Çöp evde bulunmuştu! İsmini değiştirmeye hazırlanan Cem Muhammet'in son halini görenler gözlerine inanamıyor
Geçen yıl temmuz ayında Bursa'da bir apartmanda, çöp eve dönen dairede belediye ekiplerince bulunan ve teyzesi tarafından 1 yıl boyunca alıkonulduğu iddia edilen 10 yaşındaki Cem Muhammet, tedavisi sonrası annesi Yasemin Acar'a teslim edilmişti. Anne Acar, oğlunun hayatından bütün kötü anıları silmek için hem kendi hem de oğlunun ismini değiştireceğini ifade etti. Öte yandan 16 ay içinde 18 kilo alarak 35 kiloya yükselen Cem Muhammet'in son halini görenler gözlerine inanamadı.
Bursa'da, teyzesi Kamuran Pınar Acar (45) tarafından kaçırıldığı öne sürülen ve çöp ev haline gelen dairede kilitli odada 1 yıl boyunca alıkonulan Cem Muhammet A. (10) ile annesi Yasemin Acar (49), isimlerini değiştirecek. Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından Antalya Çocuk Evleri Sitesi'nde devlet koruması altına alınan oğluyla eylül ayından beri birlikte yaşamaya başlayan Yasemin Acar, yeni bir hayat kurduklarını söyledi.
TEDAVİ SONRASI ANNESİNE TESLİM EDİLDİ
Geçen yıl temmuz ayında, Bursa'nın Nilüfer ilçesi Görükle Sakarya Mahallesi'ndeki bir apartmanda, çöp eve dönen dairede belediye ekiplerince baygın halde bulunan ve teyzesi Kamuran Pınar Acar tarafından, 1 yıl boyunca alıkonulduğu iddia edilen Cem Muhammet A., Antalya'ya, annesinin yanına gönderildi. Burada, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekipleri tarafından korumaya alınıp Akdeniz Üniversitesi'ne kaldırılan Cem Muhammet A., tedavisi sonrası Antalya Çocuk Evleri Sitesi'ne yerleştirildi. Fiziki ve psikolojik tedavisinin ardından, annesi Yasemin Acar'a teslim edilen Cem Muhammet, Antalya'da annesiyle birlikte yeni bir yaşam kurdu. Hiç okula gitmeyen ve geçen yıl ilkokul 1'inci sınıfı bitiren Cem Muhammet, sınıf atlama yöntemiyle eğitimine bu yıl 3'üncü sınıfta devam ediyor.
"SENEYE YAŞITLARIYLA BİRLİKTE OKUMAYA BAŞLAYACAK"
Yeni taşındıkları evlerinde yeni bir yaşam kurduklarını ve eylül ayından bu yana anne-oğul birlikte yaşadıklarını söyleyen Yasemir Acar, telefonla görüştüğü DHA muhabirine şunları anlattı; "Yaz tatilinin ardından, okullar açıldıktan sonra Cem yanıma döndü. Biz o süreci devlete saygılı bir şekilde bekledik. Çocuğun fiziksel takibi var, psikolojik takibi yapıldı. Benim bunlara zaten gücüm yetmeyebilirdi. Devlet destek verdi sağ olsun profesyonel olarak. Benim de saygım sonsuz, baştan beri söylüyorum. Olması gereken oldu. Herkes hak ettiği yerde şimdi. Sınıf atlatma yapıldı şu anda 3'üncü sınıfta. 1'inci sınıftaydı ilk yıl, 1'inci sınıfı okudu, seneye de 5'e atlatılacak. Çok zeki, notları da çok başarılı. Seneye artık yaşıtlarıyla birlikte okuyacak. Matematiği çok iyi, süper. En yüksek notu matematik. Hatta geçen sınıf 2'ncisi oldu yapılan testte. Ben sözelciyim, o matematikçi."
16 AYDA 18 KİLO ALDI, 35 KİLOYA YÜKSELDİ
Oğlunun sağlık durumunun iyi olduğunu, kilo alıp, boyunun uzadığını söyleyen Yasemin Acar, Cem Muhammet'in yaşadığı travmayı atlatmaya başladığını, psikolojik tedavisinin de sürdüğünü belirterek, "Bana söylenen şuydu, 'Anlatana kadar soru sorma' dediler. Ben de sormadım. İlk yaz tatilinde, ev iznine geldiğinde başka şeyler de anlattı. Yemek verilmemesi, aç bırakılması dışında başka işkenceler de olduğunu. Onları açamıyorum, travma olarak tekrarlanmasın diye. Çok güçlü, çok metanetli bir çocuk, pek çok yetişkinden daha metanetli bir çocuk. Yetişkin gibi. Çok şükür baya yol katettik, çok şükür hayatta kaldı, başardık. Şu anda boyu 1,52, kilosu ise 35, hızlı kilo aldı" dedi.
"OTOBÜSLERE AYRI BİR SEVGİSİ VAR"
Ara tatili fırsat bilerek anne-oğul birlikte vakit geçirdiklerini söyleyen ve oğlunun hayallerinden de bahseden Yasemin Acar, "Futbolu çok seviyor. Antalya'ya ulaşım müdürü olmak istiyor. Otobüslere ayrı bir sevgisi var Cem'in. Bu kolay bir meslek değil, bindiği her otobüste şoförle sohbet ettiği için ikna ettiler. Artık ulaşım müdürü olmayı düşünüyor. Antalya'nın ulaşım sorununu çözecek. Sürekli benimle beraber. İki kedimizle birlikte yaşamaya devam ediyoruz. Ben öğretmenim zaten, mesleğime devam ediyorum. Özellikle, özel çocuklarla, geçen yıl da otistik çocuklarla çalıştım. Çok mutluyuz, ara tatil diye gezelim dedik. Sürekli geldiğimiz bir yer var, Cem burada iskender yemeyi çok seviyor" diye konuştu.
"CEM'İN HAYATINDA SIKINTI YARATAN HER ŞEY TEMİZLENECEK"
İlk zamanlarda çok sıkıntılı bir dönem geçirdiklerini ve oğlunun hayatından bütün kötü anıları silmek istediğini belirten Yasemin Acar, hem kendi hem de oğlunun ismini değiştireceğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Basında yapılan yanlış haberler vardı. Savcı linkleri istedi, biz teslim ettik. Gazete ve TV yayınlarına dava açtık, şu an dava sürecinde. Büyük tazminatları ödeyecekler. Yalan haber yapıp, benim evimin üzerine çöp ev fotoğrafı eklediler. Ondan sonra da hem psikolog hem de avukatlarım yayın yasağı getirdi. Hala o yayın yasağı devam ediyor. Hatta daha sonra Google'dan haberleri sildireceğiz. Sonra da isim değişiklikleri olacak. İsimler değişecek. Cem'in hayatında ne kadar sıkıntı yaratan şey varsa her şey temizlenecek. Cem'in de ismini değiştireceğim. Biz bunu düşünüyoruz açıkçası, şu anda çok gerekli değil ama bu çocuk evlenecek, askere gidecek, böyle sıkıntılarla karşılaşsın istemiyorum. Pırıl pırıl bir delikanlı. Belki vali olacak, belki kaymakam olacak. Çok da akıllı bir çocuk, ondan dolayı böyle bir şey düşünüyoruz. Ben mümkün olduğunca uzak kaldım. Ben uzak kaldıkça yalan haberler yapıldı. Bir taraftan Sosyal Hizmetler beni sıkıştırdı. Dediler ki, 'Eğer konuşursanız basına, biz size yardım etmeyiz. Yani devlet yardım eder ama bizim gözümüzde farklı bir anne olduğunuz için, sonuna kadar yardım alamazsınız'. Maddi yardımdan bahsetmiyorum. Sosyal Hizmetler ne dediyse ben son derece uyumlu bir şekilde davrandım. Biz şimdi onun karşılığını zaten aldık."
"ÖMÜR BOYU HAPİSTEN ÇIKAMAYACAK"
Dava süreciyle ilgili de konuşan Yasemin Acar, oğlunu kaçırdığını söylediği kız kardeşi Kamuran Pınar Acar'ı, annesinin ölümünden de sorumlu tutarak şunları söyledi: "Bir de şöyle bir detay ortaya çıktı, kişi hapisten ömür boyu çıkamayacak. Çünkü Cem'in anlattıklarına göre, anneannesini de o öldürmüş. Kamerayı kırıp, içirdiği hapı hatırlıyor. Uyuma taklidi yapmış, içirdiği hapı hatırlıyor Cem. Bununla ilgili suç duyurusunda da bulunduk. Hatta Cem bulunmadan önce, ben hastaneye gittiğimde, kız kardeşim annemin başına bir sürü borç açınca benim maaşıma bile o sırada haciz konulmuştu. Benim de bankalar için bir kağıt almam gerekiyordu. Onun için hastaneye gittiğimde, doktorlarla konuştuğumda dediler ki, 'İleride çocuğunuzu bulduğunuzda bize gelin. Biz size şahitlik yaparız. 2 temizlik görevlisi olaya şahit'. Normal yatışlı bir hastaydı anneanne. 'Ona bağırıp, çağırıp, ölümüne sebebiyet verdi' şeklinde geçti ama olay farklıymış. Anneannenin boğazını sıkmış, temizlik görevlisi geldiği sırada diyor ki 'Koşun yetişin annem ölüyor.' Halbuki ondan önce bir hap içiriyor. Biz bunları da sunacağız ve ömür boyu oradan çıkamayacak. İyi ki öldürmemiş çocuğu ama ölüme terk etmiş. Yavaş yavaş ölmesini beklemiş. Kafasına çekiç vurup kanatmalar, ellerini arkadan bağlamalar. Çocuk 1,5 yıl içince pek çok şey anlattı. Hatırladıkça da anlatıyor. Anneanneyi de öldürdüğünü ispat edersek hiç çıkamayacak. Hastanede kamera kayıtları var zaten, kamerayı kırma anına kadar. Biz geri plandayız şu anda. Biz yeni bir hayat kurduk, geri plandayız. Duruşmalara falan gitmiyorum açıkçası. Avukatlarım ilgileniyor. Benim yıllar önce kendisine yazdığım mesajları, Instagram'dan eski arkadaşlarından yardım istediğimi, 'Lütfen kardeşime ulaşın, ileride bunun sonu hapis, hapse girmesin. Çocuğumu tatlılıkla versin' şeklinde mesajlarımı indirdim. Hepsini mahkemeye teslim ettim. Flaş bellek olarak de sundum pek çok şeyi. Bu yalan haberlerin linklerini, bir sürü dosya sunduk biz mahkemeye."
"BU AÇIKLAMALARI BİZ SİZE BORÇLUYUZ"
Kendisine oğlunun bulunduğu haberini ilk verenin DHA olduğunu ve o yüzden bu açıklamaları yaptığını söyleyen Acar, "Herkes hak ettiğini buldu. Adalet yerini buluyor. Zaten ilahi adalet mutlaka yerini buluyor. Biz hep iyi insanlarla karşılaştık, biz başardık. Sizler olmasaydınız nasıl anlatayım, ilk haberi veren sizsiniz bana. Normalde benim şu anda basına konuşmam da yasak. Avukatım kızacak, bana diyecek ki 'Niye konuştun?' diye. Benden yana hiçbir sıkıntı yok, hepsini yazabilirsiniz. Başka hiçbir yere de zaten asla ve asla konuşmam. Biz kullanmaya çalışan çok insan oldu. İyi ki de kimseden yardım kabul etmemişim. Hepsinin altından farklı şeyler çıkacaktı" diye konuştu. Oğluyla ilgili fotoğraf paylaşamadığını ve mahkeme yasağının devam ettiğini de sözlerine ekleyen Yasemin Acar, "Maalesef fotoğraf yasağı devam ediyor. Mahkeme kararıyla. Hem psikolog aldırdı hem hakim aldırdı" dedi.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Öte yandan, Kamuran Pınar Acar'ın, 'İhmali davranışla öldürmeye teşebbüs', 'Çocuğa eziyet' ve 'Çocuğu kaçırma' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından 27 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın 5'inci celsesi görüldü. Bursa 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki, 'gizlilik kararı' bulunan duruşmada, Yenişehir Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olan Acar ile taraf avukatları, Aile ve Sosyal Hizmetler avukatı hazır bulundu. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı, 2 Şubat'a erteledi.