Alevilerden Kongre'de Yavuz Sultan Selim Alkışına Tepki

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez AKP Kongresi'nde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in alkışlanmasına tepki gösterdi Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez AKP Kongresi'nde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in alkışlanmasına tepki gösterdi.

Geçmez yazılı açıklamasında Ankara Arena Spor Salonundaki AK Parti Kongresinde 2023'ün yetmeyip 2071'de Anadolu'nun yeniden fethedilmesi hedefi konulduğunu belirterek, "Alevi olan Aşık Veysel'in, Neşet Ertaş'ın türküleri söylendi. Arkasından bu toplumun kahramanları sıralandı ve Yavuz sultan Selim adı çılgınca alkışlandı. Ekonomik göstergelerden bahsedildi. Kum, çakıl, çimento olarak yapılan yardımlar anlatıldı. Nasıl kindar ve dindar nesil yetiştirileceğine dair 4+4+4 den bahsedildi. 10 yıllık iktidarları boyunca bu topraklarda demokrasi, insan hakları ve herkesin dini ve dilini yaşadığını ve daha nice güzel sözleri sayın başbakan cama baka baka anlatıyordu. ve gözyaşları içinde izleyenler çılgınca alkışlıyordu" dedi.

-MISIR'I, DOĞU, GÜNEYDOĞU ANADOLU'YU DİZE GETİRDİ-

Alevilerin olaya farklı baktığını belriten Geçmez, "Türkiye'de halen 12 Eylül Anayasası olduğu gibi duruyor. Sadece düşüncelerini, fikirlerini yazan, türkülerini şarkılarını söyleyen şarkıcı, akademisyen, gazeteci, meslek örgütü yöneticileri, demokratik kitle örgütü yöneticileri, sendikacılar, seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları ve Kürtler 12 Eylül döneminden daha çok cezaevindeler" dedi. Ercan Geçmez şöyle devam etti:

"-Biz Aleviler eşit yurttaşlık talebi çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması, Cem evi ibadethanemizdir isteği, Zorunlu Din Derslerinin kaldırılması derken 12 Eylül 2010 tarihinde anayasa ile ilgili olarak yapılan referandumda, Başbakan Alevileri katili Ebusuud'u Çorum'da kahraman ilan etti. Onunla da yetinmedi partisinin son kongresinde yetmiş bin Alevi'yi katleden Yavuz Sultan Selim'e övgüler yağdırdı. Siz misiniz zorunlu din derslerine karşı çıkan dercesine bütün okulları İmam Hatip'e çevirdi. Bir yandan Kürt kardeşlerim deyip, diğer yandan hiç Uludere'den, Kürtlerin insani taleplerinden bahsetmeyip yetiştirdiği yeni nesile 2071 hedefi koyup, bu topraklarda yaşayan bütün milletleri ve bu toprakları Türkleştireceğine dair hedef gösterdi. Biz Aleviler her şeye rağmen İnadına Demokrasi, İnadına İnsan Hakları demeye devam edeceğiz. Unutulmamalıdır ki rehberi Yavuz olanın adaleti olamaz."

Birçok tarihçiye göre en büyük Osmanlı Padişahlarından biri olan Yavuz Sultan Selim, 22 Eylül 1520'de Aslan Pençesi (Şirpençe) denilen bir çıban yüzünden vefat ettiğinde gelecek yeni padişah Kanuni Sultan Süleyman'a, dolu bir hazine, güçlü bir ordu ve iç karışıklıklara son verilmiş bir devlet bıraktı. Vikipedi'ye göre Yavuz Sultan Selim'in Alevileri katlettiği iddiası "doğulu baş dönmesinden" ibaret. Sözkonusu tartışma Vikipedi'de şöyle yer alıyor:

"Bir iddiaya göre Yavuz Sultan Selim'in talimatıyla Anadolu'da 40.000 alevi öldürülmüştür.

Alevilerin öldürüldüğü görüşünü destekleyen akademisyenler Yavuz Sultan Selim'in şeyhülislamı olan Müftü El Hamza'nın 1512 tarihli Kızılbaşlarla ilgili bir fetvasını göstermekte ve bu fetvanın katliamların izni olduğuna inanmaktadır. Bu fetvada, kızılbaşlar kafir ve dinsiz olarak tanımlanmış, onları öldürmenin vacip ve farz olduğu söylenmiştir.

Bazı akademisyenler ise bu iddianın gerçeklikten uzak olduğuna inanır. Tarihçi Mustafa Akdağ, 'Yavuz Sultan Selim'in o zaman, Kızılbaş mezhepli 40.000 kişi öldürttüğü hakkında tarihlere geçmiş bir rivayet vardır Ancak, biz bunu pek şişirilmiş bir sayı bulmaktayız. Çünkü, bu Padişah devrine ait pek çok mahkeme defterleri hala elimizdedir. Bunlar üzerinde yaptığımız araştırmalarda, bu çapta kitle idamlarına rastlayamadık. Eğer öyle kanlı bir olay geçseydi, bu defterlerde yer alması zorunlu idi.' diyerek bu iddiaların gerçekçi olmadığını ifade etmektedir.

Sayıyı abartılı bulan bir diğer tarihçi Robert Mantran ise şöyle ifade ediyor, 'Göründüğü kadarıyla, bu (büyücü avı), özellikle olaylara bulaşan tımar sahiplerini yerlerinden atmak ve bilinen elebaşıları öldürmekten ibaret kaldı. 1513 ya da 1514'te olan 40.000 alevinin öldürülmesi efsanesinin destekleyen hiçbir kanıt yok elimizde; sayılar karşısında doğulu baş dönmesiyle alabildiğine damgalı görünüyor bu.'" - Ankara