zarar verdiğini ifade etti.
Öğrenci Muhammet Taş da denizi ellerinden geldiğince temizlemeye çalıştıklarını kaydetti.