Almanya'da "4 Yılda Nsu Davası" Paneli
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, NSU davasından yegane beklentinin cinayetlerinin bütün bağlantılarıyla ve arka planıyla aydınlatılması olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, NSU davasından yegane beklentinin cinayetlerinin bütün bağlantılarıyla ve arka planıyla aydınlatılması olduğunu söyledi.
Aydın, Büyükelçilikte düzenlenen, "4 Yılda NSU Davası" paneli öncesinde yaptığı konuşmada, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk, 10 masum insanın canına kıyan ve ortak hafızada yara açan NSU ırkçı terör örgütünün Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davanın sonuna gelindiğini belirtti.
Özellikle İslam ve Türk düşmanlığının arttığı bir ortamda, Almanya'daki Türk toplumun her zamankinden daha fazla hassas ve duyarlı olduğuna işaret eden Aydın, "4. yılını tamamlayan NSU davasından yegane beklentimiz ve dileğimiz 3,5 milyon Türk toplumu başta olmak üzere Almanya'daki herkesin vicdanını rahatlatacak, tatmin edecek kararın çıkmasıdır. Tabiatıyla NSU cinayetlerinin bütün bağlantılarıyla arka planıyla aydınlatılması son derece önemlidir." dedi.
"Vatandaşlarımızın güvenliği ve emniyetinden en başta buradaki makamlar sorumludur"
NSU cinayetlerinin dışındaki faili meçhul, ırkçı-yabancı düşmanlığı saikli cinayetlerin faillerinin de ortaya çıkartılarak adalete teslim edilmesini beklediklerini ifade eden Aydın, şöyle devam etti:
"Bu cinayetler sıradan bir suç olarak görülemez. Vatandaşlarımız etnik kökenleri nedeniyle hedef olan, onları korkutmayı ve sindirmeyi amaçlayan bu saldırıların aynı zamanda birer terör eylemi olduğu unutulmamalıdır. Dolaysıyla Türk toplumunun mensuplarını hedef alan bu cinayetlerin ve terör saldırılarının benzerlerinin yaşanmaması için ilgili makamların her türlü önlemi almaları zorunludur. Vatandaşlarımızın güvenliği ve emniyetinden en başta buradaki makamlar sorumludur."
Almanya ile ilişkilerde öncelikli konuların başında buradaki Türk toplumunun huzur, güven ve esenliğinin geldiğini vurgulayan Aydın, "Bu bağlamda dava sürecini yakından takip ediyor. Alman makamlarıyla yaptığımız temaslarımızda konuyu en üst düzeyde kararlılıkla gündeme getiriyoruz.
Buradaki toplumumuzun beka meselesi olan bu konuda gerekli duyarlılığın devam ettirilmesine de büyük önem veriyoruz." diye konuştu.
"Hiçbir söz yerine getirilmedi"
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen NSU davasında 2000 yılında öldürülen Enver Şimşek'in ailesinin avukatlığını yapan Seda Başay Yıldız, panelde yaptığı konuşmada, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 2012 yılında NSU konusunda her şeyin aydınlatılacağı sözünü verdiğine işaret ederek, "Müvekkillerim, Başbakan Merkel'in söz vermesini ciddiye aldılar. 5 yıl geçti, 2017'deyiz, 4 senedir dava sürüyor, 365 duruşma günü yapıldı. Hiçbir şey açıklığa kavuşturulmadı. Sözlerin hiçbirisi yerine getirilmedi." şeklinde konuştu.
Mahkemede sadece 5 kişinin yargılamasının söz konusu olduğuna işaret eden Yıldız, "Almanya 'hukuk devletiyim' diyor, 'demokratik bir devletim' diyor. Herkesi bu konuda eleştiriyor. Burada demokratik hukuk devleti olduğunu göstereceği yerde, hiçbir şey göstermiyor. Burada çok büyük nokta koymamız lazım. Almanya şimdi hukuk devleti dediği zaman, 'her şeyi açıklamak istiyoruz' dediğin zaman, neyi açıklığa kavuşturdu ki? Hiçbir şeyi." dedi.
-"Hepsini örtbas ediyorlar, hukuk devleti değiller"
Federal Meclis'te kurulan NSU Araştırma Komisyonunu da eleştiren Yıldız, "Hangi dosyaları araştırıyorlar. Bir şey araştırdıkları yok. Hiçbir dosya araştırma komisyona sunulmuyor. Hukuk devletiyiz diyorlar, hiç bir şeyi aydınlığa kavuşturmuyorlar. Hiçbir sözü yerine getirmiyorlar. Bunların hepsini örtbas ediyorlar." şeklinde konuştu.
NSU terör çetesinin 2011'de deşifre olduktan 2 gün sonra bunlarla ilgili dosyaların bir bölümünün imha edildiğine işaret eden Yıldız, "Sonra diyorlar ki hukuk devletiyiz. Hukuk devleti değiller." değerlendirmesinde bulundu.
"Müvekkillerime 'bir şey yok demek' istiyorum, diyemiyorum"
Yıldız, dosyaların avukatlara verilmemesine de tepki göstererek, "Müvekkillerime 'Her şeyi verdiler, bir şey yok, merak edilecek bir şey yok.' demek istiyorum, ancak diyemiyorum." ifadesini kullandı.
Avukat Yıldız ayrıca, NSU terör örgütünün, polisin iyi bir şekilde araştırdığı için değil tesadüfen ortaya çıktığını aktardı.
"Almanya dosyaları vermiyor"
Davadaki diğer müdahil avukatı Serkan Alkan da Meclis'teki NSU Araştırma Komisyonu'nda güvenlik birimlerinde sadece kurumsal ırkçılık yapıldığının tespit edildiğine işaret ederek, "Bizim vatandaşlar zaten hep hissediyor bunu. Bu sadece kağıda döküldü. Bu, bizim için yeni bir şey değil. Avukat olarak daha önce de görüyorduk." dedi.
Almanya'nın demokrasi konusunda başka ülkeleri eleştirdiğini belirten Alkan, ancak Almanya'nın kendi kurumlarına bakıldığında hep setler çektiğini ve dosyaları vermediğini ifade etti.
Federal Meclis NSU Araştırma Komisyon'nun kamuya açık oturumları takip eden İlker Duyan da cinayetlerde, polis raporlarında faillerin soğukkanlı olduklarından söz edildiğine dikkati çekerek, "Ancak bu iki kişi 15 banka soyuyor. Bu bankalardaki video görüntülerde panik içinde ve agresif oldukları görülüyor. Bu insanlar iki karakter taşıyamaz. Bu cinayetlerin profesyonel işlendiği ve bazı güçlerin de buna destek olduğu ortaya çıkıyor ancak bu maalesef ispatlanamıyor." dedi.
Panele katılan avukat Onur Özata, Berlin'de 5 Nisan 2012'de Burak Bektaş adlı bir Türk gencinin öldürüldüğünü anımsatarak, bu cinayetin de NSU cinayetleriyle benzerlik taşıdığını ve hala aydınlatılamadığını anımsattı.
NSU terör örgütü tarafından öldürülen Enver Şimşek'in oğlu Abdülkerim Şimşek de Alman polisi tarafından cinayetler soruşturulduğunda babasının öldürülmesi konusunda annesinin suçlandığını ve iftiralar atıldığını anlattı.
NSU üyeleri Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygunu gerçekleştirdikten sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü. Aynı gün Zwickau kentinde NSU'nun üçüncü üyesi Beate Zschaepe'nin ise en son kaldıkları evi, delilleri yok etmek amacıyla kundakladığı iddia ediliyor.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde Mayıs 2013'ten bu yana devam eden davada, NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapan 4 kişi yargılanıyor.