Anne ve Abla Cinayeti Sanığına Savcı Beraat İstedi

Adana'da otoyolda annesi 48 yaşındaki Semire Balık ile ablası 24 yaşındaki Ayşe Işık'ı öldürdüğü iddiasıyla 2 kez ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle yargılanan 21 yaşındaki Abdullah Budak, suçlamayı kabul etmedi. Duruşma savcısı, kadının boşandığı eşi firari cinayet sanığı Hüseyin Budak'ın dosyasının ayrılmasına, Abdullah Budak ile yardım suçundan yargılanan İbrahim Öztürk'ün ise delil yetersizliğinden beraatlarına karar verilmesini istedi.

HAKLARINDA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI

Eşinden boşanan 7 çocuk annesi Semire Balık ile kızı Ayşe Işık'ın, Tarsus- Adana- Gaziantep (TAG) Otoyolu kenarında 16 Mart 2015 günü cesetleri bulundu. Cinayetin, mal paylaşımı anlaşmazlığı yüzünden kadının mahkemelik olduğu boşandığı eşi Hüseyin Budak ile oğlu Abdullah Budak tarafından işlendiği iddiası üzerine, bu kişiler hakkında yakalama emri çıkarıldı.

Polis cinayet şüphelileri Hüseyin Budak, oğlu Abdullah ile 4 çocuğu ve 2 torununu Şanlıurfa'ya götürdüğünü belirlediği İbrahim Öztürk'ü gözaltına aldı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan İbrahim Öztürk tutuklanırken, firari baba-oğul hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Hüseyin Budak ile oğlu Abdullah Budak hakkında 'tasarlayarak öldürme, tasarlayarak üstsoy ve altsoya karşı öldürme' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış ömür boyu, onlara yardım ettiği öne sürülen İbrahim Öztürk hakkında ise 40 yıla kadar hapis cezası istemiyle 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.

OĞUL SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ

Firari sanıklar Hüseyin Budak ile oğlu Abdullah Budak'ı yakalamak için çalışmalarını sürdüren polis, uzun zamandan beri yurt dışında olan Abdullah Budak'ın kaçak yollardan Türkiye'ye giriş yaptığını belirledi. Polis 06 AN 7670 plakalı lüks otomobil ile otoyoldan Adana'ya gelen Abdullah Budak'ı Yeşiloba Mahallesi'nde yakaladı.

"BABAM ORADAYDI, ARABANIN LASTİĞİNİ DEĞİŞTİRİYORDU"

6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmanın 4'üncü celsesinde hakim karşısına çıkan Abdullah Budak suçlamayı kabul etmedi.

Budak savunmasında şunları söyledi:

Olay günü kardeşim gelip babamın sinirli bir şekilde ablam Sibel'i alıp dışarı çıktığını söyledi. Taksiyle hipodromun oradaki iş yerimize gittiğimde ablam Sibel oradaydı. Ablam Sibel, babamın çok sinirli olduğunu ve konuştuktan sonra annem ile Ayşe ablamı götürdüğünü söyledi. Kendisine 'niye bırakıyorsun' diye de kızdım. Yardım istemek için aile dostumuz İbrahim'in yanına gittim. Babam oradaydı, arabanın lastiğini değiştiriyordu. Annem ve ablamı sordum.

"TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM"

Önce cevap vermek istemedi. Israr edince, 'herkes layığını buldu' dedi. Başka bir şey demedi. Ancak, ben ablam ve anneme bir şey yaptığını anladım. Babam, İbrahim'den beni ve kardeşlerimi Şanlıurfa'ya götürmesini istemiş. Biz Şanlıurfa'ya gittik. Ben o günden sonra babamı bir daha görmedim. Televizyondan annem ve ablamın öldürüldüğünü, benim de failler arasında olduğumu öğrenince geri dönmek istemedim. Ben annem ile ablamı öldürmedim.

Celse arasında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan İbrahim Öztürk ise yardım suçlamasını kabul etmedi.

SAVCI BERAAT İSTEDİ

Davanın 5'inci celsesinde duruşma savcısı, araştırılacak başka husus kalmadığını belirterek mütalaasını verdi. Savcı, firari olan Hüseyin Budak'ın dosyasının ayrılmasını istedi. İbrahim Öztürk ile Abdullah Budak ile ilgili suç unsurlarının oluşmadığı ve yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, karar verilmesi için duruşmayı ertelerken, Abdullah Budak'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.