Akhisar Milletvekilinin Soma Gözyaşı
Soma maden faciasıyla ilgili duruşmayı izmelek için gelen CHP heyeti arasında yeralan CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin basına açıklama yaptığı sırada gözlaşlarını tutamadı.
Soma maden faciasıyla ilgili duruşmayı izmelek için gelen CHP heyeti arasında yeralan CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin basına açıklama yaptığı sırada gözlaşlarını tutamadı. Tekin, "Basından ve gazetelerden yani sizlerin aracılığıyla bu zamana kadar izliyorduk, izlemeye çalışıyorduk. Soma mağdurlarının eşleriyle, anneleriyle, babalarıyla, çocuklarıyla görüşünce olayın, daha vahim olduğunu ne ekonomik olarak ne şirket olarak ne de devlet olarak sahip çıkılmadığını gördük. Bir Müslüman Türk insanı olarak bundan hicap duydum, utanıyorum. Biraz önce bu acıyı bu kadar içinde yaşayarak hissederek, toplumun huzuruna sizin huzurunuza çıkmayı istemezdim ama lütfen bu sese kulak verilsin" dedi
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşması, yoklamayla başladı. Duruşmada ilk olarak, tutuksuz sanıklardan üretim biriminde görevli Vardiya Amiri Halil Sarı'nın sorgusu yapıldı. Kendisine yöneltilen sorular üzerine, üretim zorlaması ve üretim artmasına yönelik prim alındığına ilişkin herhangi bir baskı olmadığını, maaşlarının değişmediğini söyleyen Halil Sarı, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın resmi tatillerde üretim yapılıp yapılmadığına yönelik sorusu üzerine ise, 'Kesinlikle yapılmaz diyemem" yanıtını verdi.
SANIK AVUKATLARI AİLELERİN GÖRÜNTÜLENMESİNİ İSTEDİ
Soma Kömür İşletmeleri İşletme Müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit, Halil Sarı'ya sorularını yönelttiği sırada ailelerin avukatları, soruların mahkemeyi uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle tepki gösterdi. Salondaki madenci ailelerinin de tepki göstermesi üzerine, Avukat Yusuf Koçyiğit de, adil yargılanma sürecinin müşteki avukatları tarafından sabote edildiğini, sanıkların maden şehidi aileleri ve birçok kişi tarafından hakarete uğradığını ileri sürdü. Yusuf Koçyiğit daha sonra da, 'Sayın Mahkeme Başkanım, adil yargılanma ve savunma güvenliği ihlal edilmektedir. Sanıklara yapılan tehditler ve hakaretlerin ses ve görüntü kaydı alınarak engellenmesini istiyorum. Biz de faillerin en ağır cezayla cezalandırılmasında hem fikiriz. Ama bize müsaade etsinler. Artık kime hakaret etmesin" dedi. Bunun üzerine madenci avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, 'Uzatmaya da çalışsan tahrik de etmeye çalışsan o işçiler buraya gelecek. Bu ailelere hakaret etme" diye karşılık verdi. Mahkeme salonunda yaşanan kısa süreli gerginliğe Başkan Aytaç Ballı müdahale etti.
TEMİZ HAVA BÖLÜMÜYLE İLGİLİ BİLGİ VERİLMEDİ
Duruşmada, sorgusu yapılan tutuksuz sanıklardan Vardiya Mühendisi Saltuk Alpdemir de, madende olaydan üç ay önce çalışmaya başladığını anlatı. Alptekin, 200'ün üzerinde cenazenin çıkarıldığı S panolarının hemen üzerinde yer alan sığınma yeri olan temiz havanın bulunduğu 340 nefeslik alanla ilgili işçilere bilgi verilmediğini ancak amirlerin işçileri o bölüme yönlendirebilecek kapasitede olduğunu savundu. Avukat talep etmeyen sanıklardan üretim biriminde görevli Vardiya Mühendisi Ömer Değirmenci ise, madende çalışmayı sürdürmenin gerekçesi olarak, 'Olayın ne olduğu çözülünceye kadar yardım etmenin uygun olduğu düşündüm. Bu nedenle de çalışmaya devam ediyorum" dedi. Üniversite eğitimi dışında herhangi bir iş güvenliği eğitimi almadığını söyleyen Değirmenci ayrıca, madende üretim zorlaması yapılmasının ters tepeceğini ileri sürdü.
O ALANA GİRSELERDİ, KURTULURLARDI
Vardiya Mühendisi Fahri Pancar da, avukatların kendisine yönelttiği sorulara, 'İş güvenliğine dair bir eğitim verilmedi. Acil eylem planından herim yok ve ocakta tatbikat yapılmadı. Ocaktaki sığınma yeri olan 340 nefeslik alana 5 kişi sığındı. Diğer işçiler, bu alandan 300 metre gerideydi" dedi. Tutuksuz sanıklardan üretim mühendisi Mehmet Avcı da, 340 nefeslik alanın yeryüzüne çıkışı var mıydı' şeklindeki soruya, 'Var mıydı yok muydu bilmiyorum ama eğer o alana girselerdi çıkmasalar da kurtulurlardı" görüşünü ifade etti. Sanıklardan vardiya mühendisi Hilmi Karakoç da, acil durum eylem planından haberdar olmadığını söyledi. Üretim Mühendisi Caner Uysal ise sorgusunda, olaydan önce kazanın olduğu bölüme hiç gitmediğini, ocak içerisinde de herhangi bir kurtarma tatbikatı yapmadıklarını anlattı.
GÖREVLERİNİ, KAZADAN SONRA OKUMUŞ
Ocakta hazırlık bölümünde daimi nezaretçi olarak görev yapan ancak olay sırasında evlilik izninde bulunduğunu ifade eden Mehmet Erez, üretimden bağımsız olarak bacaların, kendilerinden istenilen yönde yapılmasını sağladıklarını söyledi. Sonradan daimi nezaretçi olduğunu öğrenen Mehmet Erez, ayrıca görevini bilip bilmediği yönündeki soruya da, 'Ben daimi nezaretçinin görevlerini, olaydan sonra okudum. Güvenlikle ilgili görevim olduğunu bilmiyordum. Ancak çalıştığım yerde zaten güvenliğe de bakıyordum" dedi.
MİLLETVEKİLLERİNDEN AİLELERE DESTEK
Bu arada CHP Milletvekileri Utku Çakırözer, Ali Haydar Hakverdi, Hayri Tekin, Tur Yıldız Biçer ile HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'da, duruşmayı izleyip madenci ailelerine destek verdi. Milletvekillerinden CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin de açıklama yaptığı sırada gözyaşı döktü. CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin, 'Basından ve gazetelerden yani sizlerin aracılığıyla bu zamana kadar izliyorduk, izlemeye çalışıyorduk. Soma mağdurlarının eşleriyle, anneleriyle, babalarıyla, çocuklarıyla görüşünce olayın, daha vahim olduğunu ne ekonomik olarak ne şirket olarak ne de devlet olarak sahip çıkılmadığını gördük. Bir Müslüman Türk insanı olarak bundan hicap duydum, utanıyorum. Bu ailelerin ızdırabına bu kadar göz yumulması çok tuhaf geldi. Keşke huzurunuza şu halde çıkmasaydım. Biraz önce bu acıyı bu kadar içinde yaşayarak hissederek, toplumun huzuruna sizin huzurunuza çıkmayı istemezdim ama lütfen bu sese kulak verilsin" dedi.