Annenin Kararan Dünyası
Romatizmal hastalıktan dolayı gözlerini kaybeden, 2 yıl önce kornea nakli olup bebeğini ilk kez 8 aylıkken görebilen anne Cemile Öztürk’ün ameliyattan 1 yıl sonra tekrar dünyası karardı.
Romatizmal hastalıktan dolayı gözlerini kaybeden, 2 yıl önce kornea nakli olup bebeğini ilk kez 8 aylıkken görebilen anne Cemile Öztürk'ün ameliyattan 1 yıl sonra tekrar dünyası karardı.
Romatizmal hastalıktan dolayı 13 yaşında sağ gözü ve 6 yıl önce de sol gözünü tamamen kaybeden 12 yıllık evli Cemile Öztürk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi'nde 2 yıl önce kendisine kornea nakli yapıldı. Nakil sonrası ameliyatının üçüncü gününde bebeğini görmek isteyen Cemile Öztürk, bebeğini ilk kez 8 aylıkken görebildi. Ameliyattan 1 yıl sonra gözleri yine görmemeye başlayan Cemile Öztürk, ikinci kornea nakli olduktan sonra da tamamen gözlerini kaybetti. Oğlunu sadece 1 yıl görebilen ve şuanda gözleri görmeyen Cemile Öztürk'ün eşi Ferhat Öztürk de eşinin görememesi ve 2 yaşındaki oğlunun küçük olmasından dolayı çalışamıyor.
Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi'nde oturan Öztürk ailesinin mutluluğu sadece 1 yıl sürdü. Baba Ferhat Öztürk, eşinin gözlerinin tekrar görmemesinden sonra maddi olarak çok büyük bir çöküntü yaşadıklarını belirtti.
ANNE CEMİLE ÖZTÜRK: "SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİM"
Oğlunu sadece 1 yıl görebildiğini belirten 34 yaşındaki anne Cemile Öztürk, "Ben çocuk yaşta yakalandığım romatizmadan dolayı sağ gözümü kaybettim. Benim sağ gözüm şuanda protez. Sol gözümden de birçok kez ameliyat oldum. 1,5-2 yıl önce oğlum 7-8 aylıkken kornea nakil ameliyatı oldum. Ameliyatım başarılı geçti ve çok güzel görmeye başlamıştım. 1 yıl sonra ise gözüm korneayı reddetti. Şimdi ikinci kere aynı göze nakil denedik fakat bu sefer de görmemi hep kaybettim. İlk nakil ameliyat sebebim oğlumu görmekti. Yani 8 aylıkken oğlumu görebilmiştim. Ama 1 yıl sonra yine hayatım alt üst oldu. Bir umut ile ikinci nakil ameliyatımı oldum. Ama bu sefer başaramadık. Şu anda sözün bittiği yerdeyim" dedi.
Gözlerinin görmemesinin ailesini maddi olarak büyük bir çöküntüye soktuğunu ifade eden anne Öztürk, "Eşim, ben görmüyorum diye çalışamıyor. 2 yaşındaki oğlumun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldik. İlaçlarımızı alamaz duruma düştük. Eşim beni ve oğlumu evde bırakıp çalışmaya gidemiyor. Bize yardımcı olan kimse yok. Bir paket sütü alamayacak durumdayız. Eşimin geceleri topladığı karton ve plastiklerle bir şekilde ayakta durmaya çalışıyorduk, o da artık zorlaşıyor. Yani eşim biz uyuduktan sonra ancak dışarı çıkabiliyor" diye konuştu.
Eşinin görememesinden ve oğlunun küçük olmasından dolayı çalışamadığını belirten 36 yaşındaki baba Ferhat Öztürk, "Eşim görmüyor, çocuğumuzun da küçük olduğundan dolayı işe gidemiyorum. Çalışamadığım zaman da maddi yönden çok büyük sıkıntıdayız. Eşimin sağlığı yerinde olmuş olsaydı böyle olmazdık. Eşimle ilgilenecek biri olsa biz bu sıkıntıyı çekmeyiz. Evinde çocuğuna süt alamayan bir baba, evine istediği zaman bir şey alıp getiremeyen bir baba nasıl olur. Ben bunları yaşadım. İşe gidemediğim için eşimde üzülüyor. Çocuğumuzun masraflarını karşılayamıyorum. Kiramı ödeyemiyorum. 10 gündür evime bir tüp bile alamadım. Bu sıcak havalarda sobayı yakıp onun üzerinde yemek pişiriyoruz. Ben eşimin göz damlalarını damlatıp, çocuğumu uyutup gece dışarı çıkarak, karton, kağıt, plastik toplayacağım da çocuğuma ya süt alacağım ya da evime ekmek alacağım. Saatte bir eşimin gözüne damla damlatıyorum" şeklinde konuştu.
Evdeki bütün işleri kendisinin yaptığını ifade eden baba Öztürk, "Çocuğumun altını bile ben temizliyorum. Sıcak bir ekmeği alıp da çocuğumun önüne koyamadım. Çocuğumun elini tutup da bir bakkala veya markete gidip elini uzatıp aldığı şeylerin parasını verecek durumda değilim. Olmayınca olmuyor. Bizim kimseden istediğimiz bir şey yok. Sadece küçük bir destek istiyoruz. Başka hiçbir şey istemiyoruz. Eşimin iyileşeceği yönünde içimizde bir umut var" ifadelerini kullandı.
"BEN HAPSE GİRERKEN AİLEME KİM BAKACAK"
Evine gelen cezayı ödemediği takdirde hapse gireceğini belirten baba Öztürk şöyle konuştu: "Sadece sıkıntım eşimin sağlık yönünden olması değil. Gençlik zamanlarımızda bir arkadaşla ağız münakaşası yaptım. Bana bununla ilgili 3 bin 500 TL para cezası geldi. Ben de bununla ilgili savcılığa gittim ve bana 'bu parayı ödeyeceğimi yoksa günlüğü 20 TL'den hapis yatacağımı' söyledi. Ben bu haldeki eşimi ve 2 yaşındaki çocuğumu bırakıp da cezaevine gittiğim zaman benim eşim ve çocuğum ne olur. Savcılık bana bu parayı ödemek zorunda olduğumu söylüyor. Kira veremeyen bir adam olarak ben bu parayı nasıl ödeyeyim? Ben bu parayı ödemek için hırsızlık mı yapayım?"
Öztürk ailesi yetkililer ve hayırseverlerden yardım bekliyor. - SAMSUN