Ali Babacan: "Suriye'de İş, Bir İç Çatışmaya Dönerse Hele Hele Türkiye'nin de Müdahil Olduğu Nitelikte Bir Çatışmaya Dönerse İçerideki Süreç Durur"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun yürüttüğü süreçle ilgili çalışmaların, Suriye’de SDG’nin durumundan bağımsız olmadığını vurgulayarak "Hiçbir zaman ilan edilmiş olmasa da burada zımni bir paralel süreç işliyor. Suriye'de Allah korusun iş, bir iç çatışmaya dönerse hele hele Türkiye'nin de müdahil olduğu nitelikte bir çatışmaya dönerse içerideki süreç durur. Orada SDG'nin ne olacağıyla ilgili nihai bir karar vermeden bizim bu komisyonun çalışmalarını tamamlaması bana göre zor olur" dedi. Babacan, “Abdullah Öcalan bu örgütü ilk kuran kişi. Sürecin başından bu yana Öcalan'ın kamuoyuna açıklamaları ya da örgüte gönderdiği mesajlar süreç üzerinde etkili oldu. Öcalan'ı yok kabul edip de bu sürecin işlemesi gerçekçi değil. Dolayısıyla Öcalan'ın bu konudaki görüşleri, komisyon vermek istediği mesajlar varsa bunların bir şekilde komisyona iletilmesinde büyük fayda var” ifadelerini kullandı.

Haber : Emine DALFİDAN

(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun yürüttüğü süreçle ilgili çalışmaların, Suriye'de SDG'nin durumundan bağımsız olmadığını vurgulayarak, "Hiçbir zaman ilan edilmiş olmasa da burada zımni bir paralel süreç işliyor. Suriye'de Allah korusun iş, bir iç çatışmaya dönerse hele hele Türkiye'nin de müdahil olduğu nitelikte bir çatışmaya dönerse içerideki süreç durur. Orada SDG'nin ne olacağıyla ilgili nihai bir karar vermeden bizim bu komisyonun çalışmalarını tamamlaması bana göre zor olur" dedi. Babacan, "Abdullah Öcalan bu örgütü ilk kuran kişi. Sürecin başından bu yana Öcalan'ın kamuoyuna açıklamaları ya da örgüte gönderdiği mesajlar süreç üzerinde etkili oldu. Öcalan'ı yok kabul edip de bu sürecin işlemesi gerçekçi değil. Dolayısıyla Öcalan'ın bu konudaki görüşleri, komisyon vermek istediği mesajlar varsa bunların bir şekilde komisyona iletilmesinde büyük fayda var" ifadelerini kullandı.

Ali Babacan, gündemdeki konulara ilişkin ANKA Haber Ajansı'na değenlendirmelerde bulundu. TBMM'de oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda yürütülen çalışmalarla ilgili görüşlerini ifade eden Ali Babacan, şöyle konuştu:

"Bu süreç ne zaman tezahür etti? Geçen sene tam 1 Ekim'de Sayın Bahçeli'nin DEM milletvekillerinin elini sıkmasıyla Meclis'in açılış günü. Hatta Sayın Bahçeli pek çok muhalefet partisi lideriyle normalde olmayan bir samimiyetle ve sıcaklıkta diyaloglar geliştirdi. Biz dedik ki 'Bu bir tutum değişikliği olabilir.' Ama arkasından yaptığı grup konuşmalarındaki 'çatışma çözümü' ile ilgili verdiği ipuçları aslında bizim bu gelişmeyi erken aşamasında tespit etmemiz açısından önemli oldu.

Arka arkaya yaptığı grup konuşmalarına baktığımız zaman ki onların da deşifresini çıkarttık, ben ilk gün olağanüstü toplantı yaptım arkadaşlarımızla. Dedim ki 'Burada bir şey var, bunlar MHP'nin cümleleri değil. Sayın Bahçeli'nin metin yazarlarından böyle şeyler çıkmaz. MHP'nin kurumsal yapısı içerisinde bunu bu detayda çalışacak bir şey de yok.' Bir-iki akademisyen işaret ettiler ama dedim ki 'Bu bir-iki akademisyeni işi değil başka bir şey. Bunun arkasında kuvvetle muhtemel bir devlet çalışması var.' 'Devlet birimi çalışmış, Sayın Bahçeli'ye de bunlar verilmiş' diye ilk gün öyle tespit ettik ve ilk günden itibaren dedik ki çok önemli bir mesele. Eğer yüzde 5 bile çözüm ihtimali varsa biz o yüzde 5 ihtimali bile destekleriz diye başından desteğimizi açıkladık. Çünkü çalışma kapsamlı bir çalışma ve bizim kendi tecrübelerimizden de baktığımızda sonuç verebilecek bir çalışma olduğunu gördük açıkçası. Sayın Erdoğan bile topa çok sonra girdi hatırlıyorsanız. Yani aylar sonra küçük küçük cümlelerle konuya değinmeye başladı. En sonunda da destek veriyor ama verdiği destek bile her an yarın sabah fikrini değiştirebilecek nitelikte bir destek."

"İki tane Aralık hedefli süreç var"

Terör örgütü PKK'nın fesih kararı ve sembolik silah bırakmasını hatırlatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda gündemde sadece ne var aslında? Örgütün feshi, silahlarını bırakması ve sadece karar değil, fiili uygulama açısından da PKK diye bir örgütün artık olmaması. Süreç bu. Tabii örgütün olmaması derken örgüt elemanları ne olacak? Örgütün tamam, kurumsal niteliği bitiyor ama örgüt elemanları ne olacak? Şu anda komisyona verilen ilk görev bu. Hükümlüler var, dağdakiler var, Avrupa'dakiler var. Bunlar ne olacak? Komisyonun gündemi bunlar.

Fakat unutmayalım ki bir de eş zamanlı devam eden bir Suriye meselesi var. Suriye'de SDG ile Şam yönetiminin arasında Mart ayından bu yana devam eden bir görüşme trafiği var. Martta yapılan anlaşmada uygulama için son tarih Aralık ayı konulmuştu. Bizim komisyon kurulurken de komisyonun süresi yine Aralık ayı olarak sınırlandırılmıştı. Tabii ki komisyon uzatma kararı alabiliyor ama iki tane Aralık hedefli süreç var. Bunlar birbirinden bağımsız süreçler değil. Yani hiçbir zaman ilan edilmiş olmasa da burada zımni bir paralel süreç işliyor aslında. Bu son haftalara baktığımız zaman SDG ile Şam yönetimi arasındaki görüşmelerde inişli çıkışlı bir grafik görüyoruz. Bazen anlaşmaya daha yakın şeyler söyleniyor ama bazen de her an çatışma çıkabilecekmiş gibi gerilim de söz konusu olabiliyor.

Mesela bundan bir ay önce bana sorsanız 'yüzde 50-50 çatışma' derdim. Ama bugün sorsanız, şu son gelişmelere baktığımızda 'çatışma ihtimali biraz daha zayıfladı, anlaşma ihtimali biraz daha yükseldi' diye okuyorum.

Tabii orada SDG'nin ne olacağıyla ilgili nihai bir karar vermeden bizim bu komisyonun çalışmalarını tamamlaması bana göre zor olur.  Her ne kadar bazıları 'İkisi birbirinden bağımsızdır, birbirine karıştırılmalıdır' diyor ise de bütün bu süreci Bahçeli'ye getiren, Meclis'e getiren ve koordine eden devlet kurumları sadece bu süreçle ilgili çalışma yapmıyor. Aynı zamanda Suriye ile ilgili de çalışmalar yapıyorlar. Dolayısıyla burada bir zımni paralellik var. Umarım ki Suriye kaynaklı bir sorun çıkmaz. Umarım ki Suriye'deki olumsuz gelişmeler bizim bu iç sürecimizi etkilemez."

"Komisyonun, terör meselesi, örgüt meselesi bittikten sonra hak ve özgürlükler konusunda çalışmaya başlaması lazım"

Komisyonun işinin sadece terör, PKK meselesi ile sınırlı olmadığını vurgulayan Ali Babacan, şöyle devam etti:

"Komisyonun, bu terör meselesi, örgüt meselesi bittikten sonra hak ve özgürlükler konusunda çalışmaya başlaması lazım. Ama şu aşamada değil. Zaten komisyona gelip de sunum yapan kişilere, kurumlara baktığımızda aslında örgütün ne olacağı ile ilgili öneri getiren hemen hemen yok. Herkes hak ve özgürlüklerden bahsediyor, değil mi? Sorun derken daha çok işte Kürt sorunu ve onunla ilgili detaylardan bahsediliyor. Yoksa örgütle ilgili konu, teknik, hukuki ve güvenlik birimlerinin masaya getirmesi gereken unsurlardan oluşan konu. Dolayısıyla örgütle ilgili ne olacağını, MİT'te bir çalışma vardır diye zannediyoruz, olmaması kabul edilemez; muhtemelen bunu örgütle de konuşmuşlardır diye tahmin ediyoruz. Bir şey gelecek masaya. Ama birşey masaya gelirken Suriye'de ne olacak? İşte onlara bakmak gerekir."

"Sadece terörden bahsetmiyor Bahçeli, hak ve özgürlüklerden de bahsediyor"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu süreçteki açıklamalarına işaret eden Ali Babacan, şöyle konuştu:

"Aslında Bahçeli'nin konuşmalarında hak ve özgürlüklerle ilgili de çok konu var, Kürt meselesiyle, çözümü ile alakalı. Hatta bizim Milletvekilimiz Mehmet Emin Ekmen onun bir analizini yaptı, onu ayrıca derledi. Sadece terörden bahsetmiyor Bahçeli, hak ve özgürlüklerden de bahsediyor, orada çok enteresan cümleler var. Belli ki her ne kadar devletin güvenlik birimleri 'hak ve özgürlük konusu bizim değil' davranışında olsa da aslında o konuyla ilgili belli bir çalışmanın olduğunu biz anlıyoruz. O konuda bizim de çalışmalarımız var. Temel haklarla alakalı 354 maddelik çalışmamız var. Türkiye'deki en kapsamlı çalışmalarımızdan birisi.

Fakat dediğim gibi şu aşamada bunları gündeme getirmek doğru değil. Önce terörle ilgili, örgüt ile ilgili konuların bir tamamlanması lazım. O defterin bir kapatılması lazım. Ondan sonra dönüp diğer konuyla komisyonun biraz daha çalışmasına devam etmesi lazım. 2 ay geçti değil mi komisyon kurulalı? Bu 2 aylık süreçte o kadar dinleme yaptılar. Bunu niye yaptılar? Önerilere bakın. 'İşte dağdakiler şöyle olsun, Avrupa'dakiler böyle olsun, Öcalan'ın durumu böyle olsun' diyenler çok az. Daha ağırlıklı olarak hak ve özgürlük meselesini getiriyor insanlar. Çünkü asıl bizim meselemiz o. Biz DEVA Partisi kuruldu kurulalı söylüyoruz, 'PKK anakronik bir örgüttür, varlık sebebi önemli ölçüde ortadan kalkmış bir örgüttür' diyoruz. 'Bugünün Türkiye'sinde ve Türkiye'nin sosyal dokusunda bugünkü Türkiye'de vatandaşlarımızın coğrafi dağılımına baktığımızda PKK'nın artık varlık sebebi ortadan kalkmıştır' diyoruz. Bu kadar hızlı ilerlemesi biraz da onun için oldu. Ama tabii PKK sadece PKK'dan ibaret değil. Onu da dikkate almak lazım. Çok hassas, önemli bir konu."

"Komisyon içinden heyet olacaksa o heyette mutlaka MHP ve AK Parti de olmalı, bu işin siyasi yükü muhalefete yüklenmemeli"

Komisyonda, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın dinlenmesine ilişkin tartışmalar olduğunun hatırlatılması üzerine Babacan, şunları söyledi:

"Abdullah Öcalan bu örgütü ilk kuran kişi. Sürecin başından bu yana Öcalan'ın kamuoyuna açıklamaları ya da örgüte gönderdiği mesajlar süreç üzerinde etkili oldu. Öcalan'ı yok kabul edip de bu sürecin işlemesi gerçekçi değil. Dolayısıyla Öcalan'ın bu konudaki görüşleri, komisyon vermek istediği mesajlar, bunların bir şekilde komisyona iletilmesinde büyük fayda var. Komisyona söylemek istediği bir şeyler varsa komisyona iletilsin. Ama bunun daha çok tartışma konusu olan, yöntemi. İşte 'Komisyon içerisinden bir beş kişilik heyet kurulsun, onlar İmralı'ya gitsin dinlesin' veya 'Öcalan komisyona gelsin, ifade versin görüşlerini söylesin' diye. Yani işin daha çok lojistiği tartışılıyor. Bir tartışılsın bakalım. Bizim 'şöyle olsun, böyle olmasın' diye çok katı bir tutumumuz yok bu konuda. Ama eğer komisyon içinden bir beş kişilik heyet olacaksa o heyette mutlaka MHP ve AK Parti de olmalı. Yani bunun bir siyasi yükü olacaksa tamamen muhalefete yüklenmiş bir yapı olmamalı.

Benim şahsi görüşüm, bir şekilde Öcalan komisyona şeyler söylemek istiyorsa bu bir şekilde iletilebilir. Bunun yöntemine de komisyon kendisi karar verebilir. Yani biz hangi yöntemle Öcalan'ın görüşlerini burada komisyona aktaralım ya da komisyona mesajı neyse komisyona olan mesajı şu yöntemle aktarılsın, bunlar çalışılabilir. Yani eğer amaç buysa bunun yöntemi, yolu çok. Ama tekrar ediyorum, bütün bu olanlar bu son sorunuz da dahil Suriye'den bağımsız değil. Hep öyle düşünmek lazım. Suriye'de işler ne kadar kolaylaşırsa, işler ne kadar barışçıl yöntemlerle bir çözümün yoluna girerse bizim bu iç sürecimiz de o kadar kolay ve o kadar sorunsuz olur. Sistem tıkır tıkır işler.

Aslında her aşamada Suriye'ye herkes şöyle bir dönüyor bakıyor orada ne oluyor diye. 'Tamam ama SDG.' 'Tamam ama Şam'da SDG.' Yani arka planda bu bağ hep var. Bunu yok sayamayız."

"Suriye'de iş bir iç çatışmaya dönerse, hele hele  Türkiye'nin de müdahil olduğu nitelikte bir çatışmaya dönerse içerideki süreç durur"

"Süreç başarıya ulaşacak mı" sorusunu Babacan, şöyle yanıtladı:

"Suriye'ye çok bağlı. Suriye'de Allah korusun, inşallah olmaz fakat iş bir iç çatışmaya dönerse, hele hele  Türkiye'nin de müdahil olduğu nitelikte bir çatışmaya dönerse içerideki süreç durur. Hiçbir şey yokmuş gibi işletilmesi bana göre zor olur. İşin tabiatı gereği durur. Yani 'durur' derken 'masa devrilir, tamamen süreç artık başa döner' değil ama aşama aşama ilerlerken orada durur. Daha sonra belki ilerler ya da ilerlemez bilemiyorum. Ama bir kazanım var onu unutmayalım. Yani şu ana kadar bir kazanım var. Bu kazanım öyle az bir kazanım değil. Böyle kolayca çöpe atılacak bir kazanım falan da değil. Yani Suriye'de işler ters bile gitse bu kazanım önemli ölçüde korunur. Bir şekilde Suriye çözüldüğünde de tekrar onun üzerine eklene eklene devam eder diye düşünüyorum."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title