Altunköprü Türkmen katliamının şehitleri anıldı (1)
Irak'ın Kerkük kentine bağlı Altunköprü beldesinde 100'den fazla Türkmen'in Baas rejimi askerleri tarafından öldürülmesinin 30. yıl dönümü dolaysıyla başkentte anma merasimi düzenlendi.
Irak'ın Kerkük kentine bağlı Altunköprü beldesinde 100'den fazla Türkmen'in Baas rejimi askerleri tarafından öldürülmesinin 30. yıl dönümü dolaysıyla başkentte anma merasimi düzenlendi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) ev sahipliğinde ve Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliğinin katkılarıyla düzenlenen anma programı, YTB'nin konferans salonunda düzenlendi.
Katliamda öldürülenlerin ruhu için Kur'an-ı Kerim okunan programda, Altunköprü Katliamı için yazılan ezgilerin okunmasıyla devam etti.
Programda açılış konuşması gerçekleştiren YTB Başkanı Abdullah Eren, YTB olarak Türk dünyasının farklı coğrafyalarında farklı zaman dilimlerinde zulme, katliamlara ve sürgüne maruz kalmış fakat yeterince anılmamış olayların anma programlarını son yıllarda hızlı bir şekilde yapmaya başladıklarını söyledi.
Kırım-Tatar Sürgünü anma programını 2019'da icra ettiklerini kaydeden Eren, bir sözlü tarih çalışması yaptıklarını ve sürgüne maruz kalmışlarla, Kırım bölgesinde, daha önce yaptıkları kültürel miras envanter çalışmasını güncellediklerini hatırlattı.
Eren, "2019'da, Bulgaristan'dan zorla göç ettirilen 350-360 bin soydaşımızın göçünün 30. yılıydı. Buna ilişkin hem bir almanak çalışması hem bir sözlü tarih çalışması hem de Bursa ve Kocaeli'nde anma programlarını icra ettik." dedi.
Irak Türkmenlerinin çok farklı zamanlarda maruz kaldığı katliamlara dikkati çeken Eren, 28 Mart 1991'de Peşmerge ve Baas güçleri arasında sıkışık kalan, Altunköprü'de küçük bir ilçede barış içerisinde yaşayan Türkmenlerin maruz kaldığı katliamı anlatmak, acılarını paylaşmak, anmak için bu programı düzenlediklerini söyledi.
Eren, Irak'taki Türkmen varlığının 7. yüzyıla kadar dayandığını belirterek, Irak'taki Türkmen varlığının, Irak'ın toprak bütünlüğünün çok önemli bir parçası olduğunu kaydederek, "Türkiye olarak Irak'ın barış ve istikrarından, toprak bütünlüğünden yana olageldik. Türkiye'nin bu politikasının en önemli birleşenlerinden bir tanesi de Irak'taki Türkmen varlığıdır. Irak'ta bizler Türkmenlerin tüm unsurlarını bir araya toplayacak ve Türkmen kimliğini güçlendirecek çalışmalar yapmaya gayret ediyoruz. 'Türkiye Bursları'na başvurular Irak'ta başvurular artmaya devam ediyor. Biz de her sene daha fazla sayıda hem Irak vatandaşlarını hem de Türkmen kardeşimizi burslandırmaya gayret ediyoruz." dedi.
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Mehmet Tütüncü, bu günleri anmalarındaki amaçlarının bir kin ve intikam peşinde koşmak olmadığını kaydederek, "Bu acıların bir daha tekrar etmemesi, bir daha yaşanmaması, bu gibi insanlık suçlarının tekrar sahnelenmemesi için bir uğraştır. Aynı zamanda aziz şehitlerimizin hatırasını da ifa etmektir. " ifadelerini kullandı.
Irak Türklüğünün tarihin katliamlarla dolu olduğunu aktaran Tütüncü, bu katliamların, Irak'ta tek suçu Türk olan insanların maruz kaldığı bir muamele olduğunu söyledi.
"Annemi ittiler, küfrettiler, ayağına silah sıktılar. Onları aldılar gittiler ve hiçbir zaman haber alamadık"
Katliamda ailesinden 4 kişiyi bir günde kaybeden Şengül Nalbant, 30 yıl önce bir Ramazan ayında bu katliamın tanığı olduğunu belirterek, "Bir gün öncesinden başladılar. Tanklar, havan toplarıyla. Annemin akrabası bize evindeki bodruma gelmemizi istedi. Sabah 6.00'da tekmelerle kapıları açtılar. Annem ve ev sahibi kapıya çıktı, küfrettiler. Büyük abim askerdi, 3 günlüğüne gelmişti, biri Bağdat'ta üniversitedeydi, en küçük abim Kerkük'te teknoloji bölümünde mimarlık okuyordu, eniştem de Kerkük'de petrol şirketinde mühendisti. Annem bunları anlattı onlara. Annemi ittiler, küfrettiler, ayağına silah sıktılar. Onları aldılar gittiler ve hiçbir zaman haber alamadık." dedi.
Nalbant, askerler tarafından götürenlerin akıbetini öğrenmek için mücadele ettiklerini ve olayın tanığı bir çobanın kendilerine, götürülenlerin kolları ve gözlerinin bağlanarak ilk günde idam edildiklerini söylediğini aktardı.
Katledilenlerin kuyulara atıldığını kaydeden Nalbant, öldürülenlerin tek suçunun Türkmen olmaları olduğunu kaydederek, annesinin 3 yıl sonra kanser hastalığına yakalandığını kaydetti.
Program, Altunköprü Katliamını anlatan kısa belgesel film gösterimi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen'in, "Altunköprü Katliamı'ndan Irak Türkleri için Çıkartılacak Stratejik Sonuçlar" ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip'in, "Bugünün Gözüyle Altunköprü Katliamı" sunumlarıyla sona erdi.
Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'e bağlı askerler, 28 Mart 1991'de Kerkük'ün 44 kilometre kuzeyinde yer alan Altınköprü kasabasında aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 100'den fazla Türkmeni katletmişti.