Ankara Barosu'ndan HSYK'ya İstanbul'u İnceleyin Çağrısı
Ankara Barosu Başkanı Aksoy yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yaşanan gelişmelerin araştırılmasının zorunlu hale geldiğini belirtti.
Ankara Barosu Başkanı Aksoy yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yaşanan gelişmelerin araştırılmasının zorunlu hale geldiğini belirtti.
Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy yaptığı yazılı açıklamada, yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yaşanan geliştirmenin araştırılmasını isteyerek, sonuçların açıklanmasının da zorunlu hale geldiğini belirtti. Çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet, nüfus ticareti, sahtecilik, tehdit gibi önemli iddiaların bulunduğu soruşturmayı yürütürken görevden el çektirilen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın basına yaptığı açıklamalara atıfta bulunan Aksoy, "Son birkaç gün içerisinde, soruşturma Savcısının emir ve talimatlarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yerine getirilmediği, kuvvetli bir dirençle karşılaştığı ve Adli Kolluk ile Cumhuriyet Savcılığı, Soruşturma Savcısı ile Başsavcılık arasında demokratik bir hukuk devletinde tahayyül edilemeyecek ciddiyette bir krizin yaşandığı açıkça teyit edilmiştir" dedi. Aksoy, toplumun gözü önünde yaşanan krizin, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı yönündeki inancın sarsılmasına, hukuk devletine olan güvenin yıkılmasına, kuvvetler ayrılığı ilkesinin Anayasanın sayfaları arasında kalmış olduğuna işaret ettiğini savundu. Demokratik hukuk devletini zedeleyen yolsuzluk olaylarının üstüne gidilmesinde yargının kararlılığına dair ciddi endişeler yaratıldığını ifade eden Aksoy, "Kamu adına soruşturma yapan bir Cumhuriyet Savcısının görevden alınırken ifade ettiği hususların ve Başsavcının soruşturma dosyasını başka bir savcıya vermeye gerekçe olarak gösterdiği iddiaların, soruşturmanın akibeti ve güvenliği için derhal HSYK tarafından incelenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kamuoyu vicdanında adalet inancı zedelenecektir. Ve ne yazık ki, bunun en önemli sonucu da devletin kurum ve kuruluşlarıyla toplum nezdinde meşruiyet kaybına uğramasıdır. Hukuk devletinin, özgürlüklerin ve demokrasinin yanında yer alan Ankara Barosu süreci, soğukkanlılıkla ve büyük bir titizlikle izlemeye ve sorgulamaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.