Anadolu Üniversitesi'nin Öğretim Yılı Açılışında Konuşan Prof.dr.taşçı: Gezi'de Hepimiz Şaşırdık

Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nin yeni öğretim yılı açılış töreninde konuşan İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Deniz Taşçı, "Gezi'de şaşıran sadece Batılılar olmadı, bambaşka nedenlerle de olsa, hepimiz şaşırdık. Kendi hesabıma ben, çok şaşırdım. Çocuklar bize her şeyi, hatta çocuklarını bile birer birer proje olarak gören bizim kuşağımıza, güvenlik ve istikrara karşılık yaşama sevincini kolaylıkla feda eden büyüklerine, tepeden bakmadan, ukalalık etmeden, muazzam bir ders verdi" dedi.

Anadolu Üniversitesi öğretim yılı açılış töreni Yunus Emre Kümpüsü'ndeki Atatürk Anıtına çelenk konulması ile başladı. Törenlere daha sonra aynı kampuste bulunan Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi'nde devam edildi. Buradaki törene Vali Vekili İsmail Küreci, Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Davut Aydın, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof.Dr.Hasan Gönen ile çok sayıda kişi katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası, Oğuzhan Balcı'nın 'Balkan Uvertürü' adlı eserini seslendirdi. Kosova, Almanya, Bulgaristan, Azerbaycan ve Makedonya'da uzaktan öğretim sistemi ile öğrenim gören öğrenciler de video konferans sistemiyle Anadolu Üniversitesi hakkındaki duygu ve düşüncelerini aktardı.

GEZİ'DE BİZE DERS VERDİLER

Törende Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Deniz Taşçı öğretim elemanları adına konuşma yaptı. Gezi Parkı eylemlerinde gençlerin kendilerine ders verdiğini, bu eylemlere batılıların da şaşırdığını ifade eden Prof.Dr. Taşçı şöyle konuştu:

"Batılının Türkiye hakkındaki algısı değişik bir algı. Hatta Batılı meslektaşlarımız bile çoğunlukla, yurt dışındaki bilimsel toplantılarda, Türk olduğumuzu öğrenince 'ama biz Türkleri böyle bilmezdik' diye şaşkınlıklarını dile getiriyorlar. Türk deyince gözlerinin önünde pek de hoş simgeler oluşmadığı kesin. Bir park için direnen gençleri görünce, kafalarında oluşturdukları imge önemli ölçüde sarsılmıştır diye düşünüyorum. Hele gencecik çocukların biber gazına karşı sükunetle karşılık vermesine, savundukları parkı her gece temizlemelerine tanık oldukça, sanırım Türkiye hakkındaki algılarını iyice gözden geçirme ihtiyacı duymuşlardır. Ama Gezi'de şaşıran sadece Batılılar olmadı, bambaşka nedenlerle de olsa, hepimiz şaşırdık. Kendi hesabıma ben, çok şaşırdım. Çocuklar bize her şeyi, hatta çocuklarını bile birer birer proje olarak gören bizim kuşağımıza, güvenlik ve istikrara karşılık yaşama sevincini kolaylıkla feda eden büyüklerine, tepeden bakmadan, ukalalık etmeden, muazzam bir ders verdiler. Hayatın bir proje olmadığını, ortak aşılacak bir zenginlik olduğunu gösterdiler. İstikrar ve güvenlik gibi şeylerin, asla yaşama sevincinin yerini dolduramayacağını hatırlattılar. Biri için diğerinden vazgeçmenin şart olmadığını suratımıza çarptılar. Her şeyi hak ettiğimizi çoktan unutmuş olduğumuzu fark etmemizi sağladılar. Gezi direnişi sırasında çocuklarımız, dünyanın dört bir yanındaki akranları ile rekabet edecek kadar iyi donanımlı olduklarını, iyi yetişmiş olduklarını ispatladılar. Onları yetiştiren bir anne ve bir öğretim üyesi olarak, sadece onlarla değil, bizimle de gurur duydum. Ama sonra, bizim, yani Gezi'de medeni, kararlı ve seviyeli bir direniş sergileyen bu çocukları yetiştirenlerin, dünyadaki akranlarımızla rekabet edecek donanıma sahip olup olmadığımız sorusu aklıma düştü. İtiraf etmem gerekiyor ki, iyimserliğim de, ümidim de bir hayli azaldı."

REKTÖRLÜK SEÇİMLERİNE MÜDAHALE ETMEYE KALKMAYIN

Anadolu Üniversitesi'nde rektörlük seçimlerinin yaklaştığını belirten Prof.Dr.Deniz Taşçı, siyasetçilerin rektörlük seçimlerine müdahalede bulunmamalarını istedi. Taşçı şunları kaydetti:

"Bir rektörlük seçimi daha yaklaştı ve yine, özellikle yerel siyasetçilerin, 'kim rektör olsun' diye kafa yormakta olduğuna dair dedikodular yoğunlaştı. Anlaşılan o ki, sözünü ettiğimiz sistem pek fena bir şey ama eğer sizin istediğiniz şahsın rektör olmasını sağlıyorsa, orası o kadar da fena görünmüyor. Siyaset kutsal bir iş. Siyasetçiler, hepimizin adına, hepimize gereken bir işi üstleniyorlar. Çoğunun geceleri, gündüzleri yok. Hepimizden çok yorulduklarından şüphem yok. Ama herkesin, özellikle de siyasetçilerimizin bilmesi gereken bir şey var. Üniversitede kutsal bir iş yapıyor. Üniversitenin başarısının herkese yararı var. Üniversitenin başarısızlığının zararını da hep birlikte görüyoruz. Bu yüzden, bütün kalbimle ve samimiyetimle talep ediyorum: Lütfen rektörlük seçimlerine müdahale etmeye kalkmayınız. Çok işiniz var. Bu işlerin yanına bir de rektör adayları arasında siyaseten taraf olmak gibi fazladan bir meşguliyet daha eklemeyin. Ama talebim sadece siyasetçilere değil. Aynı zamanda, hepsi birbirinden saygıdeğer olan, rektör adaylarımıza sesleniyorum. Lütfen, girdiğiniz son derece kutsal bu yarışta, kendi gücünüz ve kendi olanaklarınızla yarışınız. Çünkü biz Anadolu Üniversitesi mensupları olarak böyle bir yarışı ve seçim sürecini hak ediyoruz."

REKTÖR AYDIN: ANADOLU ÜNİVERSİTESİ BÜYÜK BİR EĞİTİM FABRİKASI

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Davut Aydın da yaptığı konuşmada Açıköğretim sistemini günün şartlarına, zamanın ruhuna göre yeniden yapılandırdıklarını söyledi. Rektör Aydın "Anadolu Üniversitesi, Global Kampüs hedefiyle yurt dışına açılmış bir büyük eğitim fabrikası. Bunu gerçekleştirirken açık ve uzaktan eğitim sistemindeki uzmanlığını her geçen gün artıran, zamanın ruhuna uygunlaştıran bir irade gösteriyoruz. Örgün ve açık öğrenme sistemlerimizin tümünü çok başarılı modellerle güncelliyor, çağın gerekliliklerine göre yeniliyoruz. Dünyada bu ölçekte uzaktan açık öğretim sistemini yürütürken, örgün eğitimde çıtasını sürekli yükselten bir başka örnek var mı bilemiyorum. Kendimize özgü ama dünya için de özgün bir modele sahibiz. Bu bir zenginliktir. Anadolu Üniversitesi yurt içi ve dışında 2 milyonun üstünde insana ulaşıyor" dedi. - Eskişehir