Antalya Altın Portakal'da 'Evdeki Yabancılar' Gösterildi Altın Portakal'da 'Evdeki Yabancılar'...
Bu yıl 49'uncusu düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Dilek Keser ile Ulaş Güneş Kacargil'in ilk yönetmenlik deneyimini paylaştığı 'Evdeki Yabancılar' adlı filmin gala gösterimi yapıldı.
Bu yıl 49'uncusu düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Dilek Keser ile Ulaş Güneş Kacargil'in ilk yönetmenlik deneyimini paylaştığı 'Evdeki Yabancılar' adlı filmin gala gösterimi yapıldı. Filmi izleyen Hülya Avşar, kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle filmler hakkında konuşmayacağını söyledi.
49'uncu Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin üçüncü ulusal gala gösteriminde, Dilek Keser ile Ulaş Güneş Kacargil'in yönettiği 'Evdeki Yabancılar' filmi seyirciyle buluştu. Filmi, Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Hülya Avşar ile jüri üyeleri Selçuk Yöntem, Ayşegül Aldinç de izledi. Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu'ndaki filmin çıkışında Hülya Avşar, filmler hakkında hiçbir şey konuşmayacağını belirtti.
Avşar, gazeteciler tarafından Çağatay Tosun'un yönettiği 'Derin Düşünce' adlı film hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine de, Sonra konuşalım mı Kurallara aykırı bir şey, seve seve cevap veririm ama kurallara aykırı. Zamanı var, konuşacağım ama bir iki gün daha müsaade edin dedi. Avşar konakladığı otele gideceğini belirterek, salondan ayrıldı.
MÜBADELE YILLARI ANLATILIYOR
Daha sonra 'Evdeki Yabancılar' adlı filmin söyleşisi yapıldı. Söyleyişe yönetmen Dilek Keser ile Ulaş Güneş Kacargil, oyuncular Melpo Zarokosta, Romy Vasiliadis ve yapımcı Özkan Yılmaz katıldı. Filmin yönetmenlerinden Ulaş Güneş Kacargil, İzmirli olduğunu ve İzmir'de filme konu olan mübadele hikayelerini dinleyerek büyüdüğünü dile getirdi. Diğer yönetmen Dilek Keser de, ailesinde ikinci kuşak göçmen olduğu için mübadele hikayelerini çok dinlediğini ve senaryoda kendisine ait bir şeyler hissettiğini aktardı. Keser, filmde kadının mübadele sonrası yaşadığı sendromu ve politikalarda alınan kararın bireysel olarak insanların hayatına nasıl yansıdığını aktarmak istediklerini söyledi.
Bazı izleyiciler filmde mübadele konusunun yeterince anlatılamadığı, oyuncuların karakterinin sığ kaldığı, oyuncuların yeterince konuyu anlatamadıkları yönünde eleştiride bulundu. Kacargil de oyuncularından çok memnun olduğunu belirtti. Filmin ana konusunun mübadele filmi olmadığına değinen Kacargil, filmde mübadele sonrası kasabada yaşayanların hikayesinin anlatıldığını söyledi.
Keser de filmin birebir mübadele filmi olmadığını ve insanlar üzerinde yarattığı etkilerini anlatmaya çalıştıklarına değindi. Söyleşide bazı izleyiciler de konu ve anlatımın çok güzel olduğunu,e filmi çok beğendiklerini belirtti.
KONUŞMALARI ANLAMADAN KONUŞTU
Filmin yapımcısı Özkan Yılmaz ise Yunan oyuncu Melpo Zarokosta'nın Türkçe bilmediğini ve film çekimleri sırasında İngilizce konuşarak anlaştıklarını anlattı. Filmde Zarokosta'nın Türkçe öğrenemediğini aktaran Yılmaz, Yunan oyuncunun filmi hiç anlamadan, konuşmaları ezberleyerek, Türkçe konuştuğunu söyledi.
Yunan sinemasının tanınan oyuncularından Melpo Zarakosta da, filmde oynadığı için mutlu olduğunu dile getirdi. Senaryoyu ilk okuduğunda çok etkilendiğini ve kendisi yazmadığı için çok kıskandığını aktaran Zarokosta, filmden önce Türkiye ile ilgili hiçbir bağlantısı olmadığını, ancak Yunanistan'da yaşayan Türk arkadaşlarından mübadele dönemine ilişkin hikayeler dinlediğini anlattı.
FİLMİN KONUSU
1990'lar sonbaharında Ege sahil kasabasında doğmuş, büyümüş, mübadelede Yunanistan'a göç etmek zorunda bırakılmış bir Rum kadını (Agapi), 80'li yaşlarına geldiğinde evini bulmaya yollara düşer. Yanında da refakatçi olarak kız torunu Elpida vardır. Evi artık bir Türk gencine aittir (Yaşar). Agapi evi satın almak ister, fakat Yaşar satmaz. Birbirine yabancı bu üç kişi aynı evde yaşamaya başlar. Agapi, birbirleriyle keyifli vakit geçiren Yaşar ve Elpida'nın gözü önünde içine kapanır, hastalanır, yatağa düşer. Yaşlı bedenine rağmen içinde yaşattığı çocuk da ölünce Agapi dayanamaz ve ölür. Elpida ülkesine, Yaşar rutin kasaba hayatına geri döner. Aşk yaşanmadan biter.