Fahrettin Altun, TRT World Citizen Ödül Töreni'nde konuştu
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT World Citizen Ödül Töreni'ne katılarak yaptığı konuşmada, Gazze'deki zulüm karşısında uluslararası sistemin mefluç olduğunu ve değişimin bir zorunluluk haline geldiğini belirtti. Ayrıca, İsrail yanlısı ve hakikat karşıtı yayıncıların tutumunun da değişimin bir diğer gerekçesi olduğunu vurguladı.
Özenç KILIÇ/İSTANBUL, CUMHURBAŞKANLIĞI İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT World Citizen Ödül Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Altun, "Bugün Gazze'deki zulüm karşısında mefluç olan uluslararası sistem, değişimin neden bir zorunluluk haline geldiğini göstermektedir. Yine birçok Batılı uluslararası yayıncının, İsrail yanlısı, tarafgir ve hakikat karşıtı bir tutum sergiliyor oluşu değişimin bir diğer gerekçesi olmalıdır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen 'TRT World Citizen Ödül Töreni'ne katıldı. 2017 yılında "Pozitif Değişime İlham Olmak" ilkesiyle yola çıkan TRT World Citizen, Küresel insani sorunlara çözüm yolları arayıp farkındalık oluşturarak toplumsal dönüşüme katkı sunmayı amaçlıyor. Bulunduğu topluma küresel ölçekte katkı sağlamış bireylere 5 kategoride ödül verildi. Eğitimci Ödülünü; Nelly Cheboi, İletişimci Ödülünü; Motaz Azaiza, Gençlik Ödülünü; Aditi Mayer, Yılın Dünya Vatandaşı Ödülünü; Dr. Ghassan Abu-Sittah, Yaşam Boyu Başarı Ödülünü ise Şef José Andrés aldı. Törene, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ve çok sayıda davetli katıldı.
"DEĞİŞİM VE İYİLEŞME ARTIK KAÇINILMAZ BİR İHTİYAÇ"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Pozitif Değişime İlham Olmak' diyoruz, hakkaniyetli bir değişim ihtiyacından bahsediyoruz. Neden? Çünkü; henüz ilk çeyreğinde bulunduğumuz 21'inci yüzyıl, insanlık için büyük umutlarla vadedilen o refah ve barış iklimini tesis edemedi. Büyük umutlarla başlayan, bu yönüyle de adeta bir beklenti politikası yaratan 21'inci yüzyıl, tıpkı 19. ve 20. Yüzyıl gibi 'Kantçı Aydınlama' hayallerinin gerçeğe dönüştüğü bir yüzyıl olmadı. En azından şimdilik, evrensel insanlık ve barış idealinin ya da savaşsız ve çatışmasız bir dünya hayalinin ufukta göründüğünü söylememiz mümkün değil. Vicdan sahibi insanların ahvalinden memnun olmadığı, kendisi hakkında derin kaygılar beklediği bir küresel ortamda nefes alıp veriyoruz. İnsanlığın duçar olduğu sorunların çözülmesi için değişim ve iyileşme artık kaçınılmaz bir ihtiyaç; acil bir zorunluluktur" diye konuştu.
"GAZZE'DEKİ ZULÜM, DEĞİŞİMİN NEDEN BİR ZORUNLULUK OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR"
Fahrettin Altun, "Bugün, sömürgeci zihniyetin temsilcileri, kendilerine benzemeyenlere, öteki olarak gördüklerine her türlü distopik zulmü reva görüyorlar. Sömürgeci zihniyetin temsilcilerinden biri olan İsrail'in bugün, Filistin'deki zulümleri bunun en somut örneklerinden biridir. İsrailli yetkililer acımasız saldırılarına önce Filistinlileri dehümanize ederek başlıyorlar. Bugün Gazze'deki zulüm karşısında mefluç olan uluslararası sistem, değişimin neden bir zorunluluk haline geldiğini göstermektedir. Yine birçok Batılı, uluslararası yayıncının, İsrail yanlısı, tarafgir ve hakikat karşıtı bir tutum sergiliyor oluşu değişimin bir diğer gerekçesi olmalıdır" ifadelerini kullandı.
"İSRAİL'İN ZULÜMLERİ KARŞISINDA EN BÜYÜK İNSANİ DİRENİŞİ GAZETECİLER SERGİLEDİ"
Altun, "Hiç kuşkusuz İsrail'in zulümleri karşısında en büyük insani direnişi bölgede görev yapan gazeteciler sergiledi. Sadece habercilik yapmadılar, şanlı bir hakikat mücadelesi verdiler. ve bu uğurda 119 Filistinli gazeteci şehit oldu. Gazze'de görev yapan gazetecilerin olağanüstü ve cesur çabaları, bütün dünyada pozitif bir değişim dalgasının ortaya çıkmasına vesile oldu. Dünya kamuoyunda, Batı ülkelerinde bir vicdani muhalefet baş gösterdi. Dünya kamuoylarının kendi hükümetlerine 'Artık soykırımcının arkasında durmayın!' diye haykırmalarına imkan tanıdı. Esasında İsrail'in, gazetecileri kasıtlı bir biçimde hedef almasının nedeni de bu duruştur. Öte yandan burada üzülerek belirtmek zorundayım ki, Türkiye sınırlarında da basın-yayın dünyasındaki demokratik ve çoğulcu iklimi hala içine sindiremeyen unsurlar varlık göstermeye devam ediyor. Dün İstanbul Büyükçekmece'de bir meslektaşımıza yöneltilen fiziki şiddeti hep birlikte gördük. A Haber muhabiri Ali Nazif Vural ne yazık ki görevi başında iken öfkeli bir muhalif grubun saldırısına uğradı. Bu yapılan saldırıyı ben bir kere daha şiddetle kınıyorum. Bu saldırgan zihniyet, bu şiddet ve linç kültürü ne yazık ki ideolojik bağnazlıklarından bir türlü kurtulamayan kimi medya kuruluşlarından besleniyor. Bazı basın yayın kuruluşları, üzülerek görüyoruz ki toplumda nefret pompalama çabası içine giriyorlar. İletişim Başkanlığı olarak bu türden çabaların ve saldırıların her zaman karşısındayız ve karşısında olmaya da devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"TRT WORLD CİTİZEN, HUKUKSUZLUĞUN YERİNE ADALETİ KOYMA İRADESİ SERGİLEYEN BİR PLATFORMDUR"
TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ise, "TRT World Citizen, çaresizliğin yerine imkanı, yok saymanın yerine itibarı, hukuksuzluğun yerine adaleti koyma iradesi sergileyen; yani insanlık adına iyilik cepheleri açanları ödüllendiren bir platformdur. Bu platform, diğergamlığın iyileştirici gücünün anlaşılmasına ve iyiliğin yayılmasına vesile olması bakımından çok kıymetlidir. Bu yüzyılın temel meselesi, irade koyma meselesidir. Çünkü; ahlaki, insani ve vicdani bir irade sergileyebilenlerin gücü ve sayısı dünyanın akıbetini belirleyecek. İnsanlık terazisinin bir kefesinde iradesini hakkaniyet ve adalet için sergileyenlerin eylemleri var. Öteki kefesinde ise çıkarları için her şeyi meşrulaştırma çabasında olanların eylemleri. Bu terazi, yüz günden fazla bir süredir şiddetli bir sarsıntı içinde. İsrail'in çıkarları için Filistin ve Gazze topraklarında gerçekleştirmekten çekinmediği hudutsuz, kuralsız, acımasız katliamlarıyla terazinin acı kefesi orantısız bir şekilde dolup taşıyor" şeklinde konuştu.