ANALİZ- Japonya seçim sonuçları: Aşırı sağın yükselişi sürecek mi?

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Keisuke Wakizaka, Japonya'da 20 Temmuz 2025'te yapılan üst meclis seçimlerinin sonuçlarını ve "Sanseito" hareketinin yükselişinin ne anlama geldiğini AA Analiz için kaleme aldı.

İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Keisuke Wakizaka, Japonya'da 20 Temmuz 2025'te yapılan üst meclis seçimlerinin sonuçlarını ve "Sanseito" hareketinin yükselişinin ne anlama geldiğini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Japonya'da 20 Temmuz 2025'te düzenlenen üst meclis seçiminin sonucu hem iç kamuoyu hem de uluslararası kamuoyu tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Bu seçimde iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) ve Komeito Partisi üst mecliste çoğunluğu kaybetti ve anayasa değişikliği ve politika uygulamada muhalif partilerden de destek almaya mecbur kaldı. Aynı zamanda Anayasal Demokratik Partisi gibi ana muhalif partileri de istenen sonuca ulaşamadı ve böylece Japonya'da hiçbir parti meclislerde çoğunluğu sağlayamadı. Bu durum Japonya'nın siyasal yapısını istikrarsız hale getirdi.

Diğer yandan, dışarıya "aşırı sağ" imajını veren "Sanseito" hareketi tahmin edilenden daha yüksek bir başarıya ulaştı ve Japonya Muhafazakar Partisi ve Japonya Milli Demokrat Partisi gibi popülist partiler de üst mecliste yer almayı başardı. Bu durum, Japonya'da kamuoyunun iktidar partisinin politikalarına karşı hoşnutsuzluğunun zirveye ulaştığını açık şekilde gösteriyor.

Koalisyonun iktidar yolculuğu

Japonya'da iktidar partisi olan Liberal Demokrat Parti ve Japonya Komeito Partisi özellikle 2001'den sonra komşu coğrafyadan gelen tehditlere karşı güvenliği artırmak için ve çatışma çözüm sürecine daha aktif şekilde müdahil olmak için Japonya Anayasası'nın 9. maddesini değiştirmeyi hedefliyor. İktidarın bu hedefleri gerçekleştirebilmesi için meclisteki bütün koltukların 3'te 2'sinden fazlasını elde etmesi gerekirdi. Bu noktada, iktidar koalisyonu 2020'ye kadar alt ve üst meclislerde çoğunluğunu koruyabilmişti. Ancak iktidar partisine 2020'den sonra özellikle ekonomi politikası ve toplumdaki gelir uçurumunu düzeltme gibi konuları iyi yönetemediği için karşı kamuoyunun itibarı azaldı ve bugünlerde iktidar koalisyonu çoğunluğu kaybetti.

Böylece Japonya'da iktidar partisinin amaçladığı anayasa değişikliği daha da zorlaştı. Bu sebeple de artık kararı verip uygulama sürecinde de muhalefet partisinin anlayışı ve desteğine ihtiyaç duyuluyor. Bu durum Japonya'daki siyasal hayatının istikrarsız duruma düşüp karar verme sürecinin uzamasına yol açarken aynı zamanda iktidar partisi ve hükümetin daha müzakereci-uzlaşması tutuma yönelmesine sebep oluyor.

"Sanseito" hareketi neden yükselişte?

İktidar koalisyonunda ciddi düşüş gözlemlenirken "sağcı popülist" bir siyasi grup olarak tanımlanan "Sanseito" hareketi yükselişe geçti. Bu durum, gelecekte siyasal hayatta diğer Batı ülkeleri gibi aşırı milliyetçilerin etkisinin artacağına dair tahminler yapılmasına yol açtı. Gerçekten de Japonya'da son zamanlarda ekonomi politikasının iyi yürütülememesi ve küreselleşme dalgasını tam olarak yakalayamaması gibi çeşitli sebeplerden dolayı toplum içinde ekonomik uçurum büyüdü. Bu durum nüfusun önemli bir kesimi olan özellikle "buz dönemi kuşağı" olarak adlandırılan 1970-1983 yıllarında dünyaya gelen kuşağın hem toplum hem de devlet tarafından dışlanmasına yol açtı. Bu da "Sanseito" gibi popülist bir partinin yükselmesine sebep oldu. Ayrıca, günümüzde yabancı göçmenler ve turistler ile ilgili sorunların medyaya fazla yansıması toplumun yabancılara karşı nefreti artırdı ve bu da "Sanseito" hareketinin güçlenmesini teşvik etti.

Hareketin başkanı Kamiya Sohei daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın "Önce Amerika" sloganını örnek alarak göçmen karşıtı "Önce Japon" stratejisini benimsemişti. Ancak yoksulluğun yayılması ve toplumsal uçurumun büyümesi gibi sorunlarının arkasındaki sebepler daha karmaşık ve çok boyutluyken "Sanseito" hareketi bu durumu sadece "mevcut iktidarın dış politikadaki başarısızlığı" ve yabancı sorunlarına odaklayarak konuyu basitleştirip kamuoyuna sundu. Ayrıca daha genç, dinamik ve albenisi yüksek kişilerin aday gösterilmesi de hareketin hızlı şekilde yükselmesine sebep oldu.

Sanseito'nun üst meclis seçimlerinde yükselmesi hem iç hem de uluslararası kamuoyu tarafından "aşırı sağ ve otoriter sistemin yayılması ve demokrasinin krizi" bağlamında yorumlandı. Gerçekten de "Sanseito" hareketi kendi seçim manifestosunda yabancıların kovulması ve anayasadan insan hakları gibi kavramların çıkarılmasını önerdi ve net bir şekilde otoriter-totaliter sistemi savunuyor. Ayrıca, bu hareket kadınların da imparator olabilmesine karşı çıkıyor ve gelecek imparatorun Prenses Aiko yerine Prens Hisahito olmasını istiyor.

"Sanseito" başarısını koruyabilir mi?

"Sanseito" hareketi bu seçimde önemli bir yükseliş kaydetti ancak uzun vadede gücünü sürdürebilmesi konusunda tereddütler bulunuyor. Hareketin manifestosu toplumun mevcut sorunlara karşı zamana uygun çözümleri sunmuyor. Ayrıca bu hareket Japonya siyasal hayatı içinde yeteri kadar sağlam temele sahip değil ve bu durum vaatlerinin gerçekleştirilmesini zorlaştırıyor. Nitekim Kamiya siyasal hayatta kendi varlığını sürdürmek için "Önce Japon" stratejisinden vazgeçeceğini ifade etti ve bu durum gerçek hayatta hareketin uzun vadede düşüşe geçeceğine dair tahminleri pekiştirdi.

Üstelik "Sanseito" hareketinin Moon Tarikatı (Dünya Birleşik Kilisesi) ile ilişkileri, para ve kadın meseleleri gibi skandalların gündeme gelmesi muhtemeldir. Bu tür sorunlar Sanseito'nun imajını zedeleyebilir. Üstelik bu hareket Kuzey Kore ve Çin gibi ülkelere yardım ile ilgili yolsuzluk ve bu ülkelerdeki insan hakları sorunu gibi konulara da göz yuman bir siyaset izliyor. Böylece Sanseito'nun vurguladığı politikaları uygulamaya geçirmek aslında imkansız ve Japonya'nın karşı karşıya olduğu asıl büyük sorunlardan söz etmemesi uzun vadede hareketin gözden düşmesi ve muhafazakar kesimin bölünmesine yol açabilir.

Bu seçimde Liberal Demokrat Partisi büyük yenilgiye uğrasa da bu olayın hükümette istifalara yol açma ihtimali oldukça zayıf. İç kamuoyu genellikle sorunların Liberal Demokrat Parti'nin yapısından kaynaklandığını ve sadece Başbakanı sorumlu tutmanın yanlış olduğunu söylüyor. Hatta önceki günlerde Başbakan İşiba Şigeru'nun istifasına karşı çıkmak için eylemler de yapıldı. Başbakanın kendisi de istifa ihtimalinin olmadığını ifade etti.

Ayrıca mevcut hükümet ABD ile gümrük vergisi müzakerelerinde önemli bir başarı elde etti ve Çin de mevcut hükümetle yakın ilişki kurmanın peşinde. Yani Liberal Demokrat Partisi içindeki bazı gruplar Başbakan İşiba'nın istifasını talep ederken iç kamuoyu, ekonomi dünyası ve uluslararası kamuoyu hükümetin gerçeklerle uyumlu politikasını olumlu karşılıyor ve mevcut hükümetin devam etmesini istiyor.

Sonuç olarak, temmuz ayında Japonya'da düzenlenen üst meclis seçiminin sonuçları Japonya'daki siyasal yapının istikrarsız hale geldiğini ve kısa vadede popülist partilerinin yükseldiğini gösteriyor. Ancak uzun vadede "Sanseito" gibi popülist yapılanmaların düşüşü ve bölünmesi bekleniyor. Ayrıca, mevcut hükümetin de bir süre devam edeceği ve müzakereci ve ılımlı tutuma yöneleceği tahmin ediliyor.

[Dr. Keisuke Wakizaka, İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

???????

Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title