Ali Babacan: 'Türkiye'de Dönüşümlü Zorbalık Dönemleri Bitsin'

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 45. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçmişte yaşanan demokrasi ve hukuk ihlallerine dikkat çekti ve hukukun üstünlüğü ile adaletin önemine vurgu yaptı.

(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, geçmişte yaşanmış demokrasi hataları ve hukuk ihlallerine dikkati çekerek, "Gücü eline geçirenin alttakini ezdiği, iktidar sopasını ele geçirenin başkalarına zulmettiği bir ülke. Artık Türkiye'de bu dönüşümlü zorbalık dönemleri bitsin, zorbalıklar bitsin ve hukuk ihlalleri bitsin istiyoruz. İktidar gücü bir sopa değil, iktidar milletin bir emaneti, millete hizmet etme makamı. Bunu da umarım ülkeyi yönetenler anlar" ifadesini kullandı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin 45'inci yılında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, parti kurmaylarıyla birlikte Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından da paylaştığı açıklamada Babacan, şunları kaydetti:

"Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin 45. yıl dönümü. Ulucanlar Cezaevi'ndeyiz 1980 darbesinin öncesinde sonrasında pek çok hukuk ihlalinin yapıldığı, pek çok mağduriyetin yaşandığı, toplumsal hafızalarımızda derin yaraların olduğu bir mekandayız. Ulucanlar Cezaevi'nden kimler gelmiş geçmiş… Açılışından hemen bir sene sonra İskilipli Atıf Hoca'dan başlayıp daha sonra çok sayıda yazarımız, düşünürümüz içlerinde Nazım Hikmet'in de olduğu çok sayıda yazarımız düşünürümüz, yine siyasetçiler Bülent Ecevit burada tutuklu yargılandı. Muhsin Yazıcıoğlu burada tutuklu kaldı. Bizim şu anda, Yeni Yol'da Grup Başkan Vekilimiz Selçuk Özdağ buradaydı. Deniz Gezmiş'ten tutun siyasi tarihimizde, hafızamızda yer alan çok sayıda insan bu cezaevinden geldi geçti, cezaevinin müze halinde getirilmesi ve tarihimizdeki hukuk ihlallerinin hafızalarımıza canlı kalması aslında bundan sonraki dönemin Türkiye'si için çok önemli, ibretlik bir projedir, ibretlik bir uygulamadır. Çünkü geçmişimizdeki yanlışları, hataları, geçmişimizdeki demokrasi, hukuk ihlallerini iyi bileceğiz, hafızamızda iyi tutacağız ki bundan sonranın Türkiye'sinde, yarınların Türkiye'sinde benzer ihlallere izin vermeyelim.

"Demokrasi için mücadele eden insanların olması gerekiyor"

Demokrasi çok kıymetli bir yönetim şekli ama aynı zamanda çok kırılgan. Demokrasinin mutlaka güçlü sahiplerinin olması gerekiyor. Demokrasiyi koruyan kollayan, demokrasi için mücadele eden insanların olması gerekiyor. İşte bu Ulucanlar Cezaevi bize bunu bir kez daha hatırlatıyor. Evet, burası bugün müze ama şu anda Türkiye'de çok sayıda cezaevi, adeta tarihte olanların tekerrürlerinin yaşandığı, hukuk ihlallerinin olduğu, insanların suçsuz yere tutuklu veya hükümlü olarak günlerini, aylarını, yıllarını geçirdiği mekanlar. Demokrasi gerçekten çok önemli bir yönetim şekli ancak ve ancak hukukun üstünlüğü ilkesiyle beraber, hukuk devletiyle beraber anlam kazanıyor. Demokrasiyi sadece seçimlerden ibaret görürsek, sandıktan çıkan yetkiyi aklına geleni, aklına eseni yapacak bir yönetim tarzı olarak görürsek, sandıkta iş başına gelenlerin hukuku tanımadığını, adaleti kendi elleriyle yok ettiğini görürsek o zaman demokrasi eliyle, seçim eliyle kaosa giden bir ülke de görebiliriz.

"İktidar gücü bir sopa değil, iktidar milletin bir emaneti, millete hizmet etme makamı…"

Evet, demokrasi, halkın iradesi çok kıymetli ama hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, adaleti ayakta tutmak da bir o kadar önemli. İşte 12 Eylül vesilesiyle, 1980 askeri darbesinin 45. yıl dönümü vesilesiyle burada milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımızla beraber, Ankara il ve ilçe teşkilatımızdan arkadaşlarımızla beraber şöyle bir tarih hafızamızı yenilemek istedik. Yenileyelim ki ülkemiz bundan sonraki süreçlerde demokrasi ihlallerinden, adalet ihlallerinden uzak dursun diye. Şunu da tabii ifade etmek lazım: Türkiye maalesef bu müzeye çevrilen cezaevinde örnekleriyle gördüğümüz gibi, dönüşümlü zorbalık dönemlerinin yaşandığı bir ülke. Gücü eline geçirenin alttakini ezdiği, iktidar sopasını ele geçirenin başkalarına zulmettiği bir ülke. Artık Türkiye'de bu dönüşümlü zorbalık dönemleri bitsin, zorbalıklar bitsin ve hukuk ihlalleri bitsin istiyoruz. İktidar gücü bir sopa değil, iktidar milletin bir emaneti, millete hizmet etme makamı… Bunu da umarım ülkeyi yönetenler anlar, ülkemiz çok daha yüksek standartlarda demokrasiye, çok yüksek standartlarda adalete ve hukukun üstünlüğüne ulaşır diyorum."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title