Haberler
Lübnan-İsrail arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan-İsrail arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Almanya'da Yaşayan Türkler'den 'Nsu Davası' Tepkisi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Almanya'da aşırı sağcı, "Nasyonalsosyalist Yer altı" (NSU) terör örgütünün 8'i Türk 10 kişiyi öldürmesiyle ilgili davanın görüleceği 17 Nisan Çarşamba günü Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde Türk medyasına yer ayrılmamasına Türkler sert tepki...

Almanya'da aşırı sağcı, "Nasyonalsosyalist Yer altı" (NSU) terör örgütünün 8'i Türk 10 kişiyi öldürmesiyle ilgili davanın görüleceği 17 Nisan Çarşamba günü Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde Türk medyasına yer ayrılmamasına Türkler sert tepki gösterdi.

Türk gazetecilerin Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde 17 Nisan'da görülecek NSU davasına akredite edilmemesine Almanya'da yaşayan Türkler sert tepki gösterdi.

Ali Kaçaran 'Bu bizler ve Türkiye için bir hukuki hak ve bunu sonuna kadar takip edeceğiz. Bizler burada yaşan Türkler olarak, Türkiye Cumhuriyeti, bu cinayetlerin tarafıdır. Cinayetleri takip etme hakkı herkesten çok Türk basınının' dedi.

Fazlı İşbilen Bu gibi olaylarda maalesef Türk medyası ve Türk toplumu olarak birlik ve beraberlik örneği gösteremiyoruz. Bu durumda suçu birazda kendimizde aramalıyız. Bir elin nesi var iki elin sesi var.

Atilla Ünalp duruşmaya Türk gazetecilerin alınmayacak olmasının üzücü olduğunu söyledi. Ünalp, 'Bu hiçbir yerde olacak şey değil' dedi. Ünalp, 'Yargılama sürecinin açık ve şeffaf yapılmasında, Türk medyasının ve diplomatik tarafın, Meclisteki İnsan Hakları Komisyonu yetkilerinin başkanının süreci izlemesinde büyük yarar ve hak olduğununa inananlardanım' diye konuştu.

Osman Köksal Artık Almanya'ya güvenimiz kalmadı korku içinde yaşıyoruz. Acaba sırada biz mi varız diye her gün korku içinde yaşıyoruz. Bizlerin hakkını arayan Türk medyasına bu haksızlık yapılınca dahada endişelenir duruma geldik.

Hulisi Kırtaş 'Türkiye'de ve bütün Avrupa ülkelerindeki yargılama örneklerine baktığımız zaman tarafların bu tür davaları rahatlıkla izleyebilmesi için imkanlar hazırlanır. Salon müsait değilse başka yer temin edilir. Ama sanıyorum ki bu olayların özellikle mağdur ülkelere daha fazla yansımaması ve daha büyük bir infiale yol açmaması için basına ambargo uygulanıyor' diye düşünüyoruz dedi.

İrfan Çalış ve Yılmaz Şengünüç "mahkemenin ayrımcı ve sübjektif davrandığını söyleyen Çalış ve Şengünüç, mahkemenin kararını gözden geçirerek, Türk medyası ve Türk temsilcilerine de izleme imkanı vermesini istiyoruz. Bu çok açık bir ayrımcılıktır, bu çok açık bir şekilde mahkemenin hakiminin sübjektif ve yanlı, taraflı tutumudur. Umarız mahkeme buradan döner? dediler.

Türk kadınları soldan sağa, Leyla Özoğlu, Perihan Çalışkan, Tülay Biçer, Sibel Kınık, Emine Küçükosman, Seval Doğan, Ayşe Kınık, Emsal Saytaç, Nurdan Toy, Ummahan Kırtaş'da Yabancı basını içeriye almamakla birlikte malesef yanlış bir resim oluşmaktalar. Sadece onlar geç kayıt oldu demek yeterli değil, Irkçı kaynaklı seri cinayetlerin aydınlatılmasının özellikle Almanya'daki biz Türkler açısından çok önemli olduğunu ve Almanya'da yaşayan biz Türklerin Alman güvenlik birimlerine güvenimizi kaybettiğimiz bir zamanda, kendimizi ayrımcılığa maruz kalmış ve aldatılmış hissediyoruz. NSU Alman polisinin güvenirliliğine ağır darbe indirmişti. Bu tavır da herhalde Alman adaletinin itibarını zedeleyecek? dediler.

Soldan sağa, Cengiz Tural, Furkan Yabancı, Ali Demir, Murat Temik, Yaşar Kalkan, Murat Şanlıtürk, Yunus Yazıcı, Tevik Gür, Cavit Nas, "mahkemenin tutumunu eleştirerek, Türk medyasından bir tek temsilciye bile yer verilmemesinin izah edilebilecek bir şey olmadığına dikkat çektiler. Türk medyası için bir imkan düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Türkler, 'Yoksa güven yitirilir' uyarısı buda gelecekte büyük yaralar açar uyarısnı yaptılar .

Perihan Ünalp mahkemenin bu kararının hiçbir şekilde kabul edilemez. "Bu Almanya açısından kepazelik ve skandaldır" dedi. Ünalp, Türk medyasından bir şeyler saklandığı imajı yaratıldığını kaydetti. Siyasetçilerin bu karara karşı girişimde bulunmaları gerektiğini ifade eden Ünalp, mahkeme salonunda en az 1-2 Türk basın kuruluşuna yer verilmesi gerekir"diye konuştu.

Levent Köksal Nerde demokrasi ve insan hakları " Basınımızı önemli bir davada bizi ve Türk milletini ilgilendiriyor. Bu olay Türkiye'de olsaydı Almanya ayağa kalkardı.

Serdar Yurttaş, Ömer Demirer ve Abdullah Okumuş'da '?Bu davada, yaşam hakkının ihlali söz konusu. Yaşam hakkı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde kayıt altına alınmıştır. Vatandaşlarımıza yönelik saldırının mahkeme süreci de alabildiğince şeffaf bir şekilde devam etmelidir. Almanya'daki Federal Meclis Komisyon Başkanı'na bile istediği bazı bilgilerin verilmemesi birçok soru işaretini beraberinde getiriyor.? bizler korku ve tedirginlik içindeyiz. Bunlar bizleri ve Türk medyasını susturmak ve sindirmek istiyorlar" diye konuştular.

Hatice Toylu Böyle bir tavrın konulmasının hiçbir mantıklı ve hukuki tarafı yok. Bu karar anlamsızdır. Mesela, Hürriyet Gazetesi, DHA ve AA gibi objektif bir ajansın mahkeme salonuna alınmaması çok garip. basın kuruluşlarımızın duruşmayı izlemesi gerekiyordu. Verilen karar insanları teskin etmezse AİHM'e kadar gidilir.? Türk basın mensuplarına mahkeme salonunda yer verilmemesi çok büyük bir noksanlıktır. Konu hakkındaki şüpheleri artıracak bir davranıştır. İşin meşru görünmesi açısından Türk basınının orada bulunması gerekiyordu. Bizler kararın tekrar gözden geçirileceği inancını taşıyoruz"dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title