Akil İnsanlarla Toplantı 4,5 Saat Sürdü
Celalettin Can; "Madem ki biz barış diyorsak kullandığımız dil ne olacak? Kamuoyunda kullanılan dil, muktedir dili, üstten bir dil, 'terör', 'terörist' gibi kavramlar var."
Hülya Koçyiğit; " Türkiye'de yıllardır akan kanın durması için Türkiye için geleceğimiz evlatlarımız için anaların gözyaşlarının artık dinmesi için mutlaka Türkiye barış ve çözüm getirmeli"
Celalettin Can ; "Madem ki biz barış diyorsak kullandığımız dil ne olacak? Kamuoyunda kullanılan dil, muktedir dili, üstten bir dil, 'terör', 'terörist' gibi kavramlar var. Bunlardan biraz vazgeçmek gerekir, biraz barışın dilini kullanmak gerekir. Bunu ifade etmeye çalıştık"
İzzettin Doğan; "Gizli kapaklı bir şey yok. Sayın Başbakan heyetiyle birlikte masa etrafına davet edilmiş arkadaşlardan barış sürecine destek vermelerini bir de bu konuda sorumluluk yüklenmelerini istedi. Bunun çeşitli cepheleri tartışıldı"
Haber: Taner YENER - Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL, (DHA)
Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen Akil İnsanlar heyeti ile Başbakan Erdoğan arasındaki ilk toplantı 18.00 sıralarında başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasıyla başlayan toplantının ardından heyet üyelerine yemek ikram edildi. Toplantıya, yurt dışında bulunduğu öğrenilen Star gazetesi yazarı Fadime Özkan'ın dışında tüm üyeler katıldı. Yaklaşık 4,5 saat süren toplantı sonunda heyet üyelerinin tümüne müzik CD paketi ile kadınlara fular, erkeklere ise kravat hediye edildi. Toplantıdan, ilk ayrılan isim Orhan Gencebay oldu. Gencebay'ın televizyon çekimi nedeniyle toplantıdan erken ayrıldı. Toplantı sonrası heyetten bazı isimler basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
BİR ANNE OLARAK YER ALIYORUM
Akil insanlar Marmara Bölgesi heyeti üyesi sanatçı Hülya Koçyiğit: 'Türkiye'de yıllardır akan kanın durması için Türkiye için geleceğimiz evlatlarımız için anaların gözyaşlarının artık dinmesi için mutlaka Türkiye barış ve çözüm getirmeli. Çözümü üretmeliyiz ve barışın tesis edilmesine hep beraber inanarak çabalamalıyız. Önerim elbette ki oldu. sadece benim değil. Heyetin önerileri oldu. Zaman içerisinde çalışmalar hep beraber yürütülecek. Burada önemli olan toplumsal barışın sağlanması. Bunun tesis edilmesi için de gerçekten iyi niyetli çabalara barış çabalarına bütün kalbimle destek veriyorum. Ben anaların ağlamamasını istiyorum. Anaların artık gözyaşlarının dinmesini istiyorum ve her şeyden önce burada bir anne olarak yer alıyorum"
BÖLGELERE GİTME GRUPLARIN İNSİYATİFİNDE
Doğu Anadolu Bölgesi üyesi Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan: 'Gizli kapaklı bir şey yok. Sayın Başbakan heyetiyle birlikte masa etrafına davet edilmiş arkadaşlardan barış sürecine destek vermelerini bir de bu konuda sorumluluk yüklenmelerini istedi. Bunun çeşitli cepheleri tartışıldı. Herkes kendisi açısında neler yapabileceğini yada nelerin yapılmasının zor olduğunu ifade ettiler. Bu konuda da sayın Başbakan notlarını aldıktan sonra kendi görüşlerini özetlemiş oldu. Hem cevap niteliğinde hem de bu toplantının amacının ne olduğunu yani bunun bir özet kişiler topluluğu olduğunu, tabiki toplumda büyük kitlelerin aynı düzeyde olabileceğini bildiğini, ama herkesi oraya çağırmanın mümkün olmadığını bir özet kitle olarak bulunduğumuzu ifade ettiler. Beraber yemek yedikten sonra zaman zaman yine sorular oldu. O sorulara cevaplar verildi ve gruplar oluşturularak arkadaşlar dağılmış oldu. Çalışma süresi 1 aydı. Başbakan bir arkadaşın yaptığı öneriyi kabul etti 2 ay olarak devam edebilir diye söylediler. Bölgelere gitme tamamen grupların kendi insiyatifine bırakıldı. Gruplar kendi aralarında kararlaştıracaklar."
İç Anadolu Bölgesi üyesi siyaset bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil: 'Süreç başlamış durumda zaten. Sürecin içeriğini, barışın hangi koşullarda olacağı hangi aşamalardan geçeceği zaten hükümetin tasarrufunda. Bizlerden beklenen toplumun o direnci varsa o direncini anlamak o doğrultuda ikna etmeye çalışmak barışa. Küçük gruplar savaşabilir ama barış bütün toplumun kazancıdır. Nasıl bir program uygulamayacağımız, sanatçıların hangi sanatsal faaliyetleri, bilim adamlarının hangi açıklamaları yapacağı, gazetecilerin nasıl topluma yaklaşacağı heyetin kendisi her bölgenin kendi koşullarına göre belirleyecektir. Çok net bir program yok. Bu program vakit ilerledikçe daha netleşecek, farklı şekiller alacak belki. Gittiğimiz bölgelerde insanları tanıyacağız. Oradaki toplulukların neye itiraz ettikleri neye katıldıkları ortaya çıktıkça durum daha çok netleşecektir. Bizim görevimiz yani bu heyetin görevi barışı mayalandırmak. Tamamen bir sivil toplum hareketidir."
DİYARBAKIR CEZAEVİ'YLE İLGİLİ KOMİSYON ÇALIŞMASI
İç Anadolu Bölgesi üyesi 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can: 'Madem ki biz barış diyorsak kullandığımız dil ne olacak' Kamuoyunda kullanılan dil, muktedir dili, üstten bir dil, 'terör', 'terörist' gibi kavramlar var. Bunlardan biraz vazgeçmek gerekir, biraz barışın dilini kullanmak gerekir. Bunu ifade etmeye çalıştık. Sayın Başbakan Erdoğan'ın buna yanıtı 'Yasalar çerçevesinde bunu yapabiliyoruz' oldu.' dedi. Diyarbakır Cezaevi'yle ilgili komisyon çalışmasına değinen Can: 'Diyarbakır'da ne yaşandı, Kürt halkının başına neler geldi, bunu ülkenin batısına anlatabilme çerçevesinde Diyarbakır Adalet Komisyonu Çalışması'nı bütün batıda yaygınlaştırabilir miyiz' diye görüş geliştirmeye çalıştık. 'Ülkenin batısı, Kürt kardeşlerimizin başına neler geldi, bunu bizzat bu komisyondan öğrenebilir mi?' diye bir teklifte bulunduk ve bunu bir komisyon çalışması olarak ele almayı düşündüğümüzü söyledik. Buna bir yanıt verilmedi ama bu çalışmayı sürdürmeye çalışacağız. Şunu söylemeye çalıştık; gerçekten barış istiyorsak, gerçekten Kürt kardeşliği diyorsak, bu insanlarla yan yana yaşamak istiyorsak, dilimizi değiştirmemiz, barışın dilini geliştirmemiz, muktedir dilinden vazgeçmemiz gerekir diye görüşlerimiz oldu. Başbakan Erdoğan, 'Yasalara göre konuşuyorum, terör ve terörist kavramı bellidir, ben ona göre söylüyorum' diye yanıt verdi."
SİZ NE AKP'NİN NE HÜKÜMETİN TEMSİLCİSİSİNİZ
Ege Bölgesi üyesi siyaset bilimci Prof. Baskın Oran: 'Bu daha önce denenmiş bir olay değil.Türkiye'de ilk defa vuku bulan bir girişim. Dolayısıyla burada bu 63 kişi birbirimizle tanıştık kartvizitlerimizi birbirimize verdik. Bundan sonra neticeye gitmek için ne yapmak lazım. Beni Ege grubuna vermiştir. Her grup kendi arasında toplanacak, maillerle, telefonlarla haberleşecek. Mesela, 'İzmir'e gidip bir hafta kalmak mı gerekiyor' yoksa 'gidip günübirlik dönmek mi gerekiyor' nasıl bir yöntem izlenecek. Nasıl bir yöntem olacak işin lojistiği ne olacak. Hangi gruplarla ve örgütlerle görüşülecek. Bu görüşmeler sırasında ne konuşulacak. O insanlar size ne diyecek. Siz o insanlara ne diyeceksiniz. Burada beni memnun bırakan bir husus oldu o da sayın Başbakan dedi ki 'Siz ne AKP'nin, ne hükümetin temsilcisisiniz ayrıca sizin orada ne söyleyecekle sizin bileceğiniz iştir' sadece bu barış sürecine katkı bekliyoruz sizden? dedi. Tamam bu beni rahatlatır. Ben Türkiye'nin en büyük sorunu olan Kürt sorununun suhuletle hem Türkiye için hem de bölge için nasıl çözülebileceği konusunda katkı yapmaya gelenlerden sadeci bir tanesiyim. Bu bir tanışma toplantısından ibaretti.ö dedi. Oran, verilen hediyelerle ilgili, 'Kalın bir kitap var. Birde kravat var. İşin kötüsü hayatta kravat takmayan adamın benim 3-4 kravatım var. Karımda devamlı kravat alıp duruyor." diye cevapladı.
Doğu Anadolu Bölgesi Başkanı TESEV Başkanı Can Paker: 'Çok söyleyecek bir şey yok çünkü yeni başlıyor. Bu işlerde sahaya çıkmadan sürecin ne olduğu, nereye, nasıl gideceğini bilemezsiniz. Biz içeride sadece bu işin başlangıcının çerçevesiyle ilgili konuştuk' dedi. Paker, 'Bölgeye ne zaman gitmeyi planlıyorsunuz?' sorusuna Paker, 'hemen' cevabını verdi. Akdeniz Bölgesi üyesi sanatçı Kadir İnanır: '5 saatlik bir toplantıyı size 1 dakikada anlatamam"