Ankara Barosu: Erdoğan Anayasayı İhlal Ediyor

Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy, Anayasa'ya göre Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, hem partisiyle tüm ilişkilerinin kesilmesi hem de milletvekilliğinin sona ermesi gerektiğini belirterek, Erdoğan'ı "seçilmiş olduğu bu yüce makamın gereklerine yakışan şekilde davranmaya" davet etti.

Aksoy yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin dolmasıyla birlikte 28 Ağustos 2014 tarihinde and içerek göreve başlayacağını anımsatarak, Erdoğan'ın bu sürede Başbakanlık görevine devam edip etmeyeceği ile milletvekili sıfatı ve siyasi parti üyeliği hakkında kamuoyunda farklı algı ve beklentilerin ortaya çıktığını belirtti.

Anayasa'nın Cumhurbaşkanı'nın "Nitelikleri ve Tarafsızlığı"nı düzenleyen 101. Maddesinde, "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer" hükmünün yer aldığını vurgulayan Aksoy, "Hiçbir ilave izaha ve yoruma ihtiyaç göstermeyecek kadar açık olan bu hükme göre, Sayın Başbakan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, hem partisi ile tüm ilişkilerinin kesilmesi, hem de milletvekilliğinin sona ermesi gerekmektedir. Yine Anayasa'nın 109. maddesi uyarınca Başbakanlık görevi ancak bir milletvekili tarafından ifa edilebileceği içindir ki; Sayın Erdoğan'ın Başbakanlık görevi de bu yolla otomatik olarak sona ermiş olmaktadır" dedi.

Üstelik Anayasa'nın 101. maddesi hükmünün, 2007 yılında gerçekleştirilen ve Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliği kapsamında bütünüyle değiştirildiğini belirten Aksoy, yalnızca Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiğinin kesileceğine ve TBMM üyeliğinin sona ereceğine ilişkin bu son fıkra hükmüne dokunulmadığını kaydetti. AK Parti öncülüğünde gerçekleştirilen bu Anayasa değişikliğinde bile, Cumhurbaşkanı seçilen kişinin milletvekilliğinin ve parti üyeliğinin sona ermesinin şart olduğunun açıkça kabul edildiğini ifade eden Aksoy şöyle devam etti:

"Öyleyse bugün için Sayın Başbakan'dan beklenen şey, daha birkaç yıl önce kendi inisiyatifiyle değiştirilen bir anayasa hükmüne uygun davranmaktan başka ve öte bir şey değildir. Ancak, ne yazık ki, Cumhurbaşkanı'nın tarafsız konumunu ve seçkin niteliğini korumak amacıyla getirilen bu en temel hüküm bugün açıkça görmezden gelinmekte ve Anayasa'nın ihlal edildiği gözlemlenmektedir.

Karşı karşıya kalınan Anayasa ihlalinin seçimin resmi sonuçlarının henüz ilan edilmemiş olması gibi teknik gerekçelerin ardına sığınarak meşrulaştırılması da mümkün değildir. Nitekim YSK daha seçimden bir gün sonra, 11 Ağustos 2014 tarihinde "On ikinci Cumhurbaşkanı Seçimi ile İlgili Geçici Sonuçları' internet sitesi üzerinden kamuoyuna duyurmuştur. Sonuçların Resmi Gazete'de yayınlanmasının da kısa bir süre içinde gerçekleşeceği beklenmektedir. Ancak, Anayasa'ya saygılı, siyasi kültür sahibi bir Başbakan'ın, seçilmiş olduğu bu yüce makamın gereklerine yakışan şekilde davranmaya başlamak için bu tarz bürokratik ayrıntıların yol göstericiliğine muhtaç olmadığı açıktır."