Alexandru Epureanu: "Her Zaman Daha İyiyi Aradım"
İstanbul-dha başakşehir'in 28 yaşındaki Moldovalı oyuncusu Alexandru Epureanu, Türkiye tercihini, futbola bakışını, beklentilerini, hayallerini ve İstanbul'daki hayatını Türkiye Futbol Federasyonu'nun TamSaha dergisine paylaştı.
İstanbul-dha
başakşehir'in 28 yaşındaki Moldovalı oyuncusu Alexandru Epureanu, Türkiye tercihini, futbola bakışını, beklentilerini, hayallerini ve İstanbul'daki hayatını Türkiye Futbol Federasyonu'nun TamSaha dergisine paylaştı.
TamSaha'dan Mazlum Uluç'un yaptığı röportaj şu şekilde:
RUSYA LİGİ'NDE OYNARKEN VE O LİGDE 7 SEZON GEÇİRMİŞKEN TÜRKİYE'YE TRANSFER OLMA FİKRİ NEREDEN AKLINA DÜŞTÜ?
Rus kulübüyle olan sözleşmem sona ermişti. Artık evimdeydim ve teklifleri değerlendirme aşamasındaydım. Rusya'dan yeni teklifler de almıştım. Ancak menajerim bana, "Türkiye'den bir İstanbul takımından teklif var. Yeni bir takım, harika tesisleri var ve ciddi bir atılım yapmayı planlıyorlar. Birkaç yıl içinde Türkiye'nin büyük takımlarından biri olmayı hedefliyorlar" deyince ben de Başakşehir'e gelmeyi tercih ettim.
YENİ BİR TAKIM, YENİ BİR HEYECANI ANLIYORUM AMA SENİ SÜPER LİG'E GETİREN TEMEL MOTİVASYON NEYDİ?
Asıl motivasyonum Abdullah Hocanın varlığıydı. Çünkü onun çok iyi bir hoca ve çok iyi bir insan olduğuyla ilgili bilgiler almıştım. Buraya gelmemin en önemli nedeni de budur. Ben öğrenmeye açık bir oyuncuyum ve kendimi geliştirecek alanlar arıyorum. Bu tarz öğretici hocalarla daha da iyiye gideceğime inanıyorum. Bir yandan da Türkiye'de futbolun ne kadar çok sevildiğini biliyordum ve bu da Başakşehir'e gelişimde etkili olan faktörlerden birisiydi.
BURAYA GELMEDEN ÖNCE TÜRK FUTBOLU HAKKINDA NELER BİLİYORDUN? GELDİKTEN SONRA DÜŞÜNCELERİNDE NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLDU?
Türk futboluyla ilgili çok fazla bilgim yoktu açıkçası. Her yabancı gibi ben de Avrupa kupalarında oynayan Türk takımlarını tanıyordum. Bir yandan da Türklerin futbolu ne kadar çok sevdiğini ve ne kadar ilgi gösterdiğini biliyordum. Buraya geldikten sonra da bu fikrim pekişti. Kafelerde olsun, restoranlarda olsun herkesin futbol konuştuğunu, futbolcuları tanıdığını ve onlara büyük bir ilgi gösterdiğini gözlemliyorum. Tek üzüntüm seyirci sayılarındaki düşüş. Geçmiş yıllarda televizyondan Türk takımlarının maçlarını izlerken dolu tribünlerde coşkulu taraftarlar ve müthiş bir maç atmosferi görüyordum. Ancak ne yazık ki bu sezon aynı tabloyla karşılaşmam mümkün olmadı. Taraftarlı maçlar kesinlikle futbolcuları olumlu yönde etkiler, motive eder. Dolayısıyla futbolun kalitesini de yükseltir. Umarım lig yarışının daha da renkleneceği bu son bölümde maçlarımızı daha fazla seyircinin önünde oynamamız mümkün olur.
ABİN SERGİU EPUREANU DA 2000'Lİ YILLARIN BAŞINDA TÜRKİYE'DE FUTBOL OYNAMIŞTI. ÖNCE SAMSUNSPOR, SONRA DA İSTANBULSPOR'DA FORMA GİYMİŞTİ. HATTA ABDULLAH AVCI'NIN DA İSTANBULSPOR'DAKİ İLK HOCALIK TECRÜBESİNDE ONUN ÖĞRENCİSİ OLMUŞTU. ABİN TÜRKİYE HAKKINDA SANA NELER ANLATTI?
Dediğiniz gibi abim Türkiye'de oynadığında 2000'li yılların başıydı. Yani bundan 15 sene kadar öncesiydi. Elbette bana Türkiye ile ilgili iyi şeyler söyledi ama şöyle de bir gerçek var ki onun oynadığı dönemden bu yana Türkiye'de çok şey değişti.
ABDULLAH AVCI'YI BUGÜNE KADAR ÇALIŞTIĞIN TEKNİK ADAMLARDAN AYIRAN EN BELİRLEYİCİ ÖZELLİKLERİ NELER?
Hocaları mukayese etmek biraz haksızlık olur. Ama Abdullah Hocayla ilgili şunları söyleyebilirim... Bir kere çok zeki ve iyi niyetli bir insan. Bazı hocalar yaptığınız yanlışı direkt yüzünüze vurur. Abdullah Hocaysa maçla ilgili değerlendirme yaparken hem doğru yaptıklarınızı hem de hatalarınızı birlikte anlatıyor. Hatalarınızı söylerken de bir daha tekrarlanmaması ise ne yapmanız gerektiği konusunda size yol gösteriyor. Onun bu tarzının hem oyuncunun hem de takımın gelişimine büyük katkı sağladığını gözlemliyorum.
MOLDOVA, RUSYA VE TÜRKİYE LİGLERİNDE FORMA GİYMİŞ BİR OYUNCU OLARAK, BU LİGLERİ KARŞILAŞTIRIR MISIN?
Moldova Ligi'nde oynamaya başladığımda çok gençtim, dolayısıyla uzun yıllar öncesiyle bir mukayese yapmak çok doğru olmaz. Rusya Ligi ve Türkiye Ligi'nin ise son dönemde büyük bir atılım içinde olduklarını ve büyük yıldızları transfer ederek oynattıklarını söyleyebilirim. Ancak Türkiye'de futbol Rusya'ya göre çok daha ön planda. Buradaki taraftarlar adeta takımlarıyla yaşıyor. Takımları kazandığı zaman çok seviniyor, kaybettiği zaman adeta yıkılıyorlar. Türkiye için tam anlamıyla futbolla yatıp kalkan bir ülke diyebilirim.
RUSYA VE TÜRKİYE LİGLERİNDEKİ FUTBOLUN KIYASLAMASINI YAPAR MISIN?
İki lig arasında bazı benzerlikler var. Türkiye'de bütçesi yeten takımlar üst düzey oyuncuları transfer edebiliyor ve futbolu daha yüksek kalitede oynayabiliyor. Aynı durum Rusya için de geçerli. Orada da zengin kulüpler benzer transfer politikalarıyla güçlü kadrolar kurup rakiplerinin önüne geçebiliyor.
TÜRKİYE'YE GELENE KADAR 13 SEZONDA OYNADIĞIN LİG MAÇLARINDA ATTIĞIN GOL SAYISI 14. SÜPER LİG'DE İSE YARIM SEZONDA 4 GOL ATMAYI BAŞARDIN. BURADA GOL SAYINI ARTIRMANI NEYE BAĞLIYORSUN? TÜRKİYE'DEKİ TAKIMLAR DURAN TOP SAVUNMALARINDA DAHA FAZLA MI HATA YAPIYOR?
Bunun üç nedeni var. Birincisi, hocamız duran toplar konusunun üzerinde hassasiyetle duruyor ve bize sürekli özel çalışmalar yaptırıyor. İkincisi takımımızda Mossoro, Doka, Visca gibi duran topları büyük bir ustalıkla kullanan oyuncular var. Üçüncüsü de şans faktörü. Biraz da şansım olduğu için o pozisyonlarda gol atmayı başarabildim. Bu arada takımdan ayrılan Sezer Öztürk'ün de hakkını teslim etmem gerekiyor. Onun sayesinde attığım bir gol var ki, yaptığı o ortayı herkes gole çevirebilirdi.
MOLDOVA MİLLİ TAKIMI'NIN KAPTANLIĞINI YAPIYORSUN VE 2007 İLE 2011 ARASINDA ÜLKENDE YILIN FUTBOLCUSU SEÇİLDİN? ÜLKENİN EN İYİ OYUNCUSU NOKTASINA GELMENİ SAĞLAYAN EN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİN NELER?
Kendi özelliklerimle ilgili konuşmam yanlış olur. Bu yorumu dışarıdan benim oyunumu izleyen kişilere bırakalım. Moldova'da dört kez yılın oyuncusu seçilmeme gelince, açıkçası ülke futbolumuzun durumu çok iyi bir yerde değil. İyi oyuncularımız da yurtdışında oynuyor. Herhalde ben de ülke futbolunun geri olması ve iyi oyuncuların da yurtdışında oynaması nedeniyle, yurtdışında oynayan bir oyuncu olarak böyle bir ödüle layık görüldüm.
BENİM ASLINDA ÖĞRENMEK İSTEDİĞİM ŞUYDU; BİRLİKTE FUTBOLA BAŞLADIĞIN İNSANLARIN HİÇBİRİNİ BUGÜN TANIMAZKEN SENİ BU RÖPORTAJIN ÖZNESİ YAPAN ÖZELLİKLERİN NELERDİ?
Bu soruya karşılık olarak sorgulayıcı kişiliğimi söyleyebilirim. Küçüklükten beri ne zaman maç kaybetsem hep "Nerede hata yaptım, nasıl daha iyi olabilirim" diye düşündüm. İçimde hep daha iyiyi aramak ve daha iyi olmak gibi bir düşünce vardı. Bugün bulunduğum konuma da bu sorgulayıcı kişiliğim sayesinde ulaştım diyebilirim.
ARTIK TECRÜBELİ VE OLGUN BİR OYUNCU OLARAK EKSTRA ÇALIŞMALAR YAPMAYI SÜRDÜRÜYOR MUSUN? BU KONUDA GENÇ OYUNCULARA NELER TAVSİYE EDERSİN?
Genç oyunculara şunu söylemek isterim; futbola başladığımda kendi yaş grubumda benden çok daha yetenekli arkadaşlarım vardı ama onlar bugün futbola devam etmiyor. Genç oyuncunun istekli olması, hayallerinin bulunması, çok çalışması ve işine sadakatle bağlı olması lazım. Yetenek mutlaka gerekiyor ama yeteneğin üzerine bunları koyarsanız bir yerlere gelebiliyorsunuz. Bizde şöyle bir söz vardır; "Siz yeter ki isteyin, Tanrı isteğinizi gerçekleştirir." Genç oyunculara tavsiyem de budur.
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE HANGİ STOPERLERİ BEĞENİYORSUN?
Dünya futbolunda beğendiğim stoperler Thiago Silva, Pepe ve Sergio Ramos. Zaten hepsi de büyük takımlarda oynuyor ve hemen hemen herkesin beğendiği oyuncular. Türkiye'deki stoperler için ise sadece takım arkadaşlarımı konuşmak istiyorum. Yalçın Ayhan zaten çok tecrübeli bir stoper ve herkes onun ustalığının da kalitesinin de farkında. Bir başka özelliği ise gerçek bir lider olması ve takımı büyük bir beceriyle yönetip yönlendirmesi. Bir de Gençer Cansev'den söz etmem gerekiyor. Her ne kadar fazla süre almadıysa da her görev verildiğinde hazır oldu ve elinden gelenin en iyisini yaptı.
BU LİDERLİK KONUSU ÖNEMLİ... MOLDOVA MİLLİ TAKIMI'NDAKİ KAPTANLIK GÖREVİNİN YANINDA BURSASPOR'LA OYNANAN KUPA MAÇINA DA KAPTAN ÇIKTIN. GEÇMİŞTE KAPTANLIK OLDUKÇA ÖNEMLİ BİR GÖREVDİ. BUGÜN İÇİN TAKIM KAPTANLIĞININ GEÇMİŞTEKİ KADAR ÖNEMLİ BİR FONKSİYON OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUN? İDEAL BİR KAPTAN NASIL OLMALI?
Açıkçası Bursaspor maçında sahaya kaptan olarak çıkmak benim için de sürpriz oldu. Soyunma odasında maça kaptan olarak çıkacağımı öğrendiğim zaman hem şaşırdım hem de sevindim. Baktığınızda kaptanların sorumlulukları diğer oyunculardan elbette daha fazla. Kaptan değilseniz sadece kendi yaptıklarınızla sorumlu olursunuz ama kaptan olduğunuzda bütün takımı düşünmek zorundasınız. Diğer arkadaşlarınızın da eksiklerini görerek bu eksikleri gidermeniz ve onlara yardımcı olmanız gerekiyor. Bence liderlik ve kaptanlık son derecede önemli vasıflar. Çünkü bazen takım için işler kötü gider ve o kötü giden işleri düzeltmek de kaptanın sorumluluğundadır.
BURSASPOR MAÇINDAN SÖZ EDİLMİŞKEN, O GÜN KULLANDIĞIN PENALTI BÜYÜK BİR SOĞUKKANLILIK GEREKTİREN, USTA İŞİ BİR VURUŞTU. ÖNCE KALECİYİ BİR KÖŞEYE YATIRMAK, SONRA DA TOPU DİĞER KÖŞEYE YUVARLAMAK OLDUKÇA ETKİLEYİCİYDİ. ZATEN HEMEN ARDINDAN DA FUTBOLSEVERLER BU PENALTI ATIŞINI KONUŞTU. PENALTILARI HER ZAMAN BU ŞEKİLDE Mİ ATARSIN YOKSA O ANDA İÇİNDEN GELEN BİR KARAR MIYDI?
Bursaspor'a attığım penaltı, resmi maçlarda attığım ikinci penaltıydı. Ben çok özel bir penaltı olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta önemli olan vurduğunuz topun ağlarla buluşmasıdır. Gol olduktan sonra bütün penaltılar aynıdır.
LİGİMİZDEKİ TÜM TAKIMLARI ARTIK TANIYORSUN, ŞAMPİYONLUK ADAYIN HANGİ TAKIM?
Tek bir şampiyon adayım yok. Ligin üst sıralarında olan üç takım Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'dan biri şampiyon olacak. Bu üç takımın dışında Trabzonspor ve Bursaspor'un da oynadıkları futbol tarzını beğeniyorum. Umarım biz de bu kadar rakibin arasında kendimize üst sıralarda bir yer bulabiliriz. Ligin alt sıralarındaki takımlara baktığımızda da kalite açısından büyük farklar olduğunu söyleyemeyiz. Pek çok maçın büyük çekişmeye sahne olduğunu ve küçük detaylarla kazanılıp kaybedildiğini görüyoruz. Bence hiçbir maçın sonucunu önceden tahmin edebilmek mümkün değil. Çünkü ligin altında da iyi takımlar mevcut.
BUGÜNE KADAR OYNADIĞIN MAÇLARDA SENİ EN FAZLA ZORLAYAN FORVETLER HANGİLERİYDİ?
Bir isim vermek istemiyorum. Bence takımların çoğunda kaliteli santrforlar var. Savunma oyuncusu açısından işi zorlaştıran şeyin rakip oyuncuların kalitesinden çok, o maçtaki konsantrasyon ve odaklanma sorunları olduğunu düşünüyorum.
TAKIM ARKADAŞLARIN ARASINDA YETENEKLERİ YA DA PROFESYONELCE YAŞAMASIYLA SENİ EN ÇOK ETKİLEYEN KİM OLDU?
Başakşehir, diğer ekiplere göre kolektif oyunun daha ön plana çıktığı bir takım. Bizde oyuncular bireysel yetenekleriyle değil, kolektif oyun içindeki rolleriyle takıma katkı sağlıyor. Dolayısıyla tek tek isim vermek yerine bütün takımın yıldız olduğunu söyleyebilirim.
BAŞAKŞEHİR'DEKİ HEDEFLERİN NELER? BU SEZONDAKİ PERFORMANSINLA ÜLKENDE YENİDEN YILIN OYUNCUSU SEÇİLME ŞANSIN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUN?
Öncelikli hedefim Başakşehir adına iyi oynamam ve takımımın da iyi sonuçlar alması. Benim için hedef, her zaman önümüzdeki ilk maçtır. Uzun vadeli hedef koymayıp maç maç düşündüğümde daha iyi odaklanıyorum. Sonuç olarak söylemek gerekirse öncelikli hedeflerim takımımın başarılı olması ve Moldova Milli Takımı'yla da başarılar elde etmek. Tabii ki tüm bunların sonucunda yılın futbolcusu seçilirsem mutlu olurum ancak öncelikli hedefim bu değil.
ÖNÜMÜZDEKİ SEZONDAN İTİBAREN LİGİMİZDEKİ TAKIMLARIN KADROLARINDA 14 YABANCI OYUNCU BULUNABİLECEK VE BİR TAKIM İSTERSE 11 YABANCI OYUNCUYLA SAHAYA ÇIKABİLECEK. BU KARARIN TÜRK FUTBOLUNU VE TÜRK OYUNCULARI NASIL ETKİLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORSUN?
Yabancı bir oyuncu olarak bu kural değişiminin benim açımdan güzel olduğunu söyleyebilirim. Türk oyuncular için ise iki farklı bakış açısı getirilebilir. Birincisi, yabancı oyuncu sayısının artmasıyla genç oyuncuların A takıma yükselmesi zorlaşabilir. İkinci bakış açısıyla ise genç oyuncular bu zorluğa karşı daha yukarılara çıkmak için kendilerini daha fazla geliştirmek zorunda kalabilir ve bu da doğal olarak Türk futbolunun yararına olabilir. Ama en doğrusu bu kuralın etkilerini test edebilmek için birkaç yıl beklemek. Birkaç yıl sonra A Milli Takım'ın ve alt yaş gruplarındaki takımların aldığı sonuçlara göre kuralın kar-zararı üzerine yeni ve daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilir.
İSTANBUL HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR, BOŞ GÜNLERİNİ NASIL GEÇİRİYORSUN?
İstanbul gerçekten de çok güzel bir şehir. Özellikle deniz kenarındaki restoranları çok beğeniyorum. Evcimen birisiyim ve daha çok ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Boş günlerimde de ailemle birlikte yaşadığım Florya ve çevresinde geziyorum. Takdir edersiniz ki şehir merkezine gittiğimizde ciddi bir trafik sorunu yaşanıyor. Bu nedenle zaman zaman merkeze gitsem de daha çok Florya civarında kalmayı tercih ediyorum.
MOLDOVA'DA VE RUSYA'DA YAŞADIN, ŞİMDİ DE İSTANBUL'DASIN. YAŞADIĞIN ŞEHİRLERİ İSTANBUL'LA KIYASLADIĞINDA NELER SÖYLEYEBİLİRSİN?
Yaşadığım her şehrin kendine has özellikleri vardı. Hepsinde de çok rahat ve iyi yaşadım. Hepsi de ailem ve benim için çok iyi tecrübeler oldu. İstanbul'un diğerlerinden en önemli farkı Müslüman bir toplumun içinde yaşıyor olmamız. Ailem ve ben burada da çok rahat yaşıyoruz. İnsanlar son derecede sıcakkanlı ve dost canlısı. İstanbul'da yaşıyor olmaktan dolayı mutluyum. Dilerim hem özel hayatımda hem de futbol hayatımda mutlu ve başarılı günlerimiz devam eder.