Akil İnsanlar Manisa'da Gazetecilerle Bir Araya Geldi

Çözüm süreci ile ilgili olarak oluşturulan Akil İnsanlar Ege Bölgesi Heyeti, Manisa'da gazetecilerle bir araya geldi. Toplantı yaşanan bayrak krizi nedeniyle gergin başladı.

Çözüm sürecine destek vermek için belirlenen Akil İnsanlar Ege Bölgesi Heyeti'nin 8 üyesi, Manisa Anemon Otel'de yerel ve ulusal basın mensuplarıyla buluştu. Tarhan Erdem başkanlığındaki heyette Avni Özgürel, Hasan Karakaya, Fadime Özkan, Fuat Keyman, Gazeteci Yazar Fehmi Koru ve Baskın Oran yer aldı. Arzuhan Doğan Yalçındağ, uçağının tehir etmesi sebebiyle toplantıda yer almadı. Toplantının yapılacağı otel önünde İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri geniş güvenlik önlemleri alırken, otelin etrafı polis barikatlarıyla çevrildi ve otele giren çıkan herkes kimlik kontrolünden geçirildi.

Toplantının başında Manisa'da Günebakış Gazetesi'nin imtiyaz sahipliğini yapan işadamı Mevlüt Çırakoğlu, salonda Türk bayrağının olmadığını belerterek, elindeki Türk bayrağını heyetin açıklama yaptığı masaya doğru götürdü. "Bu salonda Türk bayrağı yok. Böyle açıklama yapmayı kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz?' diyen Çırakoğlu, güvenlik ekiplerince dışarı çıkarıldı. Grup Başkanı Tarhan Erdem, "Türk'e Türk bayrağı veriyorsunuz. Bu toplantıyı provoke etmeyin" diye seslendi. Erdem, "Her gittiğimiz ilde böyle provokatörler, sabatörler var. Manisa'da medya buna izin vermemeliydi. Üzülüyoruz" dedi.

Çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti'ni anlatan Tarhan Erdem, "Başbakan Erdoğan, bizim gibi 63 kişiyi bir araya getirdi ve 7 bölgede Akil İnsanlar heyetlerinin tura çıkıp bu süreci anlatmalarını istedi. Bizden istenen halkı dinleyip onların fikirlerini almak ve bizim bu konuyla ilgili fikirlerimizi ortaya koymaktır. Biz bu toplantılardan önce buluşup konuşmuş insanlar değiliz. Hepimizin aynı fikirleri var. Şahsi fikirlerimizi söylüyoruz. Bugüne kadar 5 ili gezdik. Herkese ulaşıp konuşmaya çalışıyoruz. Bu heyetin belli ve bir formatta yazılan bir fikri yok. Kimse bize karşı ön yargılı olmasın. Biz çözüm sürecinin doğru olduğuna inan insanlar topluluğuyuz" dedi.

Bir gazetecinin Türkiye'nin üniter devlet yapısı konusundaki endişeler ve çözüm sürecinin başarılı olmaması noktasında nelerile karşılaşacağı hakkındaki soruya yanıt veren Baskın Oran ise, "Üniter devlet merkezden yönetilen devlet demek değildir. Merkezden yetkilerin verilip, merkezden yetkilerin alındığı devlettir. Bu durumda farklılığı olan bazı bölgeler İzmir, Diyarbakır gibi kendilerine uymayan bir takım şeyleri uygulamak zorunda kalıyorlar. Bu nedenle Türkiye'nin başının belası olan merkezden her şeyin karar verilmesi ve bölgeye empoze edilmesi olayı federal devlet ile ilgisiz bir olaydır. Üniter devlette yapılan bir şeydir. Bu nedenle bunu üniter devlet yapısına aykırı kabul etmek hiç doğru değildir. Çözüm olmazsa 'Şekil-1'e döneriz. Kanın durdurulmasından önceki döneme döneriz. Türkiye'de şuanda tam 4 aydır tabut gelmiyor" dedi.

Heyet Başkanı Erdem, "Biz çözümün gerektiğine inanıyoruz. Çözüm olmazsa Türkiye için çok büyük kaos olur. Çözüm olmalıdır ve olacaktır. Karşı olanlar vardır ama hep beraber bunu sağlayacağız. Çözümün bir parti ile ilgisi yok. Bu mesele 76 milyonun melesidir. Bu ülke bundan önce meselelerini nasıl çözdüyse bunu da öyle çözecektir" diye konuştu.

"TÜRKİYE BAŞKANLIK SİSTEMİ İÇİN HAZIR DEĞİL"

Bir gazetecinin "Çözüm sürecinin sonunda başkanlık sistemi gelecek mi?' sorusuna yanıt veren Tarhan Erdem, "Türkiye başkanlık sistemi için bana göre hazır değil. Çünkü yerel yönetim anlayışı daha yerleşmedi. Türkiye'de yerel yönetim yok, merkezin ajanları, memurları var. Belediyelerin yetkileri çok sınırlıdır. Yerinden yönetim yok çünkü Türkiye'de güçlü bir azınlık var. Başkanlık rejimi bence bu bakımdan yanlıştır. Dışarıda Sayın Erdoğan'ın başkan olacağı konuşulmakta. Ama ben halkın Recep Tayyip Erdoğan'ın başkan olmasına izin vereceğine inanmıyorum. Bana sorsalar 'Hayır' derim" dedi.

Gazeteci Fehmi Koru da, "Bizim parlamenter sisteminde oluşumuz tarihimizle ilgilidir. Ben Türkiye'de doğru olan sistemin parlamenter sistem olduğuna inanıyorum. Bu sistem kolay kolay değişmez" dedi.

PKK'nın varlığının bugüne kadar tüm seçim sonuçlarını etkilediğini iddia eden Koru, "Türkiye PKK üzerinden hesaplaşma yapanlar var. Türkiye dünyada ve bölgesinde büyük bir değer kazandı. PKK'yı bugüne kadar destekleyen ülkeler bugün Türkiye'yi destekliyor. PKK'nın arkasından çekildiler. Bugün Türkiye'nin önüne açacak doğru bir süreç var. Bundan sonra Türkiye refahını koruma yönünde adamlar atarsa yumuşak karnı da olmaz ve daha etkin bir güç olur" diye konuştu.

Türkiye'de Kürt meselesi yüzünden toplam 13 partinin kapatıldığını savunan Baskın Oran, "Ben Kürtlere anayasada haklar verilmesine karşıyım. Çünkü hak herkese verilir. Bir zümreye verilmez" dedi.

"AYSEL TUĞLUK'UN O SÖZÜ SÖYLEMİŞ OLDUĞUNA İNANAMIYORUM"

Yine bir gazetecinin BDP Milletvekili Aysel Tuğluk'un "Bir tek gerillanın burnu kanarsa bunun hesabını sorarız" açıklamasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Tarhan Erdem, "Türkiye'de çözüm konusunda ileriye gidildikçe BDP'nin politikası itibarsızlaşacak. Özgürlük geliştikçe, demokratikleşme daha ileriye gittikçe o zaman orada kaba güçle kepenk kapatma, iş makinesini yakma emirleri itibar görmeyecek. Bizim ne kadar haklarımız varsa Kürtlerin de o kadar hakkı olmalı. Demokratikleşme olduğu sürece her türlü sertlik yok olacaktır. Ben Aysel Tuğluk'un o sözü söylemiş olduğuna inanamıyorum. Aysel Tuğluk, sert gibi görünen yumuşak bir hanımefendidir. Gazete bunun ne kadarını almıştır. Bazı haberler birebir doğru yazılmıyor. Kendimiz okuduğumuz zaman bile 'ben bunu nasıl söylerim' dediğimiz oluyor. Dolayısıyla bir sözden hareketle bir topluluğu değerlendirmeyelim" dedi.

Toplantı sırasında bir gazeteci Akil İnsanlar Heyeti'ni kara kalemle çizdi. Tarhan Erdem, Avni Özgürel, Hasan Karakaya, Fadime Özkan, Fuat Keyman, Fehmi Koru ve Baskın Oran'ı ve bulunulan ortamı not kağıdına çizen gazeteci, ilginç görüntüler oluşturdu. - MANİSA