Ankara Garı Önündeki Terör Saldırısı Davası
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te düzenlenen terör saldırısıyla ilgili 20'si tutuklu 36 kişinin yargılandığı davada, müşteki beyanlarının alınması işlemi sona erdi.
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te düzenlenen terör saldırısıyla ilgili 20'si tutuklu 36 kişinin yargılandığı davada, müşteki beyanlarının alınması işlemi sona erdi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, mağdur ve müştekiler, tarafların avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Yoklama ve kimlik tespitinden sonra müşteki beyanlarına geçildi.
Müşteki Yunus Kaynak, gar saldırısının gerçekleşmesinde devletin ihmali olduğunu savundu.
Patlamadan önce Milli İstihbarat Teşkilatının bütün il emniyet müdürlüklerine " Suriye'deki terör örgütlerinden Türkiye'ye saldırı olacağına dair" istihbarat raporu gönderdiğini öne süren Kaynak, olay yerindeki delilerin bütünlüğünün bozulmasına neden olan kamu araçlarını kullananlardan şikayetçi olduğunu belirtti.
"Saldırıda ihmal yoktur, kasıt vardır"
Mustafa Zeyrek de devletin suçlu olduğunu ve saldırıyı organize ettiği iddiasında bulundu.
"Saldırıda ihmal yoktur, kasıt vardır" diyen Zeyrek, "Olay yerine gaz sıkarak ölü sayısı artsın diye polis elinden geleni yapmıştır. Cumhurbaşkanı, Başbakanı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü ile gaz atan polislerden şikayetçiyim." ifadesini kullandı.
Yunus Akıl ise Türkiye tarihinin, en büyük sivil katliamına tanıklık ettiğini ileri sürdü.
Patlamada 14 arkadaşını kaybettiğini dile getiren Akıl, şöyle devam etti:
"Şanslı olduğum için o katliamda ölmedim. Patlama ve sonrasında gelişen olaylar nedeniyle birçok kez ölümden döndüm. Olay yerine sıkılan gaz, ölmeme neden olacaktı. Gözümü açtığımda üzerime yüzlerce polisin geldiğini gördüm. Olayda ihmali olanlardan şikayetçiyim. Patlamadan sonra yaptığı açıklamalarla hedef saptıran Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in mahkemeye getirilmesini istiyorum."
Mustafa Özdağ da Ankara'ya barış ve kardeşliği haykırmak için geldiklerini ifade etti. Katliamın aydınlatılması için aylardır beklediklerini ancak mahkemeye birkaç piyonun çıkarıldığını savunan Özdağ, ihmali olan herkesten şikayetçi olduğunu vurguladı.
"İhmali olanlardan şikayetçiyim"
Patlamada hayatını kaybeden Fevzi Sert'in ağabeyi Sadettin Sert de olaydan sonra yaşanan gelişmeler ile tespit edilen delilere göre, saldırının günler öncesinden bilindiğinin ortaya çıktığını iddia etti.
Kardeşinin olay yerine gitmeden önce "Korkarım ki Suruç'takine benzer bir durum olabilir" dediğine dikkati çeken Sert, "Mitingi düzenleyen tertip heyeti ile yaptığım görüşmede, 'Gerekli güvenlik önlemleri yoksa neden kendiniz almadınız?' diye sitemde bulunmuştum. İhmali olanlardan şikayetçiyim." şeklinde konuştu.
Saldırıda yaşamını yitiren İsmail Kızılçay'ın ağabeyi Adem Kızılçay ise olaydan sonra kardeşini bulabilmek için morglara gittiklerini, kardeşini parçalanmış kanlı elbiselerden teşhis edebildiğini anlattı.
Olaydan yaralı kurtulan yüzlerce kişinin o gün yaşadığı acının izlerini ömür boyunca hem bedeni hem de ruhunda taşıyacağını belirten Kızılçay, "Diğer aileler gibi bizim de hep bir yanımız eksik kalacak. Bu acıyı hep yaşayacağız." dedi.
Müşteki beyanlarının tamamlanmasıyla duruşmaya ara verildi.
Davanın öğleden sonraki bölümünde, önceki duruşmalardaki taleplere ilişkin mahkemeye gelen evraklar açıklanacak.