Antalya Baro Başkanı Bacanlı: Savcı Rehin Alındığında Korumalar Neredeydi?
Antalya Baro Başkanı Bacanlı: Savcı rehin alındığında korumalar neredeydi?
Antalya Baro Başkanı Bacanlı: Savcı rehin alındığında korumalar neredeydi?
Antalya Barosu Başkanı Alper Tunga Bacanlı, Çağlayan Adliyesi'nde ortaya çıkan güvenlik zafiyetinin nedeninin avukatlar olmadığını söyledi. Bacanlı, terör suçlarıyla ilgilenen savcıların korumaları olduğunu belirterek, "Neredeymiş o korumalar olay olduğu saatte?" diye sordu.
Baro Başkanı Bacanlı, Yönetim Kurulu ile yaptığı açıklamasına Çağlayan Adliyesi'nde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın alçakça bir saldırıda şehit edilmesini kınadıklarını belirterek, "Görevi başında canı alınan Cumhuriyet Savcımıza tanrıdan rahmet, ailesine, yakınlarına ve yargı dünyamıza başsağlığı diliyoruz" dedi. Bu cinayet üzerinden avukatlara saldırılmaya başladığını belirten Bacanlı, şunları söyledi:
'Hiçbir durumda ve koşulda avukatlığımızdan, hak ve yetkilerimizden ödün vermeyiz. Bizler yargının eşit ve kurucu unsuruyuz. Siyasi oyunların ve çıkarların parçası olmadığımız gibi mesleğimizin onuruna ve saygınlığına yönelik her türlü saldırıya karşı dimdik dururuz. Dün olduğu gibi bugün de hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını cesurca savunuruz. Adliyelerde avukatların, hakim ve savcıların güvenliğini sağlamaktan aciz ilgili bakanlar hala görevlerini başındadır. Vahim bir terör olayı üzerinden avukatlara yönelik algı operasyonu yapılmasını, devletin en yetkili makamlarında görev yapan kişilerin hiçbir somut belge ve bilgi olmadan, sıcağı sıcağına mesleğimizi töhmet altında bırakmasını kınıyoruz."
MAHKUMLAR ÇALIŞTIRIYOR
Baro Başkanı Bacanlı, adliyelerde güvenlik zafiyeti ve terör olaylarının avukatların giriş - çıkışı sebebiyle yaşandığına yönelik bir algı yaratılmaya çalışıldığını iddia etti. Adliyelerin son derece riskli alanlar olduğuna dikkat çeken Bacancı, "Adliyelerde belli noktalarda mahkumlar çalıştırılıyor. Suç işlemiş, yargı kararıyla suçu sabit olmuş ve cezasını çekmekte olan insanlar. Başlı başına bu saptama bile adliyedeki güvenlik meselesinin avukatlarını giriş çıkışıyla vazife yapmalarıyla ilintili olmadığını ortaya koymaktadır" diye konuştu.
Bir gazetenin bugün 'Cübbeli terör' manşetiyle çıktığını kaydeden Bacanlı, manşetin bir avukatın, avukat kimliği, sırtında cübbesiyle terör eylemine katılmış gibi kurgulandığını savundu. Bacanlı, "Hepi topu adliyeye kendisine avukat süsü vermek suretiyle yahut sahte bir avukat kimliğiyle giren bir teröristin meydana getirdiği hadise. Bu kişi pekala hakim, savcı, polis kılığına da girebilirdi. Ne yapacaktık, hakim savcı avukat ve polislerin adliyeye girişlerini mi yasaklayacaktık" dedi.
ONURLU BİR İSTİFAYA RASTLAMADIK
Çağlayan Adliyesi'nde bir savcı 8 saat rehin tutulurken Türkiye'nin dün dünyanın hiçbir medeni ülkesinde görülmeyecek bir şekilde saatlerce karanlığa gömüldüğünü hatırlatan Bacanlı, şunları söyledi:
"Sebebi hala tespit edilmiş değil. Böyle bir devlet, devlet ciddiyeti, demokrasi olur mu? Biz bu elektrik kesintisi siber saldırı, sabotaj ya da terörist saldırı mıydı, bunu bile bilemiyoruz. Devlet bunu delilleriyle ortaya koymaktan aciz hale gelmiş. Şu memlekette olan bir tane aksilik dünyanın başka yerinde olsa yer yerinden oynar, hükümetler yıkılır ama bir tane olayın vahim olayın sorumluğunu kimse üstlenmiyor. Bir tane onurlu, şerefli istifaya rastlamadık."
LÜZUMSUZ İŞLERLE UĞRAŞANLARDIR
Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan olayla ortaya çıkan güvenlik zafiyeti ve bundan kaynaklı sorunların avukatları adliyeye sokmamakla çözülmeyeceğinin belirten Bacanlı, "Sorun bizden kaynaklanmıyor. Türk siyasi tarihinde, Türk yargı tarihinde böylesine ağır bir eylemin gerçekleşeceğini istihbar edemeyen istihbarat ve başka lüzumsuz işlerle uğraşıp memleketin iç güvenliğini tehlikeye sokanlardır. Binlerce polisi, yetişmiş emniyet amirini yerinden yurdundan, emniyet teşkilatından atarak İstanbul'un, Ankara'nın güvenliğini heba eden insanlardır" diye konuştu.
KORUMALAR NEREDEYDİ?
Bacanlı, avukatların nüfus cüzdanından daha güvenli kimliklerle adliyeye giriş çıkış yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu kimlikleri okutmadan turnikelerden geçmek mümkün değil. 'Avukatlar X-ray cihazından geçirilsin'. Bu işi yapacak adam polis, hakim, savcı kılığında girecek. İstihbaratını yapacaksınız. Antalya'da sadece cezaevi savcısının üç koruması var. Odasının önünde. Bu olayın gerçekleştiği yerde de koruma noktaları var. Bu savcıların hepsi terörde çalışmış adamlar. Özel korumaları var. Neredeymiş o korumalar olay olduğu saatte? Daha bunlar sorgulanmadan en son nokta, avukat kılığında girdiği tartışılıyor. Adliyede savcı 8 saat rehin alınmış, kurtaramıyorsunuz. Olay sonunu berbat ediyoruz. İçişlere Bakanı'na kadar giden siyasi sorumluğu var. Bunları konuşmuyor avukatlarını adliyeye geriş çıkışının konuşuyoruz."