Almanya Erdoğan'ı Bekliyor

İkili ilişkilerin geçen yıl Gezi protestoları sürecinde gerilmesi nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın başta Almanya Başbakanı Angela Merkel'le olmak üzere Berlin'de planladığı görüşmeler merakla bekleniyor. Bu kapsamda Erdoğan'ın Brüksel ziyareti de Alman basınında çok geniş yankı buldu.

Medyada yer alan yorumlardaki genel kanı, AB ile Ankara arasındaki ilişkilerin durumunun Erdoğan'ın Brüksel temaslar sonrasında da iyi ilerlemediği yönünde. Nitekim ülkenin en önemli gazetelerinden Frankfurter Allgemeine "AB Erdoğan'ı uyardı" başlıklı haber-yorumunda AB yetkililerinin Başbakan Erdoğan'a özgür ve bağımsız yargı konusundaki rahatsızlıklarını ve beklentilerini ilettiklerini aktarıyor.

"Etkin sonuçsuzluk" başlığı ile konuyu daha sert bir üslupla yorumlayan Süddeutsche Zeitung da, Başbakan Erdoğan'ın Brüksel'deki görüşmelerinde "bağırıp, çağırmadığını, ancak bilinen çizgisini sürdürdüğünü" ve yargının bağımsızlığı konusunda gelen eleştirileri kabullenmediğini savunuyor.

Berlin'de çıkan Die Tageszeitung ise iki tarafın birbirine yakınlaşmak yerine daha da uzaklaştığını öne sürüyor.

Başbakanın eleştirilere kapalı olduğunu savunan Der Spiegel'in internet sayfasındaki yorum, Erdoğan'ın kuvvetler ayrılığına yönelik eleştiriler konusunda "inatçı bir görünüm" çizdiğini kaydediyor. Brüksel'de AB çevrelerinde Türkiye'de bağımsız yargı konusundaki kuşkuların arttığını savunan Avrupa Parlamentosu Sosyalist Fraksiyonu milletvekillerinden İsmail Ertuğ, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinin bu konuya olumsuz yaklaşımı değiştirmediği görüşünde.

Amerika'nın Sesi'nin haberine göre, Milletvekili Ertuğ, Avrupa'daki basının Türkiye'nin AB üyeliği ve Türkiye'deki iç politik gelişmeler konusuna olan hassas yaklaşımını Türk yetkililerin iyi okuyamadıklarını ve gerilimin bu nedenle de arttığını öne sürüyor.

Başbakan Erdoğan'ın Berlin ziyaretinde de eleştirel yaklaşımlarla karşılaşacağını tahmin eden Avrupa Parlamentosu milletvekili İsmail Ertuğ, Türkiye'nin AB ile olan ilişkileri düzeltebilme yolunda üyelik adayı ülkeler için öngörülen Kopenhag kriterlerini yerine getirmesinden başka bir alternatif olmadığını belirtiyor.