Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Gümüş: AKP'den Alevi Sorununun Demokrasi ve İnsan Hakları...
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Av. Fevzi Gümüş Türkiye Devletinin AİHM'in zorunlu din dersi kararına itiraz etmesini değerlendirerek, "AKP'den Alevi Sorununun Demokrasi ve İnsan hakları bağlamında çözümü çıkmaz. Çocuklarımıza zorla Sünnilik öğretmek, mahkeme kararları varken zorunlu din dersini ısrarla uygulamak asimilasyon politikalarına devam etmek, kelimenin tam anlamıyla insan haklarına aykırıdır" dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Av. Fevzi Gümüş Türkiye Devletinin AİHM'in zorunlu din dersi kararına itiraz etmesini değerlendirerek, "AKP'den Alevi Sorununun Demokrasi ve İnsan hakları bağlamında çözümü çıkmaz. Çocuklarımıza zorla Sünnilik öğretmek, mahkeme kararları varken zorunlu din dersini ısrarla uygulamak asimilasyon politikalarına devam etmek, kelimenin tam anlamıyla insan haklarına aykırıdır" dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Av. Fevzi Gümüş, "Türkiye, AİHM'in zorunlu din dersi kararına itiraz etmiştir. Bu açıkça AKP'nin Alevilerin sorunlarını demokrasi ve insan hakları bağlamında çözmek istemediğinin; inanç özgürlüğü konusunda ikiyüzlü bir politik tutum içinde olduğunun göstergesidir. AİHM e yapılan bu itiraz 12 Eylül darbesinin ürünü olan zorunlu din dersi işkencesinin Alevi çocukları için sürdürülmesi dahası darbe hukukunun AKP eli ile yürütülmesi iradesidir. Siyasi İktidar AİHM'in 'İsteyen öğrencileri zorunlu din dersi uygulamasından muaf kılacak bir uygulamaya gitmesi' yönündeki kararını son anda temyize götürmüştür. AİHM, 2011'de açılan "Mansur Yalçın ve diğerleri" davasında eylül ayında oybirliğiyle aldığı kararda Türk hükümetinden zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini talep etmişti. Kararda, Türkiye'nin bu alandaki değişikliklerinin yetersiz olduğu belirtilerek devletin dini konulara ilişkin düzenlemelerde tarafsız olma yükümlülüğü hatırlatılmıştı. AİHM, Alevi inancına bağlı ebeveynlerin çocuklarında okul ile kendilerine özgü değerler arasında bir bağlılık çatışması yaratabileceğini düşünmekte haksız olmadıklarına vurgu yapmıştı" açıklamasında bulundu.
"SİYASİ İKTİDAR ALEVİ AÇILIMI KONUSUNDA İKİYÜZLÜ OLDUĞUNU GÖSTERMİŞTİR"
Fevzi Gümüş, "Görüldüğü üzere AHİM in kararı eğitim ve inanç özgürlüğüne uygun bir karardır. Siyasi İktidar eğitim hakkına ve inanç özgürlüğüne aykırı bir şeklide bu karara itiraz ederek "Dindar nesil yetiştirme misyonu" ile ayrımcı, ötekileştirici ve nefreti körükleyen politikaları sürdürmek istediğini ve Alevi Açılımı konusunda ikiyüzlü olduğunu göstermiştir. Bu ayrımcı ve ötekileştirici tutumun tam da Başbakan'ın Alevilere yönelik açılımı konuştuğu günlere rastlaması tesadüf değil; olsa olsa mızrağın çuvala sığmadığını göstermektedir. Eğitim sistemini içinden çıkılmaz hale getiren AKP Alevilere yönelik ayrımcı politikaları, alevi çocukları için zorunlu din derslerini devam ettirerek derinleştirerek sürdürmek istemektedir. AİHM'in, ebeveynlerinin dini inançlarına ve geleneklerine uymayan uygulama ve hareketleri yapmaya zorlamanın suç olduğu kararına karşı bu itiraz düpedüz dayatmadır. AİHM kararını görmezden gelerek uygulamaktan kaçınan AKP'nin hukuk tanımaz bu tutumu sürerken, Alevi açılımını nasıl yapacağı merak konusudur" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIMIZA ZORLA SÜNNİLİK ÖĞRETMEK ASİMİLASYON POLİTİKASI VE İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR"
Fevzi Gümüş, "Çocuklarımıza zorla Sünnilik öğretmek, mahkeme kararları varken zorunlu din dersini ısrarla uygulamak asimilasyon politikalarına devam etmek, kelimenin tam anlamıyla insan haklarına aykırıdır. 12 yıllık tecrübe de göstermektedir ki AKP, evrensel laikliğe uygun bir çözüm üretmek niyetinde değildir. AKP Hükümetinin ayrımcı politikalardan vazgeçmeyeceği artık anlaşılmıştır. Başta inançlı Müslümanlar olmak üzere, hepimize düşen görev, ayrımcılığı körükleyen ve ülkeyi kaosa sürükleyen AKP'ye karşı omuz omuza mücadele etmektir. Çünkü inancımızı tam yaşamanın yolu, başka inanç sahiplerinin de hiçbir baskıya maruz kalmadan olduğu gibi yaşamasını sağlamaktır. Sünnilerin Sünni gibi, Alevilerin Alevi gibi ve dolayısıyla bütün inanç ve dinlerin kendi inançlarına uygun olarak yaşayabildiği ve muhataplarının inançlarına saygı gösterdikleri bir ortamı yaratmak için öncelikle her inanca eşit mesafede durmasını bilecek bir devlet modelini yaratmak gerekir. Bu bakımdan laikliği, bireyin ve emeğin özgürleştirilmesini, devletin demokratikleştirilmesini savunan güçlerin Alevilerin zorunlu din derslerine karşı yürütmüş olduğu hukuki ve fiili demokratik mücadelede yanlarında olması, Alevilerin eğitimdeki gericileşmeye karşı zorunlu din derslerinin kaldırılması için 8 şubatta İstanbul'da yapacağı büyük buluşmada yanlarında olması önemlidir" ifadelerine yer verdi.