Haberler
Körfez'in petrol zengini ülkesi ilk kez Ankara'da! Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Suriye'de patlak veren savaşta muhaliflerin ilerleyişi sürüyor

Yanı başımızda patlak veren savaşta son durumu en iyi anlatan görüntü

Sağlık Bakanlığı'ndan e-nabız verilerinin çalındığı iddialarına açıklama: Bazı insanların 'oltalama' ile verilerini aldılar

Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama: Bazı insanların 'oltalama' ile verilerini aldılar

Putin'den yeni tehdit: Birden fazla Oreşnik füzesi, nükleer silaha eşdeğer

Putin, elindeki en güçlü silahla tehdit etti: Toz olursunuz

Ankara Garı Önündeki Terör Saldırısı Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara Garı önünde gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili 36 kişi hakkında açılan davanın öğleden sonraki celsesinde, tutuklu sanıklar savunma yaptı.

Ankara Garı önünde gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili 36 kişi hakkında açılan davanın öğleden sonraki celsesinde, tutuklu sanıklar savunma yaptı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki oturumunda sanık Talha Güneş, savunmasına, mahkemenin adaleti sağlamayacağına inandığını söyleyerek başladı.

Herhangi bir suça iştirak etmediğini, terör örgütü DEAŞ ile bağlantısının olmadığını öne süren Güneş, "Burada sanık olarak bulunmam, bir suça iştirak etmiş olmam nedeniyle değil. Müslüman biri olmam ve İslam'ın gereklerini yerine getiren, insan kaynağı bütün yasaları şartsız ve koşulsuz bir şekilde reddetmem nedeniyle buradayım." iddiasında bulundu.

Edebiyat mezunu olduğunu, babasının aracılığıyla canlı bombaları Ankara'ya götüren Halil İbrahim Durgun'un yanında yarı zamanlı işe başladığını anlatan Güneş, fatura ve banka işlerinin takibi için Durgun'dan aylık 500 lira maaş aldığını söyledi.

Durgun'un iş adamı olduğunu, yanında çalışan Suriyelilerin kalması için rezidansta bir daire tutuğunu, kimi zaman burada kaldığını ifade eden Güneş, 10 Ekim 2015'teki saldırıdan dört gün sonra işlem yaptığı bir faturanın makbuzunu Durgun'a ulaştırmak için söz konusu adrese gittiğini, bu ziyaretin güvenlik kameralarına yansıdığını aktardı.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, Gaziantep'te polis baskını esnasında üzerindeki bombaları patlatan Yunus Durmaz'ın evinden çıkan dijital verilerde Muhammet Fatih kod adı ile anıldığının aktarması üzerine Güneş, "Bu tamamen polisin yönlendirmesi ile savcının hayal gücüne dayanan bir iddiadır." savunmasını yaptı.

Güneş, bir başka soru üzerine, davanın diğer tutuklu sanığı Abdülmubtali·p Demir ile aynı evde yakalandıklarını, bu evde ele geçirilen patlayıcı madde, silah, mühimmat ve dijital verilerle ilgili bilgisinin olmadığını öne sürdü.

Yakalanmadan önce Suriye'ye gidip gitmediğine ilişkin soruya önce "Hayır, gitmedim." cevabını veren Güneş, daha sonra ailesini ziyaret etmek için 2010'da Suriye'ye pasaportuyla giriş yaptığını, burada bulunduğu sürede DEAŞ kamplarına gitmediğini söyledi.

Davanın firari sanıklarından Ahmet Güneş'in ağabeyi, Gaziantep'te Emniyet Müdürlüğüne bombalı araçla saldırı düzenleyen DEAŞ üyesi İsmail Güneş'in de amcasının oğlu olduğunu belirten sanık Güneş, Suriye'deki ağabeyinin burada ne işle meşgul olduğunu bilmediğini iddia etti.

Talha Güneş savunmasından sonra, müşteki avukatlarının sorularını cevapsız bıraktı.

Salonda gerginlik

Daha sonra Gaziantep'te terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda Talha Güneş ile aynı evde yakalanan Abdülmubtali·p Demir'in savunmasına geçildi.

Polise yakalanmamak için 20 Mayıs'ta kendisini patlatan Yunus Durmaz'ın kız kardeşi ile evli olduğunu, bu nedenle tutuklandığını ileri süren Demir, "Kayınbiraderim olan şahıs ile aynı karede görüntülerimin olmasından, evinde parmak izimin bulunmasından doğal ne olabilir?" dedi.

Akrabalık bağı nedeniyle suçlanamayacağını, bunun hukuka aykırı olduğunu ifade eden Demir'in "Yakınlık nedeniyle tutuklama olacaksa o zaman 40 bin kişinin katili köpek Öcalan'ı savunan şerefiz avukatları nerede, Apo'nun itleri nerede?" demesi üzerine salonda kısa süreli gerginlik yaşandı.

İzleyicilerin bulunduğu sıralardan sanığa doğru pet şişe ve kalemlerin fırlatılması üzerine güvenlik güçleri sanığı duruşma salonundan çıkardı. Ortamın sakinleşmesinin ardından sanık yeniden duruşma salonuna getirildi.

Savunmasına kaldığı yerden devam eden Demir, Talha Güneş ile yakalandıkları evde ele geçirilen mühimmat, TNT kalıpları ve canlı bomba eylemlerindeki yeleklerin yapımında kullanılan malzemeler hakkında bilgisinin olmadığını iddia etti.

Demir, "Kutuda ele geçirilen malzemeler benim değil. Yunus Durmaz evini taşırken iki koli ile birkaç kitabı bana getirdi. Ben de bu kitaplarla koliyi aldım. Daha sonra o evden taşıdım, eğer mühimmat olsaydı, taşınma sırasında bunlar patlardı. O kolileri çekyatın altına koydum. Kutunun içindeki malzemelerin ne olduğunu televizyonda gördüm." savunmasını yaptı.

Mahkeme Başkanı'nın, Yunus Durmaz'ın kardeşi Hacı Ali Durmaz'ın DEAŞ üyesi olduğunu itiraf ettiğini belirterek, bu konuda bilgisinin olup olmadığını sorması üzerine Demir, "Ben onların fikirlerini benimsemiş olsaydım burada değil, Suriye'de olurdum. Başına 600 bin lira ödül konulan bir adam olarak burada kalmazdım." dedi.

Sanık Demir'in, salondaki izleyicilerden bazılarının tepki göstermesi üzerine mahkeme başkanına, "Susturun yoksa, ben susturacağım." demesi nedeniyle salonda ikinci kez gerginlik çıktı.

İzleyici kısmından sanığın bulunduğu yere bazı cisimlerin atılması üzerine sanık yeniden duruşma salonundan çıkarıldı. Mahkeme Başkanı'nın uyarısından sonra izleyiciler yerlerine geçti ve sanık Demir duruşma salonuna getirildi.

Savunmasını tamamlayan Demir, müşteki avukatlarının kendisine yönelttiği bütün sorulara "Cevap vermek istemiyorum." karşılığını verdi.

Sanık Akaltın hakkında yakalama kararı

Daha sonra duruşma savcısı İsmail Şafak, sanık Demir'e sorular yöneltti. Demir, bu sorular üzerine yakalama kararı çıkarıldıktan sonra Gaziantep'te kaldığını ve iki ev değiştirdiğini söyledi.

Savcı Şafak'ın, iddianameyi hazırlayan savcıyla ilgili sözleri ve hakim karşısındaki tutumunu hatırlatarak, "Bu cesareti kimden alıyorsun?" sorusu üzerine Demir, "Kimseden cesaret almıyorum. Suçsuz olduğumdan, ani stresle öyle konuşmuş olabilirim." dedi.

Savcı Şafak, iddianameyi düzenleyen cumhuriyet savcısına savunma sınırlarını aşarak hakarette bulunması ve "Buradaki müştekileri siz susturmazsanız, ben sustururum" diye tehditte bulunması nedeniyle gereğinin takdir ve ifası için cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Müşteki avukatı Özcan Karakoç da sanığın "şerefsiz avukatlar" ifadesini kullanması nedeniyle avukatlar açısından da mağduriyet söz konusu olduğunu söyledi.

Sanıklar Talha Güneş ve Abdülmubtalip Demir'in savunmalarını okudukları yazılı belgelerin alınmasını isteyen Karakoç, bunların hakaret ve tehditler için delil niteliği taşıdığını belirtti. Bunun üzerine, sanıklar Güneş ve Demir, ellerindeki yazıları mahkeme heyetine verdi.

Karakoç, ayrıca intihar eylemcilerini Ankara'ya götüren Halil İbrahim Durgun ve eşini evine alan sanık Murat Akaltın'ın eşi Hatice Akaltın hakkında yakalama kararı çıkarılması, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesi talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, sanık Akaltın'ın daha önce de mazeretinin reddine karar verilerek duruşmada hazır olmadığı takdirde yakalama emri çıkarılabileceğinin belirtilmesi ayrıca sanığın savunmadan kaçması nazara alınarak, hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.

Sanık Abdülmuttalip Demir'in ise savunma hakkı sınırlarını aşarak, iddianame düzenleyen cumhuriyet savcısı, müştekiler ve müşteki avukatlarına yönelik hakaret ve tehdit içeren ifadeleri nedeniyle gereğinin takdir ve ifası için cumhuriyet başsavcılığına müzekkere yazılması kararlaştırıldı.

Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

Duruşma müşteki ifadeleriyle yarın devam edecek.

Kaynak: AA / Güncel
title