Ankara'da düzenlenen İklim ve İnsan Zirvesi'nde yenilikçi çözümler ele alındı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle Türkiye Vegan ve Sağlıklı Yaşam Turizmi Derneği tarafından düzenlenen İklim ve İnsan Zirvesi, Ankara'da gerçekleştirildi. Zirvede, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye'nin kararlılığı vurgulandı ve insanın dünyaya etkisi üzerinde duruldu. Ayrıca, hayvan yetiştiriciliğinin sera gazı emisyonlarına olan etkisi ve doğanın önemi konuşuldu.
Ankara'da düzenlenen "İklim ve İnsan Zirvesi"nde dünyanın geleceği için yenilikçi çözümler ele alındı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle Türkiye Vegan ve Sağlıklı Yaşam Turizmi Derneğince (TEVSAD) Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu'nda düzenlenen zirvenin açılışına, bakanlık yetkilileri, kamu, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları yöneticileri katıldı.
Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye'nin kararlılığını vurgulamak ve toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla düzenlenen zirvede, insanın dünyaya etkisi üzerinde duruldu.
Açılış konuşmasını yapan TEVSAD Başkanı Şule Dayangaç Atalan, dernek olarak, küresel iklim değişikliğine neden olan sera gazına dikkati çekmek istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilimsel araştırmalar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde 15'inin kaynağının hayvan yetiştiriciliğinden olduğunu gösteriyor. Bu oran hava ve kara trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan daha yüksek. Hayvanların sindirimi atmosfere metan gazı salınımına neden olurken, 500 gram inek eti üretmek için yaklaşık 7 bin litre su tüketmek gerekiyor. Bu rakam buğday ve pirinç için kullanılan suyun 10 katı."
"Seçimlerde doğaya, çevreye dair tek bir cümle duyamıyoruz"
ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz da doğanın önemine değindi.
Yerel seçim döneminde olunduğunu hatırlatan Yılmaz, kentine hizmet etmek isteyen tüm adayları değerli bulduklarını vurguladı. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Anlayamadığım bir şey var, yüzde 95 düzeyinde iklim ve çevre farkındalığının olduğu, doğanın 'imdat' çığlığının herkes tarafından duyulduğu ortamda, seçimlerde doğaya, çevreye dair tek bir cümle duyamıyoruz. Doğanızı kaybettiğiniz zaman sizin zaten demokrasiniz de yerel yönetiminiz de olmayacak. Çok daha önemli şeyleri kaybetmeyle karşı karşıyayız. Asfaltın üstündeki rötuşun önemi yok, biz bu farkındalığı siyasetin içine sokamadığımız için üzgünüz. Sahip olduklarımızı nasıl devraldıysak yarınlara da öyle devretmeliyiz."
Açılış konuşmaların ardından iklim değişikliğine ilişkin paneller düzenlendi.