Allah Bana İkinci Yaşama Şansı Verdi'
17 AĞUSTOS 1999'daki Marmara depreminin üzerinden 19 yıl geçti.
17 AĞUSTOS 1999'daki Marmara depreminin üzerinden 19 yıl geçti. Yarın, yaklaşık 45 saniye süren, Sakarya, Düzce, Kocaeli, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybına yol açan 7.6 büyüklüğündeki depremin yıl dönümü. Resmi rakamlara göre depremde 17 bin 840 kişi yaşamını yitirdi, on binlerce kişi yaralandı. Yine resmi rakamlara göre depremde 35 bin 180 konut ve 5 bin 770 iş yeri yıkıldı, ağır hasar gördü. Orta derecede hasar gören konut sayısı 40 bin 757, işyeri sayısı altı bin 57. Hafif hasarlı işyeri sayısı altı bin 128, konut sayısı 45 bin 86. Tüm bunlar devletin resmi kayıtlarında yer alıyor.
Ancak depremin yol açtığı büyük yıkımların tümü resmi kayıtlara geçmedi. İnsanların duyguları, acıları kayıtlarda yok. Kaybedilen sevgili, eş, koca, evlat, anne, baba, dayı, amca, teyze, hala, torun, nişanlı sayısı da kayıtlarda yok. Kayıtlarda, bir türlü son bulmayan ve insanın yüreğini dağlayan, yitirilenlere duyulan özlem ve hasret de yok.
Enes Aydın
'AĞLAYARAK DİNLEDİM'
Depremin üzerinden 19 yıl geçse de bıraktığı izler silinmiyor, acısı unutulmuyor. Depremi her yaşta herkes bir yönüyle hissetti. Bu acıları hissedenlerden biri de depremde 3 yaşında olan Enes. O günleri elbette hatırlamıyor. 14 yaşına gelene kadar da enkaz altında kaldığı anlatılmamış. Sağ bacağıyla sol kolunun kırıldığını da depremin üzerinden 11 yıl geçtikten sonra öğrendi Enes. "Allah bana ikinci yaşama şansı vermiş" diyor Enes Aydın. Şimdilerde 22 yaşında. Alman Dördüncü Ligi Regionalliga futbol oynuyor. BAK 07'nin defans futbolcusu. "Annem-babam sekizinci sınıfa geldiğimde yaşananları anlatı. 14 yaşındayken ilk kez öğrendim o gece benim ve bizlerin yaşadıklarını" diyor. Anne-babasının ağlayarak anlattığı kara gecede yaşananları o da ağlayarak dinlemiş.
ÖLDÜ SANMIŞLAR
Berlin'de yaşayan Hüseyin Aydın, eşi Selfiraz, beş yaşındaki kızı Yasemin ve üç yaşındaki Enes'i alıp Türkiye'ye tatile gittiğinde büyük umutlarla satın aldığı evinin başına yıkılacağını elbette bilmiyordu. Gölcükteki beş katlı apartmanın beşinci katında kendilerine ait dairede uyudukları sırada meydana gelen depremde Aydın ailesi komşuları gibi enkazın altında kalıyor. Hüseyin Aydın alnından yaralanıyor. Önce Yasemin'i enkazdan hafif yaralı olarak çıkarıyor. Ardından eşinin çığlıklarını duyunca onun olduğu yere yöneliyor. Üzerindeki betonları ve demirleri kaldırıyor. Eşinin durumu ağır. Onu yattığı yerden kucaklayıp yan tarafa, o sırada uygun gördüğü bir yere yatırıyor. Bel kemiği kırılan eşinden gözünü ayırmazken aynı zamanda kayıp olan üç yaşındaki oğlunu enkaz altında arıyor. Minik Enes babasının tüm seslenişlerini cevapsız bırakınca Hüseyin Aydın da apartmada yaşayan diğer komşuları gibi oğlunun öldüğünü düşünüyor.
Hüseyin Aydın
'BENİ DEDEMİN KUCAĞINDA GÖRÜNCE...'
Tam o sırada eşinin babasını gören Aydın, "Ben Selfiraz'ı ve Yasemin'i hastaneye götürüyorum. Sen ölü de olsa Enes'i çıkar. Oğlumu en azından mezara koyarım" diye tembih ediyor. Eşini kucakladığı gibi Gölcük Hastanesi'ne götürüyor. Ancak hastanede yatırılacak yer bulamıyor. Saatler sonra eşini ve kızını helikopterle İstanbul'a hastaneye taşıyorlar. O da tekrar evinin enkazının olduğu yere dönüyor.
Enes, babasının o anları kendisine anlattığında onun yüzündeki ifadeyi unutmayacağını belirterek, "Babam bana göz yaşları arasında anlattı. Altı saat enkaz altında kalmışım. Dedemin kucağında beni gördüğünde ne yapacağını şaşırmış. Cesedimi alma duygularıyla gelirken beni dedemin kucağında hareket ederken görüyor. O an sevinemiyor bile. Ne yapacağını şaşırmış. Benim yaşadığımı öğrendiği anda bizim dışımızda apartmanda bulunan 20 komşumuzdan sadece birinin yaralı kurtarıldığını ve diğer 19 kişinin yaşamını yitirdiğini de öğreniyor" dedi.
'İZLERİ HALA ÜZERİMİZDE'
Depremde ağır yaralanan annesinin tedavisinin hala devam ettiğini söyleyen Enes Aydın, şöyle devam ediyor: "Depremin izleri hepimizin üzerinde var. Zaman zaman konuşunca duygulanıyoruz. Annem uzun süre tedavi gördü. Tekerlekli sandalyede bir müddet kaldı. Başta da dediğim gibi, Allah bana yaşamam için ikinci bir şans vermiş."
Hüseyin Aydın, depremin üzerinden birkaç yıl geçince yıkılan apartmandaki hissesini satmış. Ama Türkiye'den kopamamış ve bu kez Karasu'da ev almış.