Anayasa Mahkemesi, Baba Olarak İddia Eden Kişinin Soybağının Reddi Davasını Açma Şartlarını İptal Etti
Anayasa Mahkemesi, baba olduğunu iddia eden kişinin soybağının reddi davasını açma şartlarına ilişkin Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddesini Anayasa'ya aykırı buldu. Mahkeme, bu şartların baba olduğunu iddia eden kişinin iradesine bağlı olmayan olguların gerçekleşmesini gerektirdiğini ve etkili başvuru hakkını ihlal ettiğini belirtti.
Anayasa Mahkemesi, baba olduğunu iddia eden kişinin soybağının reddi davasını açma şartlarına ilişkin Türk Medeni Kanun'un ilgili maddesini Anayasa'ya aykırı buldu.
Ankara 18. Aile Mahkemesi, baktığı bir davada, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan soybağının reddi davasında uygulama konusu olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 291. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına vararak, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuruda, itiraz konusu kuralda baba olduğunu iddia eden kişinin soybağının reddi davasını açma hakkının belirli şartlara bağlanmasının ve süreyle sınırlanmasının devletin temel amaç ile görevleriyle bağdaşmadığı ve hukuk devleti ilkesini ihlal ettiği öne sürüldü.
Anayasa Mahkemesi, "baba olduğunu iddia eden kişinin soybağının reddi davasını ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi halinde ve doğum ile kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmesinden başlayarak bir yıl içinde açabileceği" hükmünü, "…baba olduğunu iddia eden kişi…" yönünden iptal etti.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, yasal baba ile biyolojik babanın farklı kişiler olabileceği, soybağının reddi davasının biyolojik duruma aykırı şekilde kurulan soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılmasını, başka bir ifadeyle babalık karinesinin çürütülmesini sağlayacağı aktarıldı.
Biyolojik duruma aykırı şekilde kurulan soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılmasının, ilgililerin anılan ilişki bağlamında özel ve aile hayatını dilediği gibi düzenleyip yaşayabilmesi bakımından önem taşıdığı vurgulanan gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Çocuğun ana babasını bilmesi, biyolojik babasıyla soybağı ilişkisi kurabilmesi ve bunun sağlayacağı haklardan yararlanması ile ana ve babasından velayete bağlı görevlerini yerine getirmelerini isteyebilmesinin önemi açıktır. Dolayısıyla hukuk devletinde kişinin biyolojik kökenini bilme ve biyolojik babası ile soybağı ilişkisi kurma hakkının önündeki engellerin kaldırılması gerekir. Soybağının reddi davasının açılması için baba olduğunu iddia eden kişinin iradesiyle gerçekleştirilmesi mümkün olmayan şartların öngörülmesi etkili başvuru hakkıyla bağdaşmayacaktır.
Baba olduğunu iddia eden kişinin soybağının reddi davasını açabilmesi iradesine bağlı bulunmayan olguların gerçekleşmesi şartına bağlanmıştır. Kural, özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı bağlamında etkili başvuru hakkını ihlal etmektedir. Açıklanan nedenle kural, '…baba olduğunu iddia eden kişi,…' ibaresi yönünden Anayasa'nın 20. ve 40. maddelerine aykırıdır."
Karşı oy: "Aile kurumu zarar görür"
Çoğunluk görüşüne katılmayan Anayasa Mahkemesi üyeleri Rıdvan Güleç ve İrfan Fidan ise kocanın dava açma süresi içinde babalık karinesinin çürütülmesi için yargı mercilerine başvurmamasına rağmen baba olduğunu iddia eden kişinin soybağının reddi davasını açabilmesi durumunda aile kurumunun zarar görebileceği belirtildi.
Karşı oy gerekçesinde, soybağının reddi davasının açılması için Kanun'da öngörülen hak düşürücü nitelikteki sürelerin hukuken kurulan soybağı ilişkisinin sürekli dava tehdidi altında kalmamasını sağladığı vurgulandı.