Akran Arabuluculuğu Uygulamasıyla Okullarda Yaşanan Şiddet Azalabilir"
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Görevlisi Barış Tuncer liselerde artan şiddet algısı hakkında bilgiler verdi.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Görevlisi Barış Tuncer liselerde artan şiddet algısı hakkında bilgiler verdi. Yaptığı araştırmalar sonucunda okulda şiddetin en önemli sebebinin aile içi şiddet olduğunu vurgulayan Tuncer, "Şiddet gören gençler kendilerine olan özgüvenini yitiriyor. Amerika'da akran arabuluculuğu uygulaması var. Öğrenciler arasında yaşanan sorunlara akran arabuluculuğu eğitimi almış diğer öğrenciler müdahale ediyor. Gençler birbirlerinin düşüncelerini, fikirlerini ve görüşlerini çok önemsiyor. Bu uygulama okullarda yaşanan şiddeti azaltabilir" dedi.
Şiddetin genel olarak sözel, fiziksel ve psikolojik olarak sınıflandırıldığını vurgulayan Tuncer, "Şiddetin sebepleri ve çeşitleri çok uzun bir liste oluşturabiliyor. Bunların başında sosyolojik sebepler, yoksulluk, işsizlik, kalabalık okullar, katı disiplin anlayışı, sosyo-kültürel faaliyetlerin yetersizliği gibi sebepler yer alıyor" diye konuştu.
"OKULLARDA ŞİDDET, BOYUT DEĞİŞTİRİYOR"
Okullarda yaşanan şiddetin öğrencilerin kendi aralarında, öğrenci velileri ve öğretmenler arasında artış gösterdiğini vurgulayan Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Bölümü Öğretim Görevlisi Barış Tuncer, "Okullarda şiddet artık boyut değiştiriyor. Şiddet kim tarafından ve ne zaman uygulanırsa uygulansın yanlıştır. Ancak eskiden öğretmenler tarafından öğrencilere uygulanan şiddeti görürken, artık öğrenciler öğretmenlerine hatta veliler öğretmenlere şiddet uygulayabiliyor" dedi. Öğrencilerin kendi aralarında birbirlerine uyguladıkları şiddetin oran olarak daha yüksek olduğunu dile getiren Tuncer, "Öğrenciler okullarda kendini güvende ve emniyette hissetmeliler. Bunun içinde detaylı olarak araştırmalar ve çalışmalar yapılmalı" diye konuştu.
"TOPLUM OLARAK ŞİDDETİ PROBLEM ÇÖZME ARACI OLARAK GÖRÜYORUZ"
Barış Tuncer, günümüz dizilerinde şiddet uygulayan kişilerin kahramanlaştırılması, şiddetle güç kazanmalarının ön plana çıkmasını olumlu bulmadığını söyledi. Bu tarz diziler nedeniyle toplum olarak şiddeti problem çözme aracı olarak görmeye başladığımızı dile getiren Tuncer, "Dizilerde şiddet uygulayan kişilerin kahramanlaştırılması, şiddetle güç kazanmaları insanlara empoze ediliyor. Lise dönemindeki gençler bir kimlik arayışı içinde oluyor. Çevresinde sağlıklı özdeşim kurabilecekleri rol modelleri olmadığı zaman gördükleri mafya karakterlerini model alabiliyorlar. Şiddet gören kişinin kendine özgüveni ve özsaygısı, kendine verdiği değer azalabiliyor. Bunun psikolojik çöküntülerinin yanında o da başkalarına şiddet uygulayabiliyor. Güçlü olan zayıf olana şiddet uygularsa, o da gücünün yettiğine şiddet uygulayacaktır. Aileden, öğretmenlerinden, arkadaşlarından, rol modellerinden şiddet gören çocuklar, gelecekte kendi çocuklarına da şiddet uygulayabilirler. Bu durum bir kısırdöngü içine girebilir" ifadelerini kullandı.
AKRAN ARABULUCULUĞU UYGULAMASIYLA SORUNLARI ÖĞRENCİLER ÇÖZÜYOR
Tuncer, okullarda şiddet oranının azalması için çok kapsamlı projeler başlatılması, üniversitelerin psikoloji, sosyoloji, psikolojik danışmanlık gibi bölümlerinden yararlanılması gerektiğini vurguladı ve "şiddetin disiplin aracı olmadığı herkese anlatılmalıdır" dedi. Amerika'da uygulanan akran arabuluculuğu uygulamasında öğrenciler arasında yaşanan sorunun yüzde 60 oranında azaldığını belirten Barış Tuncer, sözlerine şöyle devam etti:
"Akran arabuluculuğu, öğrencilerin kendi sorunlarını kendilerinin çözüme kavuşturmasına yardımcı olan bir uygulama. Öğrenciler arasında yaşanan sorunlara akran arabuluculuğu eğitimi almış diğer öğrenciler müdahale ediyor. Bu durum özellikle kalabalık okullarda sorunların bir nebze azaltılması için çözüm olabilir. Okuduğum bir makalede Amerika'da uygulanan okullarda öğrenciler arasında yaşanan sorunların yüzde 60 oranında azaldığı sonucu vardı.Uygulama İzmir'de pilot bölge olarak başlatıldı. Uygulama için, üniversitelerdeki öğretim üyeleri okullardaki rehber öğretmenlere eğitim veriyorlar, rehber öğretmenler ise öğrencilere eğitim veriyorlar. Daha sonra okullarda müzakere odaları oluşturuluyor ve öğrenciler arasında sorun yaşandığında, akran arabuluculuğu müzakere eğitimi almış öğrenciler eşliğinde bir araya geliniyor. Burada sorun konuşuluyor, tartışılıyor ve uzlaşılıyor. Daha sonra da öğrenciler protokol imzalayıp odadan ayrılıyorlar. Ergenlik dönemindeki gençler birbirlerini model olarak alıyorlar ve bu yüzden düşüncelerini, fikirlerini, görüşlerini çok önemsiyorlar. Benzer dilleri konuşup birbirlerini anlıyorlar. Yaşanan sorunlara öğretmen ve idarecilerin çözüm üretmelerindense kendi aralarında sorunu çözmeye yönelmeleri, bunu öğrenmeleri güzel bir durum."
"ÇATIŞMA SOSYAL HAYATIN BİR PARÇASIDIR"
Gençlere sorunların çözümünün şiddetle olmayacağını, çatışmaların sosyal hayatın bir parçası olduğunu söyleyen Barış Tuncer, "Günlük hayatımızda birçok çatışma yaşıyoruz. Bunun normal ve olağan bir durum olduğunu, çatışmaların yapıcı ve olumlu bir şekilde çözümlenebileceğini öğrencilere öğretmek gerekiyor. Okullarda çatışma çözme, öfkeyle baş etme, davranış kontrolü, empati becerileri gibi eğitimler verilmeli. Şiddeti sıfırlayıp ortadan tamamen kaldıramayabiliriz ama en azından mümkün olduğu kadar azaltmak, herkesin çok daha az zarar görmesini sağlamak amacımız olmalı" diye konuştu.
(-VİDEO) - İstanbul