Anlık Yazışmaya İzin Veren Oyunlar, Çocuklar İçin Riskli"
Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, birçok anne ve baba için çocuğunun online oyun oynamasının çok normal olduğunu belirterek, "Aileler bunu denetleme gereği duymuyor.
SEFA MUTLU - Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, birçok anne ve baba için çocuğunun online oyun oynamasının çok normal olduğunu belirterek, "Aileler bunu denetleme gereği duymuyor. Bunu fark eden çeteler de bu durumdan yararlanarak çocuklara bu tür tuzaklar kuruyor." dedi.
Narlı, internet üzerinden yapılan çocuk istismarları hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Dünyada çocuklar üzerinden kirli bir ticaret yürütüldüğünü dile getiren Narlı, değişen koşullarla beraber çocuk istismarının internet üzerinden yapıldığını kaydetti.
Narlı, online oyunların çocuk istismarcılarının yeni silahı olduğunu anlatarak, bununla baş edebilmek için kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ailelerin bilinçlendirilmesi için kamu spotları hazırlanmasının da önemli olduğunu belirten Narlı, "Birçok anne ve baba için çocuğunun online oyun oynaması çok normaldir. Aileler bunu denetleme gereği duymuyor. Bunu fark eden çeteler de bu durumdan yararlanarak çocuklara bu tür tuzaklar kuruyor." değerlendirmesini yaptı.
Çocukları uyarırken ürkütmemek gerektiğini aktaran Narlı, uyarıların pedagoglar eşliğinde yapılmasının önemine işaret etti.
"Çocukları polis gibi denetlemeyin"
Narlı, sapkın kişilerin ve çocuk ticaretinden gelir sağlayanların internetin bütün imkanlarından faydalandığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bütün sorumluluğu internete atamayız. Çocukların internet kullanımı için ailelerin çok dikkati olması gerekiyor. İnternetin bazı ülkelerde daha denetimsiz olması ve açıklarını yakalamada bu tür kişiler son derece başarılı. Anne ve baba çocuğunu denetlerken polis rolüne bürünmemeli. Çocuğun ruh halini anlamak da çok önemlidir. Bu çeteler yeni yöntemlere çok çabuk adapte olabiliyorlar. Türkiye'de ailelerin bilinç düzeyi yaş gruplarıyla doğrudan alakalı. Türkiye'de okuryazarlık düzeyi düşük olan genç kadınların da bilgisayar ve internet kullanım becerileri çok sınırlı. Bu kişilerin çocuklarını takip etmeleri çok olabilir."
"Sosyal medyaya başlama yaşı 15-16 olmalı"
Pedagoji Derneği Başkanı Uzman Pedagog Mehmet Teber ise hedefi çocuklar olan sapkın bir grubun varlığına işaret etti.
Teber, çocukları istismar eden kişilerin ilk tercihlerinin sosyal medya olduğuna vurgu yaparak, "Bu alan ailenin daha az denetiminde. Bu kişiler zaman zaman kendilerini çocuk mankenlerin bağlı olduğu bir kurum sahibi gibi tanıtabiliyor. Çocuklara ulaşmak için Facebook veya Whatsapp uygulamalarını kullanıyorlar. Şu anda gündemde birkaç oyunun ismi geçse de anlık yazışmaya izin veren tüm oyunlar risk içeriyor." diye konuştu.
Sosyal medyanın denetimsizliği ve ailenin bu mecraları bilmemesinin çocuğun istismarı ihtimali artırdığını, sosyal medya kullanımına başlama için uygun yaşların 15-16 olduğunu aktaran Teber, teknolojiye uzak anne-babaların çocuklarının bu tür tehlikelere daha açık olduğunu kaydetti.
Dijital ebeveynler
Teber, ebeveynlerin çocuklarının oynadığı oyunları kısa süre yanlarına oturarak takip etmesi gerektiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Çocuğun sosyal medya ve cep telefonuyla tanışması gereken zamanı lise çağlarıdır. İnterneti yasaklamak çözüm değil. Sadece doğru denetimle doğru kapıları açmak lazım. Ebeveynler iyi birer teknoloji ve internet okuryazarı olmalı. Avrupa'da bunlara dijital ebeveyn deniyor. Günümüzde sokaktan çocuk kaçırma olayı çok az. Asıl tehlike sosyal medyadan geliyor. Burada devlete de görev düşüyor. Okullarda bununla ilgili dersler olmalı. Hayatın büyük bir kısmı orada geçiyor. Çocuklar kanmaya yatkındır. Burada dikkat edilmesi gereken konu çocuklara dünyayı ve insanları kötü anlatmaktan ziyade mahrem ve özel kavramlarını anlatılmasıdır."