Almanya

Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet

Bakanı Maria Böhmer, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı kararlı bir şekilde

mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

Rostock kentinin Lichtenhagen semtinde 20 yıl önce yaşanan geniş çaplı

yabancı düşmanı eylemleri hatırlatmak amacıyla yazılı açıklama yapan Böhmer,

"Lichtenhagen'de insanları hiçe sayan olaylar bize açık bir uyarı olmalı; nefret,

şiddet ve yabancı düşmanlığına karşı kararlı bir şekilde mücadele edilmeli. Bu,

her şeyden önce polis ve güvenlik makamları için geçerli. İnsanlar köklerinden

dolayı tehdit edildiğinde ya da ayrımcılığa uğradığında hemen müdahale etmeliler.

Rostock'da belirgin bir şekilde yaşanan başarısızlık tekrarlanmamalı" ifadelerine

yer verdi.

Almanya'da yaşayan göçmenlerin, hukuk devletinin işleyişine güvenebilmesi

gerektiğini ifade eden Böhmer, "Bu özellikle, aşırı sağcı terör grubu

'Nasyonalsosyalist Yeraltı'nın işlediği benzeri görülmemiş suçların ışığında

merkezi bir öneme sahip. Güvenlik makamları göçmenlerin güvenini yeniden kazanmak

zorunda" ifadesini kullandı.

Böhmer, hoşgörüsüzlüğe ve ırkçılığa karşı her vatandaşın mücadele etmesi

gerektiğini, bunların sadece şiddet şekliyle ortaya çıkmadığını, ancak ön

yargıların ve azınlıklara duyulan nefretin artmasına neden olduğunu, bu nedenle

insanların dışlandığı ortamlarda aşırı sağcı düşüncelere karşı tavır alınması

gerektiğini kaydetti.

Dışlanmaya ve yabancı düşmanlığına karşı en iyi korumanın, iyi işleyen bir

sivil toplum olduğunu belirten Böhmer, göçmen ailelerin bir yük değil, zenginlik

olarak algılandığı bir toplumsal havanın oluşturulması gerektiğini, özellikle

politikacıların ve medyanın, ayrıca işverenlerin ve okulların da göçmenlere

Almanya'da istendikleri duygusunu vermesinin şart olduğunu ifade etti.

"Mesaj şu olmalı; Almanya, köklerinden bağımsız olarak, aramızda yaşayan tüm

insanların yurdudur" diyen Böhmer, yine de geçen 20 yıl içinde Alman halkının

büyük çoğunluğunun yabancı düşmanlığına karşı başarılı bir şekilde mücadele

ettiğini, binlerce insanın aşırı sağcılara karşı düzenlenen barışçıl gösterilere

katıldığını kaydetti.

Stern dergisinin yaptığı son kamuoyu yoklamasına atfen, ülkede yabancı

düşmanlığının, uzun zamandan beri hiç olmadığı kadar düşük çıkmasının memnuniyet

verici olduğunu belirten Böhmer, "Bu durum hepimiz için Almanya'daki 'biz'

duygusunu tüm gücümüzle geliştirme noktasında bir motivasyon olmalı" dedi.

-"Irkçılık alanında bir arpa boyu yol alınamadı"-

Yeşiller Partisi Federal Meclis Üyesi Memet Kılıç da, yaptığı yazılı

açıklamada, "1992'nin Ağustos ayında aşırı sağcılar bir mülteci yurdunu ateşe

verirken etraflarındaki yaklaşık 2000 meraklı kişi olay yerinde bu suça tanık

oldu. Güvenlik güçleri olaylara engel olmadı. Tüm dünya, Almanya'da yaşanan bu

ırkçı saldırı ve kuşatmayı tam iki gün boyunca dehşet içinde izledi. Geçtiğimiz

yılın Kasım ayında ortaya çıkan NSU terör hücresi ve 13 yıl boyunca ırkçı

motiflerle işledikleri cinayetler, Almanya'da ırkçılık alanında bir arpa boyu yol

alınmadığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Irkçılığın, devletin imajına gelecek olası zarardan çekinmeden her alanda

mücadele edilmek suretiyle ortadan kaldırılabileceğini ifade eden Kılıç, "Bunu

yaparken sadece görünür olanla değil, sebep olan faktörlerle de mücadele

edilmelidir. Başarılı olmak için halk, güvenlik güçleri, medya ve siyaset son

derece hassas ve kararlı davranmalıdır. Irkçılığa karşı en önemli önlem, sivil

toplumu desteklemek, göçmenlerin haklarını güçlendirmektir. Çoğulculuk bir tehdit

olarak görülmemeli ve çok kültürlülük her kademede teşvik edilmelidir" dedi.

Rostock'un Lichtenhagen semtinde 20 yıl önce meydana gelen olaylarda, aşırı

sağcıların kışkırtmalarıyla, Rumen sığınmacıların yaşadığı bir binanın ve hemen

yanında bulunan bir Vietnamlı sığınmacı yurdunun önünde toplanan binlerce kişi,

yabancı düşmanı hakaret ve eylemlere alkış tutmuş, polis korumasının yetersiz

kaldığı olaylarda binalara karşı kundaklama girişiminde bulunulmuştu.

Muhabir : Evren Aydemir

Yayıncı : Ogün Duru - BERLIN