Almanya'daki Müslümanlar "Şoklanmış Kurban"A Karşı

A. Fatih Tekcan - Almanya'da yaşayan milyonlarca Müslüman, kurban edilecek hayvanların kesimine şoklanarak uyuşturulmaları şartıyla izin verilmesinden rahatsız. Yöntemi, inançları açısından uygun bulmayan bazı Müslümanların bu ülke dışında vekalet vermeye yöneldiği belirtilirken, kesimle ilgili herhangi bir şart getirilmeyen Yahudi cemaatine tanınan imkanın Müslümanlara sağlanmaması eleştirilere neden oluyor.

Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı İhsan Öner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya'da hayvan kesme konusunda Yahudilere ya da diğer dinlerin mensuplarına yönelik herhangi bir yasak olmadığını hatırlattı. Müslümanların yıllardır, hayvanların şokla uyuşturulduktan sonra kesilmesine karşı çıktığını vurgulayan Öner, bu konuda bir ilerleme sağlanamadığını ifade etti.

Öner, Frankfurt'taki bir mahkemenin kurban konusunda Müslümanların lehine kararı aldığını ancak kararın uygulanmasıyla ilgili boyutun "savsaklanmaya çalışıldığını" dile getirdi. "Uygulamaya gerekçe olarak da konuyu hayvanseverlere bağlıyorlar. Bunların elinde herhangi bir bilimsel veri yok" diyen Öner, şöyle devam etti:

"Şoklanmadan kesilen hayvanla şoklanarak kesilen hayvanın acı çekme zamanı belli mi, hayır. Bu konuda bilimsel bir veri yok. Müslümanların dini özgürlüğü söz konusu olduğunda işi yokuşa sürüyorlar. Geçmişte burada sünneti yasaklamaya çalıştılar. Parlamento bunun önüne geçti ama  şu anda Avrupa Parlamentosu'nda hala bu işle uğraşılıyor. Yahudiler yıllardır burada kendi inançları doğrultusunda kurban kesimi yapıyorlar. Onlarınkinde hayvana zulüm söz konusu değil ama Müslümanlar söz konusu olunca farklı gerekçeler ortaya atılıyor."

"Çocuklarımız Kurban Bayramı'nı yaşamalı"

Almanya'da Müslümanların ancak mezbahanelerde şokla uyuşturulan hayvanları kesebildiğini kaydeden Öner, uygulama nedeniyle bazı vatandaşların kurban için Türkiye'de ya da çevre ülkelerdeki kesimler için vekalet vermeye yöneldiğine dikkati çekti.

Öner, şöyle konuştu:

"Özellikle Afrika'daki yoksul ülkelere yönelik kampanyalar var. Ancak burada yetişen çocuklarımız Kurban Bayramı'nı yaşamalı, onu hissetmeli. Onun da yolu burada kurban kesmektir. İnsanlar ancak o ibadeti görerek yaşayarak öğrenebilir. O yüzden burada kurban kesmek bizim açımızdan önemli. İnanca, insan haklarına sayının gereği Almanya'da 5-6 milyon, Avrupa'da 20 milyon Müslümanın etlerini, kurbanlarını istedikleri gibi kesmeleri gerekir. Buna saygılı olunması lazım. Yok hayvan iki saniye daha fazla acı çekiyormuş. Bilimsel olmayan verilerin arkasına sığınmadan Müslümanların beklentilerine cevap verilmeli."

-"Siyasi çözüm arayışı içine gireceğiz"

Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik ise bugüne kadar şoklama yöntemiyle kurban kesilmesi konusunda çok mücadele verdiklerini bildirdi. "Şokla uyuşturularak kurban kesimi uygulamasının devam etmesini istemiyoruz" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şokla uyuşturmadan hayvan kesmemeye ilişkin Almanya'da bazı yasalar çıkarıldı. Oysa inançların rahat yapılmasına yönelik kolaylıkların getirilmesi gerekir. Yahudilerin şoklamadan hayvan kesmesine müsade etmek Müslümanların kurban kesmesine karşı çıkmak doğru değil. İnsanlarımız böyle olunca kurbanlarını Türkiye ya da fakir ülkelerde vekalet usulüyle kestiryor. Etler ise İslami usüllere göre kesimlerin yapıldığı Belçika gibi ülkelerden getiriliyor. Önümüzdeki günlerde partilerle yapacağımız görüşmelerde bu konuyu da gündeme getireceğiz. Bu konuda siyasi çözüm arayışı içine gireceğiz."

-Süryani cemaatinden destek

Berlin Süryani Cemaati Lideri Murat Üzel, herkesin dini vecibelerini yerine getirme konusunda gerekli kolaylıkların gösterilmesi gerektiğini söyledi.

"Almanya'da Müslümanların şokla uyuşturulmadan kurban kesmelerinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum" diyen Üzel, şunları kaydetti:

"Her insan kendi dini vecibelerini yerine getirme hakkına sahip olmalı. Avrupa ya da Türkiye'de olsun bu olmalı. Ben her zaman bunu savundum. Nasıl biz bayramlarımızı kutluyorsak İslam topluluğunun da dini vecibelerini yerine getirmek haklarıdır. Bunu Alman makamlarından diliyorum." - Berlin