Haberler
Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Antalya'da Antik Çağda Tarım

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından düzenlenen "Tarım Sohbetleri"nin konuğu Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof.Dr.Nevzat Çevik, antik çağda Likya, Psidiya ve Pamfilya tarımında zeytin ve...

Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından düzenlenen "Tarım Sohbetleri"nin konuğu Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nevzat Çevik, antik çağda Likya, Psidiya ve Pamfilya tarımında zeytin ve üzümün önemli yere sahip olduğunu söyledi.

ATB tarafından ikincisi düzenlenen "Tarım Sohbetleri"nin konuğu AÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, Antalya ve çevresinin antik çağdaki tarım kültürünü anlattı. Antik çağda Likya, Psidiya, Pamfilya ve diğer kırsal kesimlerde pek çok üretim bölgesinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çevik bu bölgelerin tarımında zeytin ve üzümün önemli yere sahip olduğunu kaydetti.

DAĞLIK ARAZİDE ZEYTİN VE ÜZÜM

Antik çağda Pamfilya'nın en büyük zeytinyağı dış satım merkezi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çevik, "Dağlık ve kurak arazide en çok zeytin ve üzüm yetişmiş. Elmalı gibi yerlerde de tahıl tarımı gibi tarım yapmışlar. Buğday mercimek, nohut gibi. Bunları 6-7 bin yıldır yaylada yapıyorlar. Bugünkü durumda bunun biraz tersini görüyoruz. Zeytin ekonomisinden o kadar büyük bir girdi sağlandığını duymuyoruz. Onun için kendi doğal ürünlerinden uzaklaşmak bu fakirliği oluşturuyor" dedi. Üzüm üretiminin daha fakir durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Çevik şöyle konuştu:

"Üzümün önemli üretimi şarap başta gelir. Şarabı neredeyse hiç üretmiyoruz. Bir iki küçük örnek var. Yerel üzümlerden özgün bir şarap üreterek çok rahat bir şekilde eski bin yıllarda olduğu gibi marka olma olasılığımız çok yüksektir. Bunu başarmamız lazım. Yani Fransa nasıl başarmışsa bağcılıkta, Yunanistan nasıl başarmışsa zeytincilikte biz onlardan binlerce yıl önce bu ürünlere sahibiz ve çok da büyük ölçeklerde bu gerçekleştiriliyordu o zaman. Bizim yeni bir marka aramamıza lüzum yok. Eski bize yol gösteriyor. Aslında neyin bu doğada uygun olduğunu söylüyor tarih."

TARIMDAN UZAKLAŞILIYOR

Antalya'nın artık turizm bölgesi olduğu için insanların tarıma dönüp bakmadığını ifade eden Prof. Dr. Çevik "Turizmde daha farklı koşullarda gençler çalışma imkanı, para kazanma imkanı buldukları için, tarım tabi daha zor ve meşakkatli bir iştir. Ondan uzaklaştıklarını düşünüyorum. Ama bütün her şey tarım üzerine kuruludur. Tarım yapan insan, aslında uygar insan olmaya başlamış. Yiyeceği unutmamak lazım. Tarımın yeri birincidir. Tarımı asla ötelemek gerekmiyor. 7 bin yıldır Bademağacı'nda tarım yapılıyor" şeklinde konuştu.

ANTALYA ÇOK ÖZEL BÖLGE

Antalya'nın Allah'ın yarattığı, emanet ve mirasla donanmış çok özel bir bölge olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çevik "Hem doğal güzelliği, hem de arkeolojik zenginliği ile çok özeldir. Bu varlığın karşılığı olan yaşam ve ekonomi bu gelinen düzeyde Antalya'da bunca varlığın içerisinde yoksulluk şaşırtıcıdır diyorum. Onları yaşatarak ve eskitmeyerek, doğaya zarar vermeden onların üzerine aslında çok daha ekonomik yansımaları büyük olan başka bir dünya olmasını beklerdim" ifadelerini kullandı. - ANTALYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title