AnaMed'de Ziyaret İçin Son Günler
"Tarihi Hayallemek: Sagalassos, Kazı Fotoğrafçılığının Arkeolojisi" sergisi 10 Haziran 2013'te sona eriyor.
"Tarihi Hayallemek: Sagalassos" Sergisini AnaMed'de Ziyaret İçin Son Günler
Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AnaMed)'nin, kazı fotoğrafçılığının en güzel örneklerini arkeoloji ve sanat meraklılarıyla buluşturduğu "Tarihi Hayallemek: Sagalassos, Kazı Fotoğrafçılığının Arkeolojisi" sergisi 10 Haziran 2013'te sona eriyor.
Tarihi ve arkeolojik verilerin incelenmesi yoluyla kültürel gelişime katkıda bulunmayı amaçlayan Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AnaMed), dünya genelinde en önemli arkeolojik buluşlardan biri kabul edilen "İmparatorlar Kenti" Sagalassos'a ait kazı fotoğraflarının yer aldığı "Tarihi Hayallemek: Sagalassos" sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide ilk yerleşim izleri M.Ö. 4.200'lü yıllara uzanan Burdur'daki Sagalassos kentinin gün yüzüne çıkarılma öyküsü kazı fotoğrafçılığı konusunda dünyaca ünlü Belçikalı fotoğraf sanatçıları Bruno Vandermeulen ve Danny Veys'in objektifinden anlatılıyor. Kültürel miras üzerinde uzmanlaşan Vandermeulen ve Veys'in fotoğrafları, arkeolojik bir kentin kazı çalışmaları sırasında nasıl dönüşümler yaşadığını, fotoğrafçılık ve arkeoloji arasındaki ilişkiyi, kazı alanında görüntüledikleri detaylar eşliğinde gösteriyor. 10 Haziran 2013 ise sergiyi ziyaret için son gün.
Sergi, 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine dâhil edilen Sagalassos'ta yürütülen kazı çalışmalarında görev yapan Vandermeulen ve Veys'in fotoğrafik izlenimlerinin derlemesinden oluşuyor. Arkeolojik araştırmalar için belgeleme yapan ikilinin ilk kez 2003 yılında geliştirmeye başladıkları proje; bölgeye özel fotoğrafçılık üzerine yeni bir bakış açısı sunuyor.
Belçika ve İtalya'da da sergilenen fotoğraflardan yeni bir seçki hazırlandı.
Çalışmalarında arkeolojik vizyonu daha güncel bir görsel dile çeviren Vandermeulen ve Veys; fotoğrafçılıkla, alan ve mekân arasındaki ilişkiyi inceliyor. Vandermeulen, Veys'le beraber oluşturdukları projenin, daha önce Beçika ve İtalya'da gerçekleştirilen sergilerde kullanılan fotoğrafların yeni bir düzenlemeyle Türkiye'de gösterilme öyküsünü şöyle özetledi: "2003'te Danny Veys'le birlikte Sagalassos kazısından çıkan bulgu ve yapıları belgelemeye başladık.
Başlangıçtan itibaren fotografik anlamda daha fazlasını yapabileceğimizi hissettik ve 2006'da bir fotoğraf kitabı ve sergi hazırlamaya karar verdik. 2008 yılında basılan "(In) Site Sagalasos" isimli kitap için görseller seçerken, fotoğrafçılık ve arkeoloji üzerine uygulamalı bir araştırma projesi için Association KU Leuven (KU Leuven Derneği) bünyesindeki "Institute for Practice Based Research'e (Uygulamalı Araştırma Enstitüsü) hibe başvurusunda bulunduk. Böylece 2008'de, "(In) Site, Sagalassos Arkeolojik Kenti'nde Mekana Özgü Düzenlenmiş Fotoğraflar" projesi başladı. Projeye başlarken hedefimiz işlerimizi Türkiye'de de sergilemekti. Belçika (Leuven, Tongeren, Fotomuseum Antwerp) ve İtalya'da (Catania) gerçekleşen sergilerin ardından AnaMed'in proje'ye ev sahipliği yapmasından son derece mutluyuz. Bunu birçok yönden önemli buluyoruz. Öncelikle AnaMed arkeoloji odaklı muazzam bir araştırma merkezi. Sagalassos projesinde çalışan araştırmacıların AnaMed'de araştırma yapmaları ve ders vermeleri nedeniyle, halihazırda güçlü bir bağlantı var. Son olarak AnaMed, İstanbul'un merkezinde muhteşem bir konuma sahip. AnaMed'in cömert karşılamasıyla, işimizin evine döndüğünü hissediyoruz."
Farklı fotoğraf teknikleriyle tarihi görüntülediler
Fotoğrafçılık ve arkeoloji arasındaki köklü ilişki ve ortak tarihten ilham alan "Tarihi Hayallemek: Sagalassos" sergisinde, M.Ö. 333 yılında Büyük İskender'in ele geçirdiği antik kentte yürütülen özverili çalışmaların gün yüzüne çıkardığı ünlü Antonine Çeşmesi ve aralarında Roma İmparatoru Marcus Aurelius'a ait dev heykelin de bulunduğu görkemli yapıların görüntüleri yer alıyor.
Nadir buluntuların yanı sıra kazı çalışmalarındaki süreci yansıtan fotoğraflar, kazı ortamında arazi, yapıtlar ve insanların birbirleriyle olan ilişkisine dikkat çekiyor. Sergide ayrıca, özel bir teknikle çalışılarak birkaç karenin birleştirilmesiyle tek bir fotoğraf karesine dönüştürülen eserler de bulunuyor. Arazi kamerası kullanılarak uygulanan teknikte, net ve flu görüntüler manipüle edilerek fotoğraflar arasında yeni ilişki ve bağlantılar kuruluyor.