Haberler

Akıncı Üssü Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya, sanık eski Konya 3. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Haluk Şahar'ın savunmasıyla devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davaya, sanık eski Konya 3. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Haluk Şahar'ın savunmasıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada savunma yapan Şahar, FETÖ'nün darbe girişimini şiddetle kınadığını, olaylardan zarar gördüğü için davaya müdahil sıfatıyla katılmak istediğini söyledi.

Şahar, Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının 15 Temmuz 2016'da Moda Deniz Kulübündeki düğününe katılmak üzere bir gün önce ailesiyle İstanbul'a geldiğini, bu nedenle 15-16-17 Temmuz günlerini kapsayan 3 günlük idari izne ayrıldığını anlattı.

İzni nedeniyle vekaletini yönergelerde belirtildiği şekilde 3. Ana Jet Üs Komutanlığındaki en üst rütbedeki pilot albay Mustafa Ertürk'e bıraktığını belirten Şahar, düğünü beklerken saat 18.30 civarı havadaki uçakların indirilmesi mesajının geldiğini duyduğunu, Ertürk'e konuyu sorduğunu, bu konuda bir mesaj gelmediği yanıtını alması üzerine saat 19.19'da normal düğün faaliyetine devam ettiğini aktardı.

Düğün sırasında saat 21.30-21.50 sıralarında, Hava Kuvvetleri Komutanının tüm komutanları çağırdığına dikkati çeken Şahar, şöyle konuştu:

"Diğer birlik komutanlarıyla, Hava Komutanının bulunduğu yerde toplandık. Kendisi tuhaf bir şeyler olduğunu, havada uçağı olanların divan-ı harplik olacağını söyledi. Birlik komutanlarının birliklerini arayarak havada uçağı olup olmadığını sormalarını, hiçbir şekilde kalkış olmayacağını, pistin kontrolsüz iniş ve kalkışa engel olunması amacıyla kapatılması emrini verdi. Ben de vekalet verdiğim Hava Pilot Kurmay Albay Mustafa Ertürk'ü resmi telefondan arayarak emri ilettim. Bir kalkışma olduğunu buna karşı olduğumu, taraf olmadığımı buna karşı Hava Kuvvetleri Komutanı ile koordineli gerekli tedbirleri almaya çalıştığımızı, pistin iniş ve kalkışlara karşı kapatılmasını, hiçbir şekilde kalkışın olmaması gerektiğini söyledim. 'Şu anda havada uçağımız var mı?' diye sordum. Kendisi havada uçağımızın olmadığını söyledi. Ayrıca kendisine bu tür kalkışmaya katılan varsa engellenmesini ifade ettim. Üssün kapatılmasını, darbeye karışacaklara karşı tüm tedbirleri almasını ilettim."

"Konya Valisini aradım"

Sanık Şahar, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir grubun darbeye kalkıştığını anlamasıyla saat 22.47'de Konya Jandarma İl Komutanı ve Konya Valisini sık sık aradığını, kalkışmaya karşı alınacak tedbirleri konuştuklarını savundu.

Telefon görüşmelerinde, darbeye karşı olduğunu, bu girişime yönelik her türlü tedbirin alınması şeklinde sözler sarf ettiğini ileri süren Şahar, bundan sonraki süreçte de vekaletini bıraktığı Ertürk, Konya Valisi gibi isimleri arayarak gerekli tedbirlere ilişkin görüştüğünü iddia etti.

Sanık Haluk Şahar, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın toplantıda, Mehmet Şanver'e, "Hava kuvvetleri harekat merkezinin darbeciler tarafından ele geçirildiği, bu nedenle Eskişehir'de bulunan bölge hava harekat merkezinin faaliyete geçeceği, bu merkezin dışından gelecek hiçbir emre, mesaj ve direktife cevap verilmeyeceği ve dikkate alınmayacağı" konusunda bir mesaj yazmasını söylediğini anlattı.

Kendisinin de bu emirleri, Mustafa Ertürk'e ilettiğini, saat 23.30 civarında, toplantı halindeyken odanın kapısının birden açıldığını, kamuflajlı, tam teçhizatlı, uzun ve kısa namlulu silahlı askerlerin içeri girdiğini ifade eden Şahar, şu bilgileri verdi:

"Darbeci askerler, Hava Kuvvetleri Komutanına hitaben 'Komutanım sizin emniyetinizi almak için buradayız' dediler. Komutanımız da 'Böyle bir talebim olmadı. Alacaksanız da dışarıda alın.' dedi. Ancak darbeciler salonun kapısında beklediler. O sırada salondan dışarı çıkmaya çalışan bir general darbeci askerler tarafından kolundan tutularak içeriye itildi. Bunların başlarında bana bağlı birlik 135. MAK Filo Komutanlığında MAK tabur komutanı olan Gökhan Maldar binbaşıyı görünce şaşırdım. Ön tarafta bulunan ve simasını tanıdığım aynı birlikte görev yapan darbeci astsubayın üzerine yürüyerek, bu yapılanın hainlik olduğunu, bundan vazgeçmeleri gerektiğini söyledim. Kendisi de 'Bizi zor kullanmaya mecbur etmeyin.' diyerek beni itti. Daha önce de ateş edildiği için bulunduğum odadakiler geri gelmemi söylediler. Daha önce kurmay albay Mustafa Ertürk'e 'Havada uçak var mı?' diye sorduğumda kendisi sadece uçaklarla ilgili bilgi vermişti, helikopterle ilgili bilgi vermemişti."

"Komutanımız Başbakan'a ulaşmaya çalışıyor ama ulaşamadı"

Askerler kapıda beklerken, odada kaldıkları süreçte, Mustafa Ertürk, Konya Valisi, Konya İl Jandarma Komutanı ile görüşmeler yaptığını bildiren Şahar, Mustafa Ertürk'e, "MAK tabur komutanı burada, dönünce tıktırın bunları içeri.", Konya Valisine de "Moda Deniz Kulübünde esir alındık, polise haber verin." şeklinde mesaj çektiğini aktardı.

Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal'ın bu sırada, Başbakan Binali Yıldırım'a ulaşmaya çalıştığını, Konya Valisine, "Komutanımız Başbakan'a ulaşmaya çalışıyor ama ulaşamadı." şeklinde de mesaj gönderdiğini iddia eden Şahar, bundan sonra yaşananları şöyle anlattı:

"Valiye tekrar polise haber verebildiniz mi diye sordum, bilgi verdiğini söyledi. Ardından askerler tekrar içeri girdi. Abidin Ünal ayağa kalkarak dışarı çıktı. Kendisini Akıncı'ya kadar bir daha görmedim. Bizi yere yatırıp ters kelepçe taktılar, silah atışı da oldu. 8 general istif şekilde helikoptere bindirildik. Birkaç kez yakıt aldıktan sonra sabah saat 04.30 civarı Hava Harp Okuluna indirildik, öğrenci yatakhanelerinin en üst katına yerleştirildik. Sabah saat 07.00 gibi tekrar helikoptere bindirildik, saat 09.00-10.00 gibi Akıncı Üssü'ne indik. Ellerimizi, ayaklarımızı, gözlerimizi bağladılar, bir yere kapattılar. Öğlene doğru 'Kurtuldunuz, dost birlikler' diye ses duydum. Ellerim ve ayaklarımdaki kelepçeleri kestiler, dışarı çıktım."

Şahar, kurtarılan generallerle TAİ'ye gittiklerini, bu sırada kurtulduğunu Mustafa Ertürk'e ilettiğini, ayrıca "135. filoya bağlı helikopterler nasıl oldu da İstanbul'a geldi bu konuyu neden bildirmedin." dediğini aktardı.

Burada yaptıkları toplantıda, Abidin Ünal'ın birliklerin başına dönülmesi emrini verdiğini dile getiren Haluk Şahar, "Mehmet Şanver, 'İstanbul'a gidelim, oradan herkes görev yerine gitsin.' dedi. Sabiha Gökçen Havalimanında ifademizin alınacağı söylendi. Burada gözaltına alındık, 18 Temmuz'da tutuklandım." dedi.

Sözde atama ve sıkıyönetim listesinde adının geçtiğini belirten Şahar, bu listeyi mahkemeye çıkarıldığında duyduğunu savundu. Şahar, koordinasyon ve hazırlık toplantılarının hiçbirine katılmadığını öne sürdü.

Elleri bağlı şekilde kapıda 7-8 nöbetçi beklerken, Akıncı Üssü'nde darbeyi koordine etmesinin mümkün olmadığını iddia eden Şahar, kurtarıldıktan sonra Korgeneral Mehmet Şanver'den Konya'ya dönmek için talepte bulunduğunu, Şanver'in talebi üzerine onunla İstanbul'a gittiğini, İstanbul'a gitmenin kendi inisiyatifiyle gerçekleşmediğini anlattı.

FETÖ'nün darbe toplantılarına katılmadığını, yönetici olduğu belirtilen kimseyle görüşmediğini savunan Şahar, örgütün haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, FETÖ'ye ait yayınlara abone olmadığını, kendisi, eşi ve çocuklarının örgütün okulları ve dershanelerine gitmediğini ve Bank Asyada hesabının bulunmadığını ileri sürdü.

Kendi isteğiyle gittiği emniyet müdürlüğünde, cüzdanında 3 dolar bulunduğunu, bu paraların yanı sıra 300 doların daha cüzdanında yer aldığını dile getiren Şahar, "Başkalarını bilmem ama bu dolarların benim için para değeri dışında anlamı yoktur. Zaten olsaydı İstanbul'a gidip gözaltına alındığım saate kadar cüzdanımdan çıkarırdım, kendi elimle teslim etmezdim." ifadesini kullandı.

Meslek hayatı boyunca görevini askeri hiyerarşi içinde en iyi şekilde yerine getirmek için kanunlara mutlak itaat bilinciyle çalıştığını savunan Şahar, "Devletime, milletime, bayrağıma, halkımın seçtiği cumhurbaşkanımıza, meclisimize, hükümetimize ve tüm bunları bize sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, hayatlarını gözünü kırpmadan feda eden şehitlerimize bağlılığım her zaman olduğu gibi şimdi de tamdır. Bu mahkeme suçluyu suçsuzu ayıracak süreçtir." diye konuştu.

Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Şahar, darbe karşıtı olan ve Akıncı'ya zorla getirilmek istenen 8 generalden 4'ünün hiç tutuklanmaması, 3'ünün tutuklanıp serbest bırakılması karşısında bu kişilerle aynı durumda olmasına rağmen bir yılı aşkın süredir tutuklu olmasının hukuk ve vicdan kavramı içinde yer almadığını savundu.

Sanık Şahar, "Hain darbe girişimini yapan şahsiyetsiz FETÖ terör örgütünü, terörist başı Fetullah Gülen'i ve bunları destekleyen alçakları, hain darbe girişimini lanetliyorum." dedi.

Daha sonra Şahar'ın çapraz sorgusuna geçildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın sorusu üzerine Şahar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın, Hakan Evrim ile yaptığı konuşmayı duyduğunu, Ünal'ın Evrim'e "Havada uçaklar uçuyor, darbe mi yapıyorsunuz? Sizi divanı harbe veririm." şeklinde konuştuğunu söyledi.

Kaynak: AA / Güncel
Tunceli'de kayyum gerginliği! Polis barikatını aşmak istediler

Polisle kalabalık arasında arbede çıktı

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

44 il için alarm! İstanbul'da deniz ulaşımı durma noktasına geldi, uçaklar inemiyor

İstanbul'da deniz ulaşımı durma noktasına geldi, uçaklar inemiyor

title